Ne güzel yolculuktu;
Ruhi Bey, Ahmet Abi, Yakup, Stefan, Hilmi Bey, Cemal, Bayan Sara ve diğerleri ile...
Bitti şimdilik. ..
Sizin ömür boyu şiir içinde yaşadığınız sarhoşluğu bir nebze olsun ben de yaşadım bu süreçte.
En bilinen şiiriniz Yerçekimli Karanfil'den öteye geçişim "Ne Gelir Elimizden İnsan Olmaktan Başka" ile olmuştu.
Shakespeare kendi borçlarını ödemekte çok titiz davranmasa da, başkalarının ona olan borçlarını ödemelerinde hayli ısrarcıydı. Eli sıkı bir tefeci olan Ozan, dardaki dostlara "bedel karşılığı" sermaye sağlamasıyla tanınıyordu. Shakespeare'in damat adayının babası bir defasında, " Bay Shakespeare ile pazarlık yapıyorsan, ceplerinin boşalmasına hazırlıklı ol," demişti. Shakespeare, miktarı ne kadar küçük olursa olsun, ödenmemiş borçlar yüzünden borçlularını dava etmesiyle ünlüydü. Daha da kötüsü, korkunç derecede pinti olmasıydı. Strafford'un yoksulları için tek kuruş harcamamış, kıtlık dönemlerinde tahıl ve malt stokladığı için adı kötüye çıkmıştı. Halen akademisyenler, Shakespeare'in vasiyetnamesinde yer alan eşine yalnızca " en iyi ikinci yatağı" bırakma yönündeki maddenin bir sevgi göstergesi mi, yoksa ölüm döşeğindeki bir cimrinin son hamlesi mi olduğunu tartışıyor.
Sabah ofise gelince çalışan arkadaşlarımızın birisinin masasındaki yarım simidi görünce aklıma geldi lise anıları. Yarım simitle lise anısı mı olurmuş demeyin ha, nele neler. Anlatayım efendim.
1990’lı yılların ilk yarısına denk gelir benim lisede okuduğum yıllar. ( O zaman doğan çocuklar şimdi otuzuna gidiyor ya, amanın! ) Ordu’da Teknik
İnsan annesini kaybettiğinde ölüyordu çocukluğu. Babasını kaybettiğinde ise hem kahramanını kaybediyor, hem de yeryüzünde sorgusuz sualsiz kendisine kol kanat gerecek en büyük insanı kaybetmenin verdiği derin boşlukta yitip gidiyordu...
Yazarın bu kitabında adı ile aynı olan hikâyesinde Mürebbiye görevini ifa eden karakterin başına gelen olaylar sonucunda hiyerarşinin de vermiş olduğu baskıyla ötekileştirilen insanları anlatır. Bu tür olaylar geçmişte olduğu gibi günümüzde de karşılaşabileceğimiz olaylardır. Kitapta ayrıca yaşananların çocuk karakterler üzerinde bıraktığı
Nebraska'da yaşlı bir adam yaşıyordu. Patates ekmek için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, fakat bu o yaştaki biri için çok zor bir işti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi fakat o da suçsuz yere hapisteydi. Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve durumunu anlattı:
Sevgili David,
Patates bahçemi belleyemeyeceğim'den kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için halleder'din.
Sevgiler, Baban.
Yaşlı adam birkaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı:
Babacığım, sakın bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm!
Sevgiler, David
Ertesi gün sabaha karşı FBI ve yerel polis çıka geldi ve tüm sahayı kazdı ama her hangi bir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler.
Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı:
Babacığım, şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisi bu.
Sevgiler, David.
Başta babam olmak üzere, tüm sigara içenlere...
"Sigaranın yararından çok zararı var demiyorum. Demek istediğim sigaranın hiç bir yararının oImadığıdır. Sigarayı bıraktığınızda hiç bir fedakarIıkta buIunmazsınız."
Allen Carr
"Bir taneden bir şey olmaz ya!" diyerek sigaraya başlayan milyonlarca gencimiz bulunmaktadır. Bu
Seni o kadar özlüyorum ki, tarifi olamaz. Yanımda olsan “açsam yüzün baksam dursam". Dostluğuna, sevgine, şefkatine, teselline o kadar muhtacım ki sevgilim. Beni senden başkası avutamaz, teselli edemez. Ne yapayım söyle bana. Ne edip, nerelere gideyim. Derdimi kimlere dökeyim. Ah sevgilim ah... Bir gün içinde belli aralıklarla ölümün
POLİSİYENİN KRALİÇESİ AGATHA, POP'UN KRALI MICHAEL'DİR.
NE ALAKA?
Şimdi içinizde polisiye sevmeyen, onu edebi bir tür olarak görmeyen, zaman kaybı, çıtır çerez olarak gören bir kesim var. Biliyorum. Sizin birinizi bile bu yoldan döndürmeyi şu andan itibaren görev edinmiş bulunmaktayım. Michael içinse... Gönlümün Prensi. Onu sevmeyeniniz,
Bir yanda 1917 Rus devrimi öncesi yazılan bir kitap, diğer tarafta 2017'de yaşanan gerçekler.
İki farklı ülke ve yaşanan ortak insalık sorunları.
Anlatacaklarım için eserle ne alakası var demeyin. Kitabı okuduğunuz zaman parmak bastığım yarayı göreceksiniz. Yani ben öyle umut ediyorum.
Flaubert, hissederek yazmak için Emma'nın arseniğinden
Felsefenin Kısa Tarihi, Batı Felsefesinin en ünlü düşünürlerini kronolojik sırayla ele almış olup felsefeye giriş niteliğinde, akıcı ve merak uyandırıcı bir kitaptır.
Kitabın yazarının filozof olmasından dolayı felsefeyle ilk kez
İNSAN BİRİKTİRMEK
Hz Ömer (ra) bir gün dostları ile otururken;
“Allah’ın kabul edeceği tek bir dileğiniz olsa ne isterdiniz?” diye sormuştu. Oradakilerden biri:
“Ben şu oda dolusu gümüşüm olsun da onu Allah yakında harcamak isterim.” dedi. Bir başkası:
“Bu oda dolusu mücevherim olsa da Allah
“Sık sık düşünürüm. Yaşama yeniden, ama bu kez bilinçli olarak başlanabilseydi! Yaşamış olduklarımız, hani derler ya, taslak, öteki de onun temizle çekilmişi olsaydı, ne olurdu acaba? Sanırım her birimiz, her şeyden önce, yaşamış olduklarımızı bir daha yaşamamaya, ya da hiç değilse, kendimize bambaşka bir yaşama ortamı, ne bileyim, söz gelimi,