Bizler sosyal ağların müşterisi değil, bizzat ürünüymüşüz. Farkındasınız değil mi? Bizi tüm bilgilerimizle satıyorlar.
“Kullandığımız sosyal ağlara her gün ücretsiz bir şekilde verdiğimiz tüm veriler, tüm beğenmeler, twitler, dürtmeler daha sonra reklamcılara ve pazarlamacılara satılmak üzere, konumu belirleniyor ve sıralanıyor.” (...) Geri planda, “Her bir insan için oluşturulan ayrı ayrı profillerde ise ırk, cinsiyet, telefon numarası, kullanılan otomobil türü, eğitim seviyesi, çocuk sayısı, evinin metrekaresi, mevkii, son alışverişleri, yaşı, boyu, kilosu, medeni hali, siyasi görüşü, sağlık sorunları, mesleği, solak olup olmadığı, evcil hayvan sahipliği ile hayvanın türü gibi yüz elliden fazla özel başlık bulunuyor.” (…) “On dokuz yaşındaki erkek bir öğrenciye bebek bezi reklamı göstermek, bir yöneticinin pazarlama bütçesini boşa harcaması anlamına gelir. Ancak aynı reklam, otuz iki yaşında hamile bir ev hanımına gösterildiğinde, şirkete yüzlerce dolarlık satış olarak geri dönebilir.Veri simsarları, topladıkları dijital istihbaratın değerini olabildiğince arttırmak için, bizleri gün geçtikçe daha da sipesifik bir hal alan gruplara ve profillere ayırıyor. Dünya artık veri gözetimiyle dönüyor.”
Sinan Akyüz'e teşekkürlerimi sunarım. Kitabı okurken, elimden geldiğince ince bir titizlikle ve objektif bakış açısı ile okumaya çalıştım, incelememi bu titiz çalışmam ile gerçekleştirdim. Yeri geldiğinde duygularımın
