Bütün eğitimini öğretmenlerden ya da kitaplardan edinen bir kişi, kafasını ezberle doldurmanın çekiciliğinden kaçınabilse bile,
her iki tarafın da söyleyeceklerini dinlemek gibi bir yükümlülük altında değildir;
dolayısıyla, düşünürler arasında bile her iki tarafı da biliyor olmak hiç de sık rastlanır bir başarı değildir;
her insanın kendi görüşünü savunurken söylediklerinin en zayıf kısmı, karşıtlarına yanıt olarak söyledikleridir.
Günümüzün modalarından biri, negatif mantığı küçümsemektir
- oysa bu, pozitif doğruları saptamasa da, teorideki zayıflıklara ya da uygulamadaki hatalara işaret eder. Böylesi bir negatif eleştiri nihai sonuç olarak elbette yeterince zayıf olurdu;
ama adını hak edecek pozitif bir bilgiye ya da kanaate ulaşmanın yolu olarak paha biçilemez bir değeri vardır;
ve insanlar bu alanda sistematik bir şekilde yeniden eğitilmedikçe çok az sayıda büyük düşünür çıkacak, genel akıl düzeyi matematik ve fizik gibi düşünce disiplinleri dışında düşük kalacaktır.
Başka hiçbir alanda hiç kimse nin görüşü, eğer karşıtlarıyla aktif bir tartışma yürütmek için gerekli olacak zihinsel süreci kendi kendine ya da başkalarının empoze etmesiyle yaşamamışsa,
bilgi denmeyi hak etmez.