Tanrı dünyanın diliyle konuşursa bunun yorumunu yapabilirim. Ama senin ruhunun diliyle konuştuğu zaman bunu yalnızca sen anlayabilirsin. Gene de danışma ücreti ödeyeceksin bana.
İlahiyatçılığın doğasını bilenler, ilahiyatçılığın neden mitolojinin cazibesine karşı koyamadığını ve niçin mitolojiyi dini düşüncenin zenginleştirilmesi olarak algıladığını anlayacaktır. Dini öğretilerin tarihindeki en mükemmel ve en saf olanı olan Kur'an'ın monoteizminin adım adım riske edilmesiyle mide bulandırıcı bir din tüccarlığı zuhur etti. Kendilerini müfessir ve inancın muhafızı olarak adlandıran kişiler, bunu -oldukça rahat ve kazançlı- bir meslek haline dönüştürdüler. Bu şekilde fazlaca vicdan azabı duymaksızın dini mesajların hiçbir şekilde tatbik edilmeyişini kabul ettiler.
Majesteleri, kuşkularınızın giderilmesini
Hıristiyan âleminin yapacağı oylamanın sonucuna bırakmakla
Bütün hükümdarlardan daha eşsiz bir bilgelik sergilediniz.
Artık size kim kızabilir? Hangi kötü emelli kişi eleştirebilir?
Derken dört bir yanda minarelerden müezzinlerin sesleri yükseldi:
- Haydi namaza! Haydi kurtuluşa!
Kurtuluşa mı? Hangi kurtuluşa? Neden kurtuluşa? İki bin yıldır burada duran şu kent Büyük İskender'in kahramanlıklarından Roma konsüllerinin lejyonlarına, Arap halifelerinin ordularından Bizanslıların açtıkları ve karadan gölün içlerine uzanan savaş galerilerine ve Haçlı ordularından Selçuklu süvarilerine, muzaffer Osmanlı sultanlarının cengaverliklerine kadar neler görmemişti. Bu arada adı da üç kez değişmişti: Antigoniya, Nikeya, İznik. Üç kez farklı devletlere başkentlik yapmıştı. Kenti ele geçiren her fatih, kimi Zeus, kimi İsa, kimi de Muhammed adına adalet ve kurtuluş vaat etmişti. Dünyanın dört bir yanından insanlar burada toplaşmışlar, Hıristiyan kilisesinin biri diğerinden daha bilge din adamları, kurtuluşa giden gerçek yolu sahtesinden ayırma tartışmalarında birbirlerinin sakallarını burada yolmuşlardı. Müslüman din adamları birbirlerinin ağzını burnunu yine burada dağıtmışlardı. Peki ne uğrunaydı bütün bu didişme, çatışma? Eski egemenin yerini alan yeni egemenin de, tıpkı eskisi gibi, toprağın ve suyun, bağların ve bahçelerin, otlakların ve yaylakların tek sahibi olması, tüccardan ve çömlekçiden, demirciden ve balıkçıdan, rençberden ve çobandan tıpkı eskisi gibi haraç alması için değil mi?
Dini öğretilerin tarihindeki en mükemmel ve en saf olanı olan Kur'an'ın monoteizminin adım adım riske edilmesi ile mide bulandırıcı bir din tüccarlığı zuhur etti.
Kendilerini müfessir ve inancın muhafızı olarak adlandıran kişiler, bunu - oldukça rahat ve kazançlı - bir meslek haline dönüştürdüler.
Bu şekilde fazlaca vicdan azabı duymaksızın dini mesajların hiçbir şekilde tatbik edilmeyişini kabul ettiler
Dini öğretilerin tarihindeki en mükemmel ve en saf olanı olan Kur’an’ın monoteizminin adım adım riske edilmesiyle mide bulandırıcı bir din tüccarlığı zuhur etti.