Yaşamın çok kolay ve rahat geçiyor diye tasalanma; benimkide öyle geçiyor.Bana sorarsan yaşam öyle uzun ki, eminim günün birinde, hemde çok geçmeden 'Bir başkası seni kuşatacak ve gitmek istemediğin yerlere taşıyacak'.
Sayfa 13 - YKY
"Bugün olduğum gibi olmak da istemiyorum. Büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün. Fakat içimde öyle bir şeytan var ki bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş. Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız... Senin dünyaya hakimiyet planların bile eminim ki onun mahsulü..."
Sayfa 50
Fakat içimde öyle bir şeytan var ki... bana
her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş... Yalnız ben değil, hepimiz
onun elinde bir oyuncağız... Senin dünyaya hâkimiyet plânların bile eminim ki onun mahsulü...”
Sayfa 47Kitabı okudu
Fakat içimde öyle bir şeytan var ki, bana
her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş... Yalnız ben değil, hepimiz
onun elinde bir oyuncağız. Senin dünyaya hâkimiyet plânların bile eminim ki onun mahsulü...
Sayfa 47
...fakat şu muhakkak ki bugün olduğum gibi olmak da istemiyorum. Büsbütün başka bir hayat,daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün... Fakat içimde öyle bir şeytan var ki...bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş... Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız... Senin düyaya hâkimiyet planların bile eminim ki onun masulü
Sayfa 47Kitabı okudu
Korhan durdu, zaman da onunla birlikte durdu. Boğazından öyle bir inleme sesi yükseldi ki eğer kucağında olmasaydım ayağa kalkardı ve eminim ki olduğu yere dizlerinin üzerine çökerdi. “Kim?” Dedi dişlerinin arasından.
“Başında babası olmayan bir kız çocuğunun ona yapılanları şikayet edebileceği, altında serinlediği bir gölgesi de yoktur.” dedim gözyaşlarıma gem vurmadan titreyen bir ses, yarım bir tebessümle. “Karnıma dokundular benim hep. Hep dokundular. En büyüğünden en küçüğüne, ailenden tanıdığın herkes yapabiliyor bunu biliyor musun?” Yutkunurken boğazımdan aşağıya ateş iniyordu. “Bu yüzden bir gün kızın olursa onu asla yalnız bırakma.”
Sayfa 419Kitabı okudu
Her şeyi yitiririz, çünkü her şey kalıcıdır, bizden başka her şey..
Tüm Ruhlar romanının otobiyografik yanı ağır basan bir kitap olduğuna öyle çok inanmış ki insanlar, roman değil de Marias’ın hayatını okumuş gibi davranmaya başlamışlar. Öğrencileri koridorda durdurup Marias’a çocuğunuz nasıl diye soruyormuş:)
İnsanların kurguyla gerçeği bu kadar birbirine karıştırması Marias’ı eğlendirmiş olmalı. O da daha çok eğlenmek için oyunu sürdürmüş, gerçeği kurguya dönüştüren bu kitabı kaleme almış. Ölen ağabey, Franco diktatörlüğünde öldürülen dayı gibi kendi yakını insanlarla ,bilhassa 
Tüm Ruhlar olmak üzere kitaplarından ve oradaki karakterlerden derlediği bir dolu insanı bu ters yüz etmeyle anlatıyor. Onları, yaşayanlarla ölülerin birlikte var olabildiği tek yere, zamanın karanlık yüzüne çiziyor.
Yine anlatmanın imkansızlığı, zamanın sadece geçmeye yazgılı olduğu gibi tanıdık izleklerden ayrılmadan ve o hayran olduğumuz dil ustalığıyla yazılmış bir kitap. Ben yine -hiç de beklemediğim bir biçimle karşılaştığım halde- merakla ve keyifle okudum. Ama..ama’sı var.
Kitapta bir yerde “Bu kitaba çağımızda yer var mı bilmem, öyle ya, sabır ve sakinlik istiyor.” demiş. Marias’la tanışmış, onun yazınını seven biri o sabrı ve sakinliği bir yerlerden bulup buluşturacaktır, eminim.
Ama, eğer hiçbir kitabını okumadıysanız, tanışma kitabı olmamalı, bu o değil. Ve Tüm Ruhlar’dan da sonra okunmalı.
Neyyire Gül Işık çevirisi
Birinci bölümde bahsettiğim zevki o zaman duymaya başladım. Hele subay vakasından sonra oraya gitmeden edemez oldum, çünkü subaya en çok Nevski’de rastlıyor, onu inceliyordum. Daha çok tatil günlerinde gelirdi. Gerçi o da generallere, kodamanlara yol veriyor, aralarında hoşhoş gibi, sokula sokula dolaşıyordu, ama bizim gibilere, hatta daha da
