Başkaldır ey halkım, intifada ey Gazze,
devrim ya Küba,
Sulh ey ikiyüzlü İran, isyan ya Mısır,
vicdanı tok Afrika
İhbar ediyorum:
Başkaldırın bu yenilmiş, kül tutmuş insanlığımıza!
Çocuklar, meraklı olun. Merakın durmasından daha kötü bir şey yoktur (iyi bilirim). Merakın bastırılmasından daha iç karartıcı bir şey yoktur. Merak aşk doğurur. Bizi dünyayla dünya evine sokar. İkamet ettiğimiz bu imkansız gezegene duyduğumuz sapkın, delişmen sevginin bir bölümünü oluşturur. Merak bitince ölür insanlar. İnsanların araştırması gerekir, bilmesi gerekir. Neden yapıldığımızı öğrenene kadar gerçek bir devrim nasıl mümkün olabilir?
Zira bütün sosyal krizlerin içinde ve tüm idamların arasında, bunun siyasi idamın en iğrenç, en ölümcül, en zehirli, en yıkıcı şekli olduğu söylenmelidir. Bu giyotin türü, yolların döşeme taşlarında kök salmakta ve kısa sürede toprağın tüm noktalarında büyümektedir. Devrim zamanlarında, alınan ilk kelleye dikkat edin. Bu, insanların iştahını açar. Bu yüzden kişisel olarak, siyasi sebeplerin yanı sıra duygusal sebeplerle de dört bakanı korumak isteyenlerle hemfikirdik.
Biz yalnızca meclisin ölüm cezasını kaldırmasını başka bir zamanda teklif etmesini tercih ederdik. Bilakis yollarda hırsızlık yapan sıradan adam için; sokakta yanımızdan geçtiklerinde yüzlerine bakmayacağınız sefillerden biri için; konuşmaya tenezzül etmediğiniz, içgüdüsel olarak dirsek temasından bile kaçındığınız, kavşakların çamurunda çıplak ayakla koşan hırpani çocukluk geçirmiş talihsizler için...
Bu insancıklar için, işte, ölüm cezasını kaldırılması keşke bunlardan biri için teklif edilseydi.
Ah! Ancak o vakit bu oturum gerçekten şerefli, asil, Aziz, muhteşem Ve saygıdeğer olurdu.
KARŞILIKSIZ PARA BASMA HEDEFİ
Çalıştığım banka 2002 tarihinde kendileri iktidara gelmiş gibi bir yazı göndermişti.
O gün nelerin döndüğünü çıkmıştım.
Daha fazla bilgi ve belge toplamalıydım.
İngiltere'de devrim ha!!! Bunu kafanızdan çıkarın, efendim. Magna Carta bildirgesini Trafalgar Alanı'nda yırtsanız, Meclis yapısını içindeki milletvekilleriyle ateşe verseniz bile bu ülkede devrim olmaz.
O günkü Rus toplumunda büyük kabul gören bu fikirler, zamanla özellikle Lenin'den sonra iktidara gelen Stalin'in demir yumruk politikalarıyla tam bir baskı rejimine dönüşmüş, 'Halkların kardeşliği'nin yerini Moskova güdümlü zoraki devrimlere bırakmıştı. Sonuçta Lenin'in, sınıfların ve sömürünün olmadığı bir dünya hayali giriştiği devrim macerası, 'emekçi' adına kitleler üzerinde terör estiren bir bürokratik dikta yönetimi ile neticelenmişti.