_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar.
_Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım.
_Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Trabzon, kıyıda demirlemiş, her biri aşağı yukarı ikişer grostonluk dört paslı askerî nakliye sefinesi ile, mazı ve akçaağaçlar içinde âdeta kaybolan Fâtih Câmii ve çevresindeki, herbiri mütevâzı birer mimârî şâheseri olan küçük evler ile, başta Zağnos Paşa’nınki olmaküzere taş köprüleri ve nice câmi ile, Küçük Ayvasıl Kilisesi, hükümet binâları,
En kötü ihtimalle bir noktada anlaşabileceğimizi düşünüyorum.”
“Fakat haksız olduğun bir taraf var” diyen Markiz Juliette’yi çekici bakışlarıyla süzmeye başlamıştı, birbirlerinden çok hoşlandıkları belli oluyordu.
Diğerlerinden ayrı Justine ile olan Şövalye, “İtiraf etmeliyim ki henüz tam olarak sertleşmedim. Ama bunun önemi yok çocuğum yanıma gel, küçük güzel kız, diz çök ve beni em sonra da bana aminin değil kıçının marifetlerini sunmanı istiyorum” dedi. Justine’in boyun eğdiğini fark edince, “evet bu kız benim için çok uygun,” dedi.
Sör Jorah yaşlı adama uzun bir bakış attı. “Sopalı bir yaver Braavoslu Mero'yu öldürdü, öyle mi?”.
“Sopalı,” diye doğruladı Dany, “ama artık yaver değil. Sör Jorah, Arstan’ın şövalye ilan edilmesini istiyorum.”
“Hayır."
Yüksek sesli ret yeterince şaşırtıcıydı ama daha tuhaf olan, itirazın iki adamdan aynı anda gelmiş olmasıydı.
Sör
Ne olacaksa olsun, diye düşündü Geralt. Bıktım her şeyden. Yalan söylemeyeceğim.
"Geralt."
"Nerelisiniz?"
"Hiçbir yerliyim."
"Jovalyelik falan?" Meve, ayaklarının önündeki kumları yine kanlı tükürüğüne buladı.
"Anlayamadım? Hayır, şövalye değilim, majesteleri."
Meve kılıcını çekti. "Diz
"sanat, doğası gereği hayatın daha eksik ve daha az dolaysız bir ifadesini verme durumundadır."
Darağacında bile mertebeye bağlı şeref dikkate alınmaktaydı. Örneğin Ahırlar Nazırı Saint-Pol için, darağacı bolca zambak çiçeğiyle süslenmişti; üzerinde diz çöktüğü yastık ve gözlerine bağlanacak mendil al kadifedendiler ve cellat daha
Theo kılıcı elimden aldı. "Kralın önünde diz çök, Griff." Etrafıma bakınıp kralı aradım. "Benim, sersem. Kral benim, başka kim olacaktı? Wade mi?"
Moralim bozuk olmasına rağmen gülümsedim ve beni şövalye ilan etmesi için diz çöktüm.
"Bu yağmurlu perşembe gününde, ben, New York Şehri Kralı Theo, asla vakit ayırıp da okumayacağım kurgu romanlar hakkındaki engin bilginden dolayı seni New Yorklu Sör Griffin ilan ediyorum. Bir de komik bulmasan duymak için her seferinde kendime yumruk atmak isteyeceğim kadar çok çok sevdiğim kahkahandan dolayı."
Theo kılıcı elimden aldı. "Kralın önünde diz çök, Griff." Etrafıma bakınıp kralı aradım. "Benim, sersem. Kral benim, başka kim olacaktı? Wade mi?"
Moralim bozuk olmasına rağmen gülümsedim ve beni şövalye ilan etmesi için diz çöktüm.