Kalp kırmayın. Etrafınıza bakın, onarılacak çok kalp var.
Hepsinin biraz güvene, biraz samimiyete ihtiyacı var.
Hepsi bu.
Kırmayın,onarın. Kalp kalbe her zaman lazım.
Kitabı okumaya başlaman ile birkaç saatte bitirmen bir oluyor...
Öyle uzun uzadıya bir kitap değil.
Güzel mi?
Zülfü Livaneli 'nin diğer eserleriyle kıyaslayacak olursak "ehhh işte"...
Okunur mu peki?
Zülfü Livaneli yazar da okunmaz mı hiç.
Bilmediğim birçok şey' i öğrenmiş oldum...
Belki de Zülfü Livaneli'nin büyüklüğü eserlerinin edebi tarzından öteee bize bilmediklerimizi öğretmesi.
İyi okumalar,
Güzel paylaşımlar
Elia ile YolculukZülfü Livaneli · Karakarga Yayınları · 202010,8bin okunma
Herkese merhabalar...
Sizlere yepyeni bir kitap ile geldim.
İsmi de kapağı da nasıl güzel değil mi?
Hemen gel bana bir bak oku beni diyor.
Veee bir oturuşta merakla okutup ne çabuk bitti diyorsunuz.
Ehhh devamının gelecek olması da tabi sizi mutlu ediyor.
Kaily normal hayat yaşayan öyle olduğunu düşünen ve sınavlarına hazırlanan bir kızdı.
Ta ki...
Tanrıça Athena tarafından tehlikeli görülerek lanetlenen Güneş Tanrısı Helios ve Perseis'in kızı Kassandra tarafından bulunana kadar.
Kassandra insanları tehlikeye atacağı düşünülmüş ve "Begoka" ismi olan bir sandığa lanetlenerek hapsedilmişti.
Elbette ki yolunu bulmaya ve çıkmaya çalışacaktı.
Bunun için ise yardımcıları dünyadaki bütün cinler ve iblislerin efendisi Seberum ile ölüler diyarındaki cinler ve iblislerin efendisi Ahamel'di.
Ve Kassandra'nın o sandıktan kurtulmasının tek bir yolu vardı bir melezin yani Kaily'in kanı...
Tanrıların bir ölümlü ile evlenmesinin kesinlikle yasak olduğu bilinen bir kuraldır.
Ama Tanrı Hermes bir insanla Jimmy ile evlenmiş ve bu kuralı bozmuştu.
Evliliklerinden ise Kaily adını verdikleri bir melez kız çocuğu doğmuştu.
İşte Kaily'in bu karmaşa ve lanetin içine çekilmesi böyle başlamış oldu.
Ta ki 19 yaşına gelince o bulunmuştu...
Peki Kaily ne yapacak?
Orasını da anlatırsam zaten olmaz değil mi?
Siz okuyun ve bulun.
En güzel hatam - Vi Keeland
6/10
"O bir yara izi değil. Sadece iyileşen bir kesik. Gerçek yara izleri göremediklerindir, iyileşmesi en zor olan onlardır."
Herkese selam. Çok genel olarak sevilse de benim için ehhh olan bir kitap okudum. Geçmiş ve gelecek şeklinde ilerliyordu ve bu kitaba farklı bir hava katmıştı. Geçmiş kısımları okurken az çok tahmin etmiştim ne olduğunu ve yanılmadım da. Kitabı sevdim mi sevdim. Klişe ve sürükleyiciydi. Sadece Caine'nin ben iliski istemiyorum ilişkilerim kisa sürüyor deyip hemen değişmesi, Caine'nin gelgitli halleri klise ben kötüyüm kizim üzerim seni moodu. Rachel'in agir laflar edip en ufak şeye yumuşaması gerek var mıydı yani gerçekten bunlara bilemiyorum.. Bir olmamislik sezdim okurken.
Hele Caine'nin ayrılık nedeni oldukça saçmaydı. Olayı kiza anlat o karar versin ne olacağına. Yok sen daha iyilerine layıksın yok iyi bir şey yapmaya çalışıyorum. Hep Rachel hakkında ona sormadan karar veriyor. Bu biraz sinir bozucuydu. Rachel'i sevdim mi sevmedim mi bilmiyorum. Çift olarak iyilerdi ama karakter olarak ikisini de o kadar sevemedim açıkçası. Zaten ne olacağını tahmin ettiğim için pekte duygulanmadım.. Final sahnesini o mektupla bağlamaları güzel olmuş sadece o duygusal sahneden sonra öyle bir yakınlaşma sahnesine gerek yoktu bence..
Böyle değişik bir deneyimdi...
En Güzel HatamVi Keeland · Epsilon Yayınevi · 2020596 okunma
Bir öğretmen yıllarca Anadolu'nun bir köşesinde uğraşıp çalışarak, beş on kuruş biriktirmiş. İzin alıp İstanbul'a doğru yola çıkmış. Yolda bir harami ile arkadaş olmuş. Beraber yiyip içerek at üstünde gidiyorlarmış. Zavallı öğretmen yol arkadaşının harami olduğunu bilmediği için, cebinde parası olduğunu, şehre varınca evlenip yuva kuracağını, yeni eşya alacağını anlatmış.
Harami yol arkadaşını soymaya karar vermiş, ama beraber yiyip içtikleri için doğrudan çullanıp soyamıyor, bir bahane arıyormuş. Nihayet:
"Öğretmen efendi" demiş "ben de evleneceğim, yuva kuracağım."
"İnşallah."
"Bir de oğlum olacak."
"İnşallah."
"Adını Hasso koyacağım."
"Çok güzel."
"Benim Hasso'yu sen okutursun, değil mi?"
"Elbette okuturum."
"Yaramazlık ederse, döversin."
"Ne münasebet."
"Yok, yok döversin."
"Vallah dövmem."
"Dövmez olur musun, mutlak döversin."
"Dövmem yahu!"
"Ya dersine çalışmazsa, edepsizlik ederse?"
"Yine dövmem."
"Haylazlık ederse?"
"Ehhh, dövmem ama şöyle böyle belki çırptırırım."
"Vay sen Hasso'yu döversin ha!"
Harami atlamış yol arkadaşının üstüne:
"Sen Hasso'yu döversin ha!" diye diye zavallı öğretmeni bir güzel soyup soğana çevirmiş.
İşte böyle efendim. Bizi bir kere soymaya karar verenler, elbette ki sebep olarak bir Hasso bulacaklar.
Ehhh, yeter artık! Zweig görmekten tiksindim demiyorsunuzdur umarım. Zira diyorsanız sizi şöyle öteye alayım.
Son birkaç Zweig eseri kaldı okumadığım. Onları da okuyunca bitecek Zweig Külliyatı.
Geçmişe Yolculuk, anımsadığım kadarıyla şubatta raflara çıkmıştı. Çıktığı dönemde epey popüler olup halen de popülerliğini korumakta, her Zweig kitabı
Benim gibi kedilere hayransanız Sam Stall'ın bu kitabını okumalısınız. Özellikle çocuklarınıza hayvan sevgisi aşılamakta destek olacağını da düşünüyorum.
Tarihi değiştiren, yazar ve şairlere esin kaynağı olan, insanları kurtaran, kahraman olan, cesaret madalyası alan kediler de varmış bu dünyada. Ehhh Sir Walter Scott boşuna dememiş; "Kedi milleti gizemlidir. Farkına varamayacağımız çok şey geçer akıllarından."
Açıkçası okuma alışkanlığımı Karantina serisi ile kazandım . Fakat şuan da bana çok saçma geliyor. Beyza'nın kitaplarını okumayı çok sevmem. Bu kitabı tatilde deniz kenarında stand açılmıştı oradan aldım. 3-4 saatte bitti. Kafa dağıtmalıktı fakat sonu biraz gereksiz uzatılmıştı. Bir daha okurum dediğim bir kitap değildi. Fakat hiç sevmedim dediğim bir kitapta değildi. Dediğim gibi ben tatilde kafam dağılsın diye okudum.
Sen son kez ne zaman tartıldın?
Bu soruyu hiç sevmedim
Şu göbeğine, kollarına, basenine bak fena
Biraz kilo aldım yani abartıyorsun
Terk edilince, yalnız kalınca, sevgisizlikten yiyorsun
Ehhh ne yapayım oturup ağlamaktan daha iyi bu di mi?
Bir balaca spoil ola bilər...
Bu kitab Aqata Kristidən oxuduğum ilk əsər idi və demək olar kitab oxumağa bu kitabla başlamışam...
Təsəvvür edin ki,kitabları sevirəm amma ilk dəfə kitab oxumağa Şərq ekspresi və dedektiv əsərlə başlayıram sizcə necə bir hiss ola bilər ;)))
Demək əsərdə ilk öncə qatar və insanlar amma bir anlıq qətl baş verir.
Kitabı oxuduqda ölən adama yazıqlığım gəldi düşündüm ki,görəsən niyə öldürdülər falan,özümdə Erkül Puaronun yolunu oxuya-oxuya aydınlaşdırmağa çalışırdım...
Sən demə mənim yazıq ölənimmm ehhh ehhh...
İlk əsərimdə insanların hərşeyi edə biləcəyinə inandım artıq...
Və artıq kitablarda olan heçnəyə təəssüflənmədim...
Məncə hərkəsin oxumalı olduğu bir kitabdır...
Xoş mütaliələr...))