Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
“EFELERİN İSYANI...”
Çok anlamlı bulduğum bu kitap can dostumun bana doğum günü hediyesiydi.. Roman, ne A ne de B kişisinin hayal dünyası, ya da hayat hikayesi. Ne de profesörlerin arşiv arşiv gezerek elde ettikleri tarihi bilgilerin derlemesidir. O geçmişi yaşamış bir Üsteğmen’in hatıratıdır. O, 7 düvele nam salmış Aydın’ımızın Yörük Ali Efe’sini Milli Mücadele’ye inandıran ve kazandıran, onu Kurtuluş Savaşı saflarında çarpışmaya inandıran subaydır kendisi. O, Anadolu’daki Efeler isyanının görgü tanığı ve örgütleyicisiydi. Milli Aydın Cephesi Kumandanı olarak üne kavuşup, ardından İzmir’in kurtuluş günü 9 Eylül’de Karşıyaka’ya bayrak çeken Üsteğmen olarak tarihe geçti. O insan, Girit doğumlu Zekai Kaur’dur.. O, her ne kadar adı pek bilinmese de, Aydınlı kahramanımız Yörük Ali Efe’yi hayatının sonuna kadar yalnız bırakmadı, ortağı oldu. Şehit efelerin kabirlerini yaptırdı, onların hatırlanmaları için kaleme sarıldı. Ve ortaya bu kitap çıktı. Okumanızı isterim..
Efeler İsyanı
Efeler İsyanı
, yazar
Yaşar Aksoy
Yaşar Aksoy
’un ‘100. yılında Ulusal Direnişin Bilinmeyen Tarihi’ dizisinin 4’üncü kitabıymış. İlk kez yayımlanan bu hatıratta, Ege’deki Kuvayı Milliye direnişi hakkında yeni bilgiler yer alıyor. Ayrıca Efelerin tek tek mücadeleleri de anlatılıyor. Arkadaşıma bu değerli hediyesi için teşekkür ediyor, Efelerimizle bir kez daha gurur duyuyorum...
Efeler İsyanı
Efeler İsyanıYaşar Aksoy · Kırmızı Kedi · 08 okunma
389 syf.
10/10 puan verdi
Kader Kuyusu
***Yazacaklarım, kitap hakkında ipucu içermemektedir, zira kitaba değil kitap ekseninde, kitaba konu olan gerçeklere değinmek istiyorum. Celadet Bedirhan...Tam adıyla Celadet Eli Bedirxan. Bilhassa tüm Kürtler tarafından yakından bilinen, Mehmed Uzun'un tabiri ile "Gökteki on dördünü doldurmuş ay gibi tanınan" bir aydın, bir yazar,
Kader Kuyusu
Kader KuyusuMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20173,325 okunma
Reklam
FAŞİZM YOK OLMAZ PUSUYA YATAR.... VİCTOR JARA ÜZERİNE KISA BİR İNCELEME
“Ve cellat uyandı yatağında bir gece Tanrım dedi bu ne zor bilmece Öldükçe çoğalıyor adamlar Ben tükenmekteyim öldürdükçe” 1970 yılı Şili seçimleri, Şili için olduğu kadar dünya siyaseti adına da çok önemli bir dönüm noktasıydı. Çünkü 1970’te demokratik seçim yoluyla ilk sosyalist lider Salvador Allende (1903 – 1973) başa geçmişti.
Hüzün Hep En Öndedir.
Bu iletim
Li-3
Li-3
sevgili Yasin'e ithaftır. Benim nenem yüz küsur sene yaşadı. Elimizde bir belge yok ama. Fakat iyi parmak hesabı yaparız. Sultan Reşat der. Parmaklarımızı sayarız. Atatürk yeni padişah olduydu der, parmaklarımızı. Maşallahı vardı nenemin. Eceliyle kaybettiği üç evladını toprağa verdi. Yaşlanıp
EŞİT VE ÖZGÜR BİR HAYAT İSTİYORUZ!
KADINLAR KAZANACAK, EMEK KAZANACAK! "New York’ta bir tekstil fabrikasında yanarak hayatını kaybeden işçi kadınların ardından bugün, 164 yıl sonra da dünyanın her yerinde, ayrımcılığa, şiddete, eşitsizliğe, sömürüye, baskılara karşı verdiğimiz; eşitlik, özgürlük, emek, hak, adalet, barış, laiklik mücadelesi ve dayanışma için sesimizi,
gitarıyla faşizme karşı direnmiş bir sanatçı...!!! VENCEREMOS
15 Eylül 1973'te, yani Pinochet darbesinden dört gün sonra, adı sonradan Victor Jara Stadyumu olarak değiştirilen Şili Ulusal Stadyumu'nda toplanan binlerce devrimciden biri olan Jara, burada gördüğü işkencenin ardından öldürülmüştür. Stadyumda binlerce devrimcinin hep bir ağızdan eşlik edip söyledikleri bu şarkı, stadın en yüksek rütbeli gestapo subayı, Pinochet’in sağ kolu, işkenceci Albay Mario Manriguez Bravo’yu öfkelendirir. Havaya ateş emrini verir. Stadyum mermi sesleri ile inlerken şarkı hala devam etmektedir. Ateş kesildikten sonra, şarkıyı söyleyeni aramaya başlayan askerler Jara’yı bulurlar ve gitarını çalamaması için önce ellerini kırarlar. Ancak Jara, şarkıyı söylemeyi sürdürmektedir. Jara’nın katili olarak tarihe geçen “Prens” lakaplı Edwin Dimter Bianchi, Jara’nın kafasını dipçikle parçalar. Bedenini delik deşik ederler. Yetmez… Parmaklarını keserek tribünlerin önüne asarlar. Jara artık direnişin simgesi olmuştur. Elbette söylediği şarkı “Venceremos” da… Hemingway, “Bir nesil biter, yeni bir nesil gelir. Güneş de doğar, batar. Yeryüzü sonsuz gider. Tüm ırmaklar denize akar, ama deniz dolmaz,” diyor. Kalbimiz, kaybettiklerimizin anısıyla doldurduğumuz birer toz kuyusu artık... Hâlâ bir ateş var avuçlarımızda biliyorum, üflenmeyi bekleyen... anısına saygı ve özlemle.....!!
Reklam
639 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Diğer incelemelerime nazaran biraz uzun bir inceleme, okuyanlara teşekkür ederim.
Ah Memed'im, ah şahinim! Yaşar Kemal'in 32 yılda yazmış olduğu İnce Memed serisi 4 kitaptan oluşuyor. Son kitabı az önce bitirmiş olmanın verdiği buruklukla incelememi yazmaya çalışıyorum. Ne söylesem az kalacak. Çok güzel, çok başarılı, çok mükemmel, muazzam, müthiş, fevkalade, fevkaladenin fevkinde! Anlatamıyorum, anlatılmaz yaşanır bir
İnce Memed 4
İnce Memed 4Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202115,8bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
İnsan olmak nedir? Yıllardır ilkokul sıralarından beri bize sorulan, cevabı öğretilen bir soru var. İnsanı diğer canlılardan ayıran özellikler nelerdir? En başında akıl ve irade sahibi olmamız gelir, ardından bize lütfedilen, kendi gözümüzde bizi dünyada hatta evrende en üst seviyelere taşıyacak "mükemmel" özelliklerimiz sıralanır.
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
Bu ayva var ya (gülümsüyor)... Bunu sevgilim verdi bana. 'Yeme' demedi ama, olsun. Yemiyelim! Hatıra! Hatıra yenir mi hiç. Ayıp olur. Bir karşılaştığımızda derim ki ona; 'verdiğin ayva konsolun üstünde duruyor. Günde kaç kere ona bakıyorum, senin ardından baktığım gibi.
Sayfa 181Kitabı okudu
İnsanın gerçekten sarsıcı bir korkuyu bertaraf etmek için olayların anarşisine olan idraksizliğin rahatsız edici kesinliğiyle tepki vermesinin ardından, bu tepkinin can sıkıcı tekrarı sonucunda kendisini alaycılığın aşındırıcı etkisine bıraktığını gözlemlemişti.
Sayfa 15 - Can yayınları
Reklam
Aslında insan aklı, kendisinin de bilmediği üzere, “nesneler arasındaki ilişkinin gerçek yapısına uyum sağlamak”tan yoksun bırakıldığı için, en azından bu ilişkilerin evrensel huzursuzluğunun her türlü sağduyudan yoksun olması ya da insan varlığının sadece bu ebedi huzursuzluğun itaatkar bir kölesi olması gibi, ümitsizliğe ya da hayranlığa neden olacak niteliklere sahip değildi. Aydınlanmanın ardından büyülü ancak buz gibi soğuk krallık, anında kaybolsa da, benliğine vuran dalgaları dinmemiş, yitip giden geçmişin ve hala capcanlı görünümün etkisiyle sürüklenirken hissettikleri, ne hayranlık ne de hoşnutsuzluk sayılabilirdi: Salt boşvermişlik, sabır ve sadece kendi üzerine vazife olanları idrak edebileceğini gösteren sıradışı bir merhametle barışık olma haliydi.
Sayfa 227 - Can YayınlarıKitabı okudu
256 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Aşkın, gücün, direnişin simgesi Kahlo !
Kahlo’yu tanımayanımız yoktur aramızda. Tek kaşlı portre resimleri ve aşkıyla zihnimizin bir köşesine yerleşmiştir herkesin. İşte bu kitapta Kahloyla ilgili zihninizdeki eksik parçaları tamamlamanıza yardımcı oluyor.  eğer ki onu daha yakından tanımak isteyenleriniz varsa bu kitap sizin için ilk durak olabilir. Kitap Frida Kahlo‘nun aile hayatıyla başlayıp resim serüvenine girişiyle devam ediyor. Ardından meşhur Diego’su giriyor sahneye. Siyasi kimlikleri, aldıkları resim siparişleri, katıldıkları davetler ve diego‘nun çapkınlıkları ile ilerliyor kitap. Ama bu esnada Frida‘nın gücünü de kanıtlıyor bizlere. Diego ve en sevdiği kardeşinin kendisine karşı yapılan ihanetinde, geçirdiği kazada, gördüğü zorlu tedavilerde direnişin simgesi oluyor adeta ve asla pes etmiyor. Kitapta aynı zamanda Frida Kahlo‘nun yaptığı resimlere de bolca yer verilerek görsel bir şölen oluşturulmuş. Resimleri incelediğinizde aslında hepsinde Kahlo‘nun hayatından bir iz olduğunu göreceksiniz. Bunlar arasında benim en etkilendiğim ise kendini çizerken sol yanını boş bir delik olarak bırakıp kalbini yerde kanlar içinde resmettiği tabloydu.
Kahlo
KahloGerry Souter · Yapı Kredi Yayınları · 201361 okunma
Şehrin bataklığını aşmayı başaramadığı için, yıllar süren mücadelenin ardından, kendisini içine doğduğu aptallığın bulaşıcı çamuruna gömerek kurtulmaya çalışmıştı.
Sayfa 131 - Can Yayınları. 1. Basım Kasım 2023. Çeviren: Leyla Önal.
215 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Tu (Sen)
Kürt romanı konusunda en uzun yolu yürüyen Mehmed Uzun'un aslında ilk romanı olan ve Türkçeye çevrilen 'Sen', yalnızlığın, çaresizliğin ve aynı zamanda trajikomik bir biçimde direnişin romanıdır Trajik yaşamların, çaresi tükenmiş, buna rağmen menzilinden şaşmayan ve tam da bu yüzden yıkıma uğrayan, önemlerini yazgılarıyla ispat etmiş Kürt
Sen
SenMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20114,094 okunma
157 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.