Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Emily onun yaşananları bir nedenden ibaret görmesini istemiyordu."Sonunda beni kurtaran sendin...Lütfen bunu unutma.Bazı şeyler yaşanmadan hayat normale dönmez bazen.Bunun bir sınama olduğunu düşün." "Seninle sınanmak istemiyorum Emily.Bir daha seninle sınanmak istemiyorum.Yapabileceklerimin düşüncesi beni bile korkutuyor." Emily o kadar şaşkındı ki Marcus'un tutkulu sevgi sözleri karşısında coşkulu bir tepki veremeyi düşünemedi.Daha önce kimse tarafından böyle sevilmemişti.Aslında bir erkeğin bir kadına buna benzer sözler söyleyebileceğinden bile emin değildi.Belki de bunu,sakince sessizlik içinde kabul etmeli ve Marcus'un sımsıkı,söylediklerinden daha fazlasını anlatan sıcak sarılışının tadını çıkartmalıydı.
Sayfa 467Kitabı okudu
Angel, genç kızdaki derinliğin nedenini bilemezdi elbet.Bilemediği içn de tecrübenin uzunluk süresine göre değil de acılığına göre insanı etkilediğini düşünemedi o anda.
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Kadın asker olursa, ne olur? diye sorarlardı hep... Kimse düşünemedi bu çizme modası çıkıncaya dek, Kadınların süvari olmak istediklerini Üç nalla bir ata...
Sayfa 47 - Doğan Kitap
Nihayet öküz arabaları asfalt yola gübrelerini, kumlarını, killerini, çamurlarını dökerek mağrurane şehre girdiler.Kasaba çarşılarını mahut gıcırtı bir öğleüstü doldurdu.Esnaf suratını astı.Belediye reisi istifayı bastı. Dairesinden kahramancasına çıktı.Şehir esnafı şekerci sinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. Yine kimse aklına bu şehir yapıp edenin,daha da yapıp edecek olanın şu beğenmedikleri öküz arabaları olduğunu, onların paltolarına, eteklerine sıçrattıkları sarı, kırmızı, kara çamuru öpmeleri süpürmemeleri lazım geldiğini düşünemedi.   Belediye reisi işte bu iktisadi sebepten mahzun, mağrur, kahraman evine döndü. Fakat esnaf onun bisikletlere yaptığı iyiliği unutamadılar. O bir daha şıkır şıkır parladığını göremeyecekleri asfaltın bir daha gölgelerini bile göstermeyeceğini anlayınca eski belediye reisini Mebus seçtiler
DÜŞÜNEMEDİ
Bugün arkadaşlarla oturup sohbet ediyorduk ortamda bir felsefeci olunca ister istemez bir soru cevap kaosunda bulabiliyorsunuz kendinizi.Böylece öğrendim ki böylede bir ders varmış. Düşünme dersiydi sanırım yeni müfredatta varmış. Heyt be dedim ne kadarda güzel birşey düşünüp fikirlerini dile getirme dersi. Taze beyinler, taze fikirler. Oldukça faydalı ve ufuk açıcı.Ama sonra aklıma geldi ne düşünmesi ne fikri? Birşey söylemek istesek bir yandan çevre baskısı bir yandan bize gülerler mi dalga geçerler mi kafası biz hangi kafayla düşündüklerimizi beyan edebileceğiz ki? Birbirimizi dinlemeye tahammülümüz kalmamış. Sadece eleştir yargıla ve mahkum et. Sonuç odaklı kafalar işte. Herkes aynı düşünmek zorunda değil ki neden bu psikolojik baskı. Sizler bizler nasıl bu görünmeyen baskının altında düşündüklerimizi beyan edelim nasıl yeni fikirler yeni beyinler görebilelim? Olmuyor işte olmuyor. Birbirimize saygı duymuyor, bizimle aynı görüşte olmayan insanları dinlemeye tahammül edemiyoruz. Onları destekleyin haklısın deyin demiyorum ki sadece saygı duyun ve birbirinizi incitecek sözler sarfetmeyin. Biz işte bunu yapıyoruz dışlama politikası uyguluyoruz birbirimize. Benden değilsin algısıyla zehirliyoruz birbirimizi. Bu yüzdende sustuklarımız büyüyor içimizde işte. Yeşermeye hazırlanan fikirler kalıyor toprağın altında. Önce sevelim sonra saygı duyalım ki ne fikirler çürüsün ne de çiçekler..
326 syf.
1/10 puan verdi
·
63 günde okudu
(Türkcemde hata olabilir, türkiyeli degilim, duyarli olmanizi rica ediyorum, ayrica feminizim icerir) Bu kitabi malesef nadiren anlayanlar oluyor. Goethenin hayat eseri olmakla beraber bircok mesajlar ve gercekler icerir. Ilk okudugumda nefret ettigim bir kitapdi. Ikinci kez okuyup anlamaya calistigimda ve Goethenin kendi kitabi hakkinda
Faust
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · Oda Yayınları · 201213,5bin okunma
Reklam
Bir Yudum Kitap
Şu asırda insanın ne büyük dertleri var. Bugün ne giyecektir, yarın ne yapacaktır, öteki beriki hakkında ne konuşmuştur vesaire... Bazı kıtalarda çocuklar ölür fakat bizim dertlerimiz çok daha büyüktür. Tahsin Yücel, "Hepimiz insanlığın bir parçasıyız, insanlığın her sorunu bizim de sorunumuz." der. Biraz kendimize gelsek ya, sevgili
Bu zavallı aynaya bakmaz mı hiç? Görmez mi yılların tahribatını? Şu köylüler her şeyi büyüye ya da nazara bağlar zaten. İş bulamazlar, göze gelmişlerdir; bir şey ters gitti, nazar değmiştir. Başına gelen her belaya başkalarının kıskançlığını bağlayan kişinin kendi kıskanç demektir. Hepimiz öyle değil miyiz? Bana da büyü yapılmıştır belki Birkaç gün büyüden başka bir şey düşünemedi. Sonunda şöyle dedi kendine: İşte, yaradılışta var olan günah bu!
Ruhlarınız orospulaştığından beridir aşklarınız, kardeşlikleriniz meşrulaştı… Kılıflarınızı tanrı bile düşünemedi şimdiye kadar… Hepiniz teker teker mesih, pop yıldızı, bar filozofu, entellektüel havalarında gezinir oldunuz… Tekrar ediyorum benim tek derdimdir hiç olmak… Aynı yolda yürüdüğüm kişilerle elbet kesişecektir yollarımız… Yaşasın patikaların özgürlüğü… İshak Kaftar
-Kırılmış bi yüzü birleştirebilir misin? -Duruyor mu parçalar? Durmuyor. Bir gün ihtiyacı olacağını düşünemedi.
337 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.