Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir zamanlar benim de dostlarım vardı. Gerçek dostlar.Ağızlarından çıkacak olanları merak ettiğim dostlar...Sonra anlayamayacakları kadar kötü oldum yanlarında. Daha doğrusu, kontrolüm altında giden ilişkilerimizin bazı anlarında Kayra'nın gerçek yüzünden bir kaç parça gösterme hatası yaptım. Bazen yüksek dozda alkolün yüzünden, bazen yüksek dozda sıkıntının. Dostlarımın yarısı korktu, yarısı da iğrendi. Acıyanlar da vardı bir kaç tane ama onların dürüst olduklarını düşünmüyorum, çünkü olsalardı beni çözmeye çalışarak, sahip olduğumu varsaydığım sorunlarımı anlamak için çabalarlardı. Aslında acıdıklarını söyleyenlerde iğrenenlere dahildi. Sonuçta teker teker yok oldular. Adresler, telefon numaraları yok oldu. Geriye Kinyas kaldı. Arada bir dediğimi dinleyen tek insan. O da yok olursa ne olur? Kayra kalır.Kinyas'ı düşünüp gözyaşı döker yalnızken...Kayra kalır. Kinyas'ı rüyasında görür iki yıl...Kayra kalır. Kinyas'ın ölümünden on yıl sonra ne yüzünü hatırlar, ne yaşananları, ne de konuşulanları...Kinyas gider. Kayra kalır. Bu kadar basit olduğu için hiç sevemedim dostlukları, aşkları...
Sayfa 112Kitabı okudu
İstanbul’un fethi tamamlanır ve Bizans’ın hapsettiği tüm hükümlüler salıverilir. Ancak iki keşiş(papaz) zindandan çıkmak istemezler. Huzuruna getirilen keşişlere Fatih sorar: “Niçin zindandan çıkmak istemiyorsunuz?” Papazlar derler ki: “Biz İmparator Konstantin’e adil ve hakperest ol dediğimiz için zindana atıldık. Böyle bir haksızlık karşısında
Reklam
Kapıdaki delikten beni muayene eden, kapının bir metre ötesinde sırtımı döndürüp aralıkta kulağını uzatarak dinleyen sömürge doktorunu da gördüm. Sonra; kolunuzu çıkarın dedi. Kolumu çıkarmak üzereydim ki kendime duydugum saygıyla bunu yapmaktan vazgeçtim. Garip doktora; teşekkür ederim rahatsız olmayın, dedim. "Hiç gereği yok". Yaptığı muayeneyi ciddiye almadığımı anlatacak gücü kendimde bulabildim.
Oda karardı. Ruhunda boşluk, hüzün vardı. Çevresindeki hayal ülkesi yıkılıyor, bir iz bırakmadan yıkılıyordu. Her şey, düş gibi, gürültüsüz, sessizce gelip geçmişti. Şimdi hayallerinin neler olduğunu bile bile anımsamıyordu. Ama içini sızlatan yeni bir duygu, kışkırtıcı bir istek belirsiz bir yığın yeni hayal çağırıyor... Küçük odada derin bir
Sayfa 25 - Varlık Yayınları - Nihal Yalaza Taluy Çevirisi(Sayfa 25-26)
144 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Hikaye bir durum hikayesidir. Bir olay yoktur. toplumu derinden ilgilendiren bir konu irdelenmiştir. Doğanın tahribine değinilmiştir. Yazar, adanın tasviriyle başladığı hikayeye, kuşları artık göremediğini dile getirerek devam eder. Daha sonra geri dönüş yaparak Konstantin adlı bir adam yüzünden kuşların yok olduğuna değindikten sonra çimlerin tahribine geçer. Sonuç olarak da kuşları ve yeşillikleri çocuklarımızın göremeyeceğini ve bundan büyük üzüntü duyduğunu dile getirmiştir. Son kuşları okuyanlar etraflarına baktıklarında anlayacaktır. Sait faik bizi uyarmış.doğa ve kuşlar katlediliyor diye anlamamışız. günümüzde kuşların göç yollarına üçüncü hava alanı ve ormanlık alanlara çevre yolları yapmaya devam ediyoruz doğayı kendi ellerimizle bitiriyoruz kuşlar katledilmiş,doğa katledilmiş sonunda anlamışız.yasalar çıkarılmış dernekler kurulmuş kolluk kuvvetlerine yetki verilmiş.Doğa ve kuşlar korumaya alınmış ağır cezalar öngörülmüş. ama dinleyen gene yok başta da ülkeyi yönetenler....
Son Kuşlar
Son KuşlarSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201913,5bin okunma
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
Reklam
Aşkı konuşmak için dudaklarımı kutsanmış ateşle temizledim, ama hiçbir sözcük bulamadım. Aşktan haberdar olduğumda sözler cılız bir hıçkırığa dönüştü, yüreğimdeki şarkı derin bir sessizliğe gömüldü. Ey bana gizlerinin ve mucizelerinin varlığına inandığım Aşk'ı soran sizler, Aşk peçesiyle beni kuşattığından beri ben size aşkın gidişini ve değerini
İlelebet payidar. Mustafa Kemal.... 77 senedir konuşmuyor. Can kulağıyla dinliyoruz. 13 senedir konuşuyorsun. Ciddiye alıp dinleyen yok... Cumhuriyet budur...
Gazete
"Filmdeki müzik dinleyen kitaplar tablosundan çok etkilenmiştim." Yok böyle bir şey, ben uydurdum :) içiçe geçmiş sanatsal zincir oluşturdum :)) Hayatı sanat gibi yaşamak isteyen sevgili okurlara güzel bir gün, güzel bir hafta diliyorum. Havalar soğusa da içinizdeki sevgi sizi ve etrafınızı ısıtsın, tebessümleriniz pozitif enerji yaysın istiyorum, hepinize ama hepinize gerçekten mutluluklar diliyorum :)
"Ne yazayım. Ne söyleyeyim? Aklımın da vicdanımın da vidaları gevşemiş gibi geliyor bazen. Az önce anneme bağırdım. Ayva yemek istemişti canım yukarı mutfağa çıktım. Bir sürü meyve vardı ama ayva yoktu. Anne dedim yediğim tek meyve ayva ve bizde sadece ayva yok ben yemeyeyim diye mahsus mu almıyorsunuz? Yarın alırız kalmamış vs. diyecekken
Reklam
Herkes her şeyi bildiğini sanıyor. Söz dinleyen yok...
Sayfa 84 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
(Uzun olduğunu biliyorum fakat zaman harcamaya değecek çok güzel bi hikaye okumanızı tavsiye ediyorum.) İYİLİK VE KÖTÜLÜK Bir varmış bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş. Günün birinde biri İyilik biri Kötülük diyorlarmış iki kişi varmış. Bunlardan biri sürekli iyilik yapma gayretinde öteki kötülük yapma gayretindeymiş. Bir gün böyle bizim gibi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.