Merhaba Arkadaşlar Hepimize geçmiş olsun. Daha yeni paylaşım yapabiliyorum çünkü bende enkazdan çıkarıldım . Elhamdülillah çok şükür iyiyim ama bedenen iyiyim kalbimiz kan ağlıyor yüreklerimiz sızlıyor. yer hep sallanıyor .psikolojimiz alt üst oldu. Birçok arkadaşımı kaybettim. Daha bir çoğundan haber alamıyorum .Hocalarımdan haberim yok sevdiğim bir çok insanı kaybettim Güzel Adıyamanım yerle bir oldu. bu deprem bana çok güzel şeyler öğretti. Dünya malı o kadar boş ki bir ev almak için ömür harcayan insanlara sesleniyorum. Bir araba almak için borçlanan insanlara sesleniyorum. Bir iş yetmeyip iki işi birikte yapan insanlara sesleniyorum Hepsi o kadar boş ki umarım bunu anlarsınız. Elhamdülillah müslümanım o enkazın altında tek destekçim Allah celle celalühu'dü tek umudum oydu bundan dolayı Allah yolunda ayrılanlardan ziyan olanlardan olmayın. Arkadaşlarımın kuzenimin akrabalarımın mekanları cennet olsun Allah rahmet eylesin ölen bütün kardeşlerime Allah rahmet eylesin.
Bu eseri incelemeye başlamadan önce beni çok heyecanlandıran bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. Evet, ölümünden tam 132 yıl sonra, ölüm yıl dönümüne sayılı günler kala Van Gogh'un gizli bir otoportresi keşfedildi. Bu incelemeyi yazmamdan tam 10 saat önce keşfedilmiş ve ben bu haberi yeni gördüm. Bir okur için bundan daha güzel bir sürpriz
SONUNA KADAR OKUYUN!
İbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor:
- Bir gün Resulullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi;
- Ev sahibi... İçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir
O geceyi anlatmaya çalışmak ne kadar doğru bilmiyorum, ya da ne kadar kendimi ifade ederim onu da bilmiyorum. Bazı acılara sözler anlam yüklemiyor, tesirsiz kalıyor. 2022'de Haziran ayında öğleleyin yatak alttan üstte doğru sıçradı tabi bu durum bana normal gelmedi. Herkesin dilinde bi maraş depremi vardı zaten, hep ne zaman olacak
* Bir insanı tamamıyla tanımak için bazen asırlar bile yetişmez; kâfi derecede tanımak için bazen bir an bile yetişir.
Cumhuriyetiyet dönemi Türk edebiyatı yazarlarından olan Peyami Safa yı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Madmazel Notaya nın Koltuğu ve Yalnızız romanlarında tanıyoruz daha çok..
Gazeteci kimliğinin yanı sıra yaşamı ve fikrî
Antoine de Saint-Exupéry'nin gerçek yaşamından uyarlanmış kaldı ki karakterlerin isimleri de gerçek aynı kendi adı gibi. Bu eseri karakterlerin de isimlerini oluşturduğu arkadaşlarına ithaf etmiş. Ben de bu incelemeyi
Ayşe Ümit Karabacak'ın 30 gün yazı planına başlamaya karar vermiştim ama her gün yazmak yerine aklıma geldikçe yazıyordum. Üçüncü planın sadece ilk gününü yazmışım ve bugün ikinci günden devam etmeye, "Geçtiğimiz yıl hayattan en iyi öğrendiğin şey." kısmını yazmaya karar verdim.
Bu yazıyı geçen yıldan öğrendiğim
Namazın gittiyse, senin dinin yıkılıyor nefsim , dünya başına geçiyor. Gözünün önünde koca bir binayı yıksalar olduğun yere çakılır, kendinden geçersin. Dinin sallanıyor, imanın can çekişiyor farkında mısın?..
Bu zamana kadar okuduğum fantastik romanların arasında en farklısını okudum diyebilirim. Yazarın kendi oluşturduğu bir dünya oluşu ve roman içinde anlatılan belli başlı olaylar haricinde de tam manasıyla fantastik roman okudum diyemiyorum. Daha çok 12. YY İngiltre'sinin romanını okudum gibi hissettim kendimi roman boyunca. Çünkü iyi ve kötünün