Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl. Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
Zaman Kırıntıları
Rüya ile Hayal arasında Hayal ile Hakikat arasında Yalnız sen varsın! Gece ile Gündüz arasında Güneşle
Reklam
Terk edilmiş bir kasabanın en yalnızı olmaya yüz tutmuşken bu kıyıda, ağır adımlarla ezdiğin deniz gelmesin sakın aklına. O deniz, eski deniz değil; durmakta olduğun kıyı da bu kasabaya ait değil...
Sayfa 71 - İndie YayınlarıKitabı okudu
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle- “Bu bir Avrupalı!” Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi,
"İlkin kırık bir ayak parmağıydı sorun, sonra kırık bir yüz ifadesi, en sonunda da kırık bir kalp. Ancak bir yerde de söylediğim gibi insan kalbi çok dayanıklıdır, yok edilemez; kırıldığını ancak belleğinde canlandırabilirsin. Asıl tokatdı yiyen insanın ruhudur ama ruh da güçlüdür, istenirse eski canlılığını kazandırabilir ona."
“Manzara resimleri hep ezbere ve mutludur. Felaketlerden uzak.”
İletişim Yayınları, “Gemisiz”
Reklam
Elbette gülmedim. Bir kadının gülmesi neşeli ya da mutlu olmasından başka her anlama gelir çünkü.
Sayfa 27
Bir yaş küçük olmamın da payı vardı. Çocuklukta bir yaş, on yaş gibidir ne de olsa.
Arkasını bekliyordum. Oysa bitmişti. Bütün gerçek hikayeler gibi yarıda kesilmişti.
Sayfa 20
“Baban ölmüş," dediler. Damdan düştüm. Kaşım patladı. Ağzım köpük köpük. Dilimi ısırdım. Gecelerce uykuya diye damın uçurumuna yeniden bastım.
İletişim Yayınları, “Uçurum”
Reklam
Gerçeklerle yüzleşmek ya da aslolana ermek gibi bir derdim yoktu. Gerçek neye yaramış ki şimdiye kadar?
Ülkemizde
Bir kadının gülmesi neşeli ya da mutlu olmasından başka her anlama gelir çünkü.
"Baba akü yok" muhabbetine saran Ahmet Zamani hazretleri
- İnanmayan bir adamla çalışmak dünyanın en güç işidir. Artık bunalmıştım. - Bütün dediklerinizi yapıyorum. Bu yetişmez mi? İnanmağa ne lüzum var? - Hiçbir şey yapmayın, yalnız inanın, bize bu yeter… Halit Ayarcı bu sefer gerçekten hiddetliydi: - Çünkü bana evvelâ inanç lâzım. Saf kalbe bu işin doğruluğuna inanç… Siz çürümüş insansınız… Eski ruhsunuz! Hayata inanmayan insanla çalışılmaz. Daha Ahmet Zamanî’nin mevcudiyetini bile kabul etmediniz… - İyi ama, yok bu adam… Yok. Tarihlerde yok! Bana tek bir kâğıt gösterin, sadece bir isim gösterin, yeter. Doktor Ramiz: - Eski moda laflar… diyordu. Tarih, günün emrindedir. Ben sana yüz meselede yüzlerce kâğıt gösteririm ki yalandır, bundan ne çıkar? Mevcut olmasa adını bilmezdiniz, ondan konuşmazdınız… Bütün mesele şuradan geliyor: Kendinizi zamanınızdan üstün görüyorsunuz… Entellektüel gururu. Ben bütün hakikatleri bilirim, demek istiyorsunuz! Hayır, azizim, öyle bir şey olamaz. Bir insan bütün hakikatleri bilmez, bilemez…
Dergah YayınlarıKitabı okudu
Koşmak için ayakları unutmak gerekir. Patlamalarına, eğilip bükülmelerine aldırmamak. Yaralanmaya razı olmak.
Sayfa 26
Düşündüm: “Yaşamda bir an geliyor, tanıdığın insanlar arasında ölüler canlılardan çok oluyor. Ve beyin başka yüz hatlarını, başka ifadeleri kabul etmeye yanaşmıyor: rastladığı bütün yeni yüzlere eski izlerin damgasını vurup her birine en uygun maskeyi buluyor.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.