Ülkemizdeki durumun adeta özeti
… Son asır tarihimizde de askerî zaferler eksik değildir. Türk milletinin kurtuluşu için zaferlerin yeter olmadığı anlaşılmıştır. Zaferler, tarihî düşman bildiğimiz Rusları ve Almanları kısa veya uzun müddet herhangi bir sınır çizgisinde tutabilmişti. Fakat Osmanlı saltanatının, batışa kadar, tabii kaderini takip etmesine engel olmamıştı. Çünkü Türk milletinin gerçek düşmanı, Orta Çağlı yarı teokratik devletin, müspet ilim ışığı vurmayan Şark kafasının ta kendisi idi. Düşman onun dışında değil, içinde idi…
Sayfa 488 - Pozitif Yayınevi·Kitabı okuyor
Muazzam!!!
782 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tamamen etkileyici, ağzımız açık izlediğimiz ve sonrasında okuduğumuz Üç Cisim Problemi maalesef sona eriyor. Cixin Liu'nun kaleme aldığı "Ölümün Sonu", serinin üçüncü ve son romanı...
Ölümün Sonu
Ölümün SonuCixin Liu · İthaki Yayınları · 2020537 okunma
Reklam
🛑AHİR ZAMAN HASTALIKLARI NELERDİR?🔴 SERİ -2- 👉 Hatim için sana verilen ama okumadığın bir sürü cüz varsa 👉 Bayan olarak tesettürüne riayet etmiyor, erkek isen “Saçım bozulur.” diye takke kullanmaktan geri duruyorsan. 👉 Namazlar hep son yarım saate kalıyorsa 👉 Camiye cumadan cumaya gidiyorsan 👉 Bir fakire en son ne zaman yardım ettiğini hatırlamıyorsan 👉 Kurbanı bile kredi kartıyla alıyorsan 👉 Dizi bölümü kaçırınca üzülüyor, sabah namazını kaçırınca umursamıyorsan 👉 Kalbine haram girerken rahatsız olmuyor, helâlin eksik olmasından utanmıyorsan 👉 Günah işleyince “Estağfirullah” demek yerine, bahaneyle kendini savunuyorsan 👉 Gönlün dünya ile doluyken, duanda Allah’tan ahiret istiyorsan
Ömer Nasuhi Bilmen
Ömer Nasuhi Bilmen Efendi, gerek ilmi ve ahlâkî otoritesi gerekse samimi dindarlığı ve tevazuu ile dinî konularda Türkiye'de müslüman halkın başlıca güven kaynağı olmuştur. İnançta, ibadet ve ahlâkta Ehl-i sünnet mezhebini şahsında tam bir liyakatla temsil ettiği için herkesin saygı ve sevgisini kazanmıştı. Şüphesiz bunda yaşadığı sürece aktif politikanın dışında kalmasının da önemli rolü vardır. Zira Ömer Nasuhi Bilmen de selefleri gibi dinî meseleler söz konusu olunca asla taviz vermeyen bir yapıya sahipti. Nitekim o yıllarda dinde reformu Türkiye'nin gündeminde tutmak için büyük çaba gösteren çevrelere karşı, "Bozulmayan bir dinde reform mu olur" diyor ve İslâm'ın ortaya koyduğu iman, ahlâk ve hukuk ilkelerinin orijinalliğini, evrenselliğini kendinden beklenen liyakat ve cesaretle savunuyordu. Hiçbir gün misafiri eksik olmaz, her misafirinin mesleği ve kişiliği ile mütenasip sohbetler ederdi. Sabrı sonsuzdu. Kendisine en ters gelen konularda dahi karşısındakini sabırla sonuna kadar dinler ve en yumuşak şekilde onu iknaya ve doğru yolu göstermeye çalışırdı.
'unutma ölüler dünyayı sevemez ama ölüler olmadan yaşayanlar da sevemez dünyayı.'
Sayfa 10·Kitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.