NARCISSUS — Yunan mitolojisinde, Ekho’nunki (Yankı) dahil bütün aşkları reddeden, bu yüzden de üzüntüsünden eriyen son derece güzel bir genç adamdır. Onun bu duyarsızlığını cezalandırmak amacıyla, Nemesis, onu, bir havuzda gördüğü kendi yansımasına âşık eder. Bu defa, gene üzülüp erimeye başlayan Narkissos, kendi adını taşıyan çiçeğe (nergis) dönüşür.
Sayfa 502 - Yapı Kredi Yayınları, 5.Baskı, Mayıs 2021
Duyarlılığımız kesinlikle zekâdan öncedir, dolayısıyla fikirlere sahip olmadan önce duygulara sahip olmuşuzdur.
Reklam
Bizim bu küçük burjuva duyarlılığımız...
152 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Erkek egemen toplumun açlıklarını, sevgisizliğini ve duyarsızlığını metaforik bir dille anlatmış. 13 öyküden oluşan kitap ilk öyküde nefesinizi kesiyor ve son sayfaya kadar derin bi nefes alabilmek ne mümkün. Kadın-erkek her bir bireyin içindeki yanlızlığı, çırpınışları ve dile getiremediği sevgi açlığı...
Gamze Arslan
Gamze Arslan
Kanayak
Kanayak
#kitapagacisabitfikirkulübü
Kanayak
KanayakGamze Arslan · Can Yayınları · 2019675 okunma
Sahip olduğumuz sürece hayatın en büyük üç saadetini, yani sağlık, gençlik ve özgürlüğü fark etmeyiz, ne zaman ki kaybederiz ancak o zaman ayırdına varırız onların, çünkü onlar da yokluk halidir. Hayatımızın belli günlerinin mutlu olduğu dikkatimizi ancak bunların yerini mutsuz günler aldığında çeker. Zevkler ve hazlar arttıkça bunlara karşı duyarlılığımız azalır; alıştığımız şeyleri artık bir zevk olarak hissetmeyiz. Fakat acıya duyarlılığımız tam da bu şekilde artar; çünkü alıştığımız şeyin kesilmesini acı biçimde hissederiz.
Sayfa 15 - Say Yayınları 3.Baskı 2010 Çeviren: Ahmet Aydoğan
İnsanlar doğuştan yüzme yetisine sahip aslında
Hepimizin önce yürümeyi, sonra yüzmeyi öğrenmesi, kültürel bir kaza sayılır. Çünkü doğamızda bunun tersi doğ­rudur: Hepimiz, yürümeyi öğrenmeden önce yüzmeyi öğre­nebiliriz. Uygarlığımızın doğaya empoze ettiği düzen başka türlü olsaydı, yani karaya bağımlı bir uygarlık yerine daha dengeli bir su/kara uygarlığı olsaydık, çevredeki farklılıkla­ra karşı bilinçli duyarlılığımız başka başka yollardan gelişe­cekti; tabii ki, dilimiz de buna uygun bir gelişme izleyecek­ti. Dilimiz, doğayla kurduğumuz belirli ilişkilerle sınırlı. Oy­sa gördüklerimizi algılama yeteneğimiz, dilin bizi içine hap­settiği küçük ve sınırlı dünyadan çok daha zengin. Sözcük­lerden, sözcüklerin abartılmış egemenliğinden ötürü, dene­yimlerimizi bilinçli olarak sınırlıyoruz. Daha az görüyor, da­ha az işitiyor, kokluyor, dokunuyor ve daha az tat alıyoruz. Birçok deneyimi es geçiyoruz.
Reklam
823 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.