Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sidney'e vardıklarında hava kararmıştı ama televizyon kulesi şehrin ortasında koca bir ampul gibi yanarak onlara yolu gösteriyordu. Andrew, Opera Evi'nin çok uzağında olmaya Circular İskelesi'ne sürdü ve arabayı durdurdu. Bir yarasa farların önünde son süratle fırıl fırıl dönüyordu. Andrew bir sigara yaktı ve Harry'ye arabadan inmemesini işaret
biryudumkitap.com dan kopyalanmıştır.
Özgürlük bir düş müdür? Sanki herkes özgürleşmek ya da özgür kalmaya çalışıyormuş gibi görünmek istemektedir. Eğer bu bir illüzyonsa günümüzde yaşamsal bir illüzyona dönüştüğü söylenebilir. Ahlak, töre ve zihniyet gibi şeylere bakıldığında bu illüzyonun tarihinin derinliklerinden çıkıp gelmiş olduğu ve kesinlikle engellenemeyeceği
Sayfa 49
Reklam
Ona yalan söyledim, kendime yalan söyledi. Hep böyle oluyor! Her şey bir düş ve düşten başka bir şey yok. İnsan konuşurken yalan söylüyor ve kendi kendine konuşurken, yani düşündüğünü bilerek düşündüğü zaman yalan söylüyor. Fizyolojik yaşamdan daha gerçeği yok. Söz, toplumsal üründür, yalan söylemek için yaratılmıştır. Bir düşünürümüzün , gerçeğin de söz gibi toplumsal bir ürün olduğunu söylediğini duydum, zaten herkes buna inanıyor ve buna inanırken anlaşılıyorlar. Toplumsal ürün olan yalandır...
Anlamış bütün gerçeği; ne yürüyormuş ne duruyor. Yürüyorum dediği durmanın ta kendisiymiş. Düş gibi bir sey yani... Koşarsın koşarsın da varamazsın hani; içindeki umut, varamadığın kadar büyür. Sen bakarsın ışıltıyla. İleriye uzanırsın, uzandıkça kolların uzar babam uzar... Gene de boşluğu avuçlarsın hep; düşünü düş yapan boşluğu...
Gılgamış destanında Nuh tufanı
Gılgamış, sana gizli bir şey açayım. Tanrıların gizini söyleyeyim: Şurippak, senin bildiğin bir kent, Fırat’ın kıyısındadır. Bu kent çok eskiden varken, tanrılar bu kentin yanındaydılar. Tanrıların aklına bir tufan yapmak geldi. Bunların babaları soylu Anu, hükümdarları yiğit Enlil, büyük vezirleri Ninurta, su yolcuları Ennagi ve Bilge Ea
Yürüyorum dediği, durmanın ta kendisiymiş. Düş gibi bir şey yani...
Sayfa 63 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
'O zaman anlamış bütün gerçeği; ne yürüyormuş, ne duruyor. Yürüyorum dediği, durmanın ta kendisiymiş. Düş gibi bir şey yani... Koşarsın koşarsın da varamazsın hani; içindeki umut, varamadığın kadar büyür. Sen bakarsın ışıltıyla. İleriye uzanırsın (uzanmak istiyorsun yalnızca), uzandıkça da kolların uzar babam uzar... Gene de boşluğu avuçlarsın hep; düşünü düş yapan boşluğu...'
Sayfa 63
Le Horla -Bir Garip Hikaye-
Ruh hekimlerinin en ünlüsü ve en seçkini Doktor Marrande, üç meslektaşına ve doğal bilimlerle uğraşan dört bilgine, hastalarından birini görmek üzere, yönettiği akıl hastanesinde bir saat geçirmelerini rica etmişti. Bir araya gelince dostlarına şöyle dedi: “Size şimdiye kadar karşılaştığım en tuhaf ve en kaygı verici vakayı
Ayrıntı Yayınları - Çevirmen: Serdar Rifat Kırkoğlu
Yürüyorum dediği, durmanın ta kendisiymiş. Düş gibi bir şey yani... Koşarsın koşarsın da varamazsın hani; içindeki umut, varamadığın kadar büyür. Sen bakarsın ışıltıyla. İleriye uzanırsın (uzanmak istiyorsun yalnızca), uzandıkça da kolların uzar babam uzar... Gene de boşluğu avuçlarsın hep; düşünü düş yapan boşluğu...
Sayfa 59 - Everest YayınlarıKitabı okudu
16 Haziran 1992 Cumartesi, saat 8
Bu sabah musluktan su akmıyordu. Blop, blop, iki bebe hıçkırığı, hepsi o kadar. Komşu hanımın kapısını çaldım: onların evinde her şey yolundadır. Ana vanayı kapatmış olmalısınız, dedi bana. Ben mi? Nerede olduğunu bile bilmiyorum, buraya yeni taşındım, biliyorsunuz, eve de akşamdan akşama geliyorum. Tanrım, yoksa bir haftalığına
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Küçük çocuklar bilimsel sorular sorduğunda birçok yetişkinin şaşaladığını gözlüyorum. Ay neden yuvarlak? diye soruyor çocuk. Çimen neden yeşil? Düş nedir? Bir çukur en fazla ne kadar derin kazılır? Dünya’nın doğum günü ne zaman? Neden ayak parmaklarımız var? Birçok öğretmen ve ebeveyn bu sorulan rahatsız ya da alaylı bir tavırla yanıtlıyor veya hemen başka bir şeye sarılıyor: "Ne sanıyordun, Ay kare- mi olacaktı yani?" Çocuklar kısa süre sonra, bu soruların her nedense büyükleri sıklığının farkına varıyor, böyle birkaç deneyim daha yaşadıktan sonra, bir çotuk daha bilimden soğuyor. Yetişkinlerin neden 6 yaşındaki çocukların önünde her şeyi bilir gibi görünmeleri gerektiğini ömrüm boyunca anlayamadım. Bir şey bilmediğimizi açıklamanın nesi kötü? Kendimize güvenimiz bu denli kırılgan mı?
755 öğeden 736 ile 750 arasındakiler gösteriliyor.