Bir memleket, düşman istılâsına uğrar, yakılır yıkılır. Siyâsî, askerî, içtimâî ve iktisâdî çöküntü , kültür ve sanat alanında taş taş üstünde bırakmaz. Elhak bilinir ki, bu bir bozgundur ve düşmandan da başka bir şey beklenemez. Fakat bizi bir manevî iflâsa götüren kuvvet, topunu, tüfengini üstümüze çevirmiş bir düşman değildir. Bugün, bizi biz yapan değerlerimizden eden ve içimizde kol gezen, üstelik ayak sesi de duyulmayan, gaflet ve cehâletimizdir. Öyle ki kendi kendini inkâr eden bu şuursuz ve hesapsız gidiş, bizi tarihî ve millî benliğimize mesnet teşkil eden kıymetlerden sıyırıp çırıl çıplak bırakmış bulunuyor.
Sayfa 119 - Kubbealtı
şeyh bedreddin-i simavi'ye gazel varsa devran içinde devran bu devranın devranıyız biz o canlar ki cananıdan taşra düşmüştür cananıyız biz gönül mahzun ay karanlık yıldızlar gözden nihan olsa da arşı ferşi ışıktan titretecek bir aydınlık imkanıyız biz ince bir yağmura gerçi asılmıştır -serez'in esnaf çarşısı'nda uzadıkça uzar gölgesi darağacından o asırdan bu asıra şeyh bedreddin-i simavi'nin elhak/devamıyız biz
Reklam
Gün kavuşurken köye bir adam geldi ve peygamber olduğunu söyledi. Köylüler adama inanmadılar, "İspat et!" dediler. Adam karşılarındaki eski suru gösterdi ve "Eğer bu duvar konuşur ve benim peygamber olduğumu söylerse inanır mısınız?" diye sordu. Köylüler, "Elhak, inanırız!" dediler. Adam duvara döndü ve elini uzatarak, "Konuş ya duvar!" buyurdu. Bunun üzerine duvar dile geldi ve şöyle dedi: "Bu adam peygamber değildir. Sizi kandırıyor. Peygamber değildir."
“Elhak aşık ve maşuk ikisi bir aslında Asılları birdir ezelde çok’a bölündüler aynada”
Öyle de, çok esmâya mazhar ve çok vazifelerle mükellef ve çok düşmanlara müptelâ olan insan, münâcâtında, istiâzesinde çok isimleri zikreder. Nasıl ki, nev-i insanın medâr-ı fahri ve elhak en hakikî insan-ı kâmil olan Muhammed-i Arabî aleyhissalâtü vesselâm, Cevşenü'l-Kebîr namındaki münâcâtında bin bir ismiyle dua ediyor, ateşten istiâze ediyor. RNK-Sözler/449
"Gün kavuşurken köye bir adam geldi ve peygamber olduğunu söyledi. Köylüler adama inanmadılar, "İspat et!" dediler. Adam karşılarındaki eski suru gösterdi ve "Eğer bu duvar konuşur ve benim peygamber olduğumu söylerse inanır mısınız?" diye sordu. Köylüler, "Elhak, inanırız!" dediler. Adam duvara döndü ve elini uzatarak, "Konuş ya duvar!" buyurdu. Bunun üzerine duvar dile geldi ve şöyle dedi: "Bu adam peygamber değildir. Sizi kandırıyor. Peygamber değildir."
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
357 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.