Eray Erdoğan

" Ah o gemide ben de olsaydım eğer Mızrağı sallardım Aştot'a kadar Belki gider çirkin bir faşiste değer Belki de bir masumun tam kafasına. Ama savaş böyleymiş bazen siviller Ölebilirlermiş devlet uğruna. 90'lar bitti artık onlar var ve hey Siz devlete inanan bütün reziller Cehennemde karşıma çıktığınızda Hayatınız Gazze Şeridi gibi geçerken gözünüzden Anlayacaksınız Allah ne demek Ahlak ne demek Ve rüya... Bu sözlerimi cennet ehline aynen ilet sevgilim: Devletin bekasının da Allah belasını versin Malboranın da! "
Sayfa 79 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
“Birinci Dünya Savaşı’ndaki mağlubiyetten sonra Cumhuriyet’i kuran hareket bir direniş gösterdi ve konumunu hak etti.Oysa mağlub olan devletlerden hiçbiri böyle bir direniş gösterememişti.O ülkeler galiplerin dayattığı antlaşmaları kabul ettiler ama Türkiye direndi. Bu memleket kendi isteklerinde diretti ve o direnişi örgütleyip kumandayı elinde tutanlar Cumhuriyet rejimine geçti.Cumhuriyet bugün oturmuş bir rejimdir ama bugün itibariyle onun mahiyetine karşı olanlar var. Üstelik içeride birtakım gruplar ve dışarıda da herkes Türkiye’nin dostu değildir ve Türkiye’nin huzurunu bozmaktadırlar. Türkiye bunun üstesinden gelecektir. Bununla beraber, muhafazakâr, ilerici yahut ikisinin arasında gidip gelen gibi her türlü cumhuriyet fikri var olabilir. Rejim, ideoloji demek değildir. Asıl mesele ideolojidir. İdeoloji de sekülarizm,hukuk ve Batı’dır.”
Sayfa 293 - Kronik KitapKitabı okudu
“Hatta şunu ifade edebiliriz; 26 Ağustos 1071 Türklerin Anadolu’ya giriş tarihidir; 26 Ağustos 1922 ise Anadolu’dan asla çıkmayacağımızın belgesidir; zaten çıkamayacak durumda olduğumuz da açıktır.”
Sayfa 224 - Kronik KitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Hayat bir savaş alanı,onu dileklerimize göre şekillendirebiliriz.Kontrolümüzde olan tek şey ise savaş sırasındaki duruşumuzu belirlemek.”
Sayfa 261 - PegasusKitabı okudu
“Sözlerim seni korkutmasın sakın.Bu ölü kadın artık hiçbir şey istemiyor; ne sevgi ne acınma ne de bir teselli... Sadece tek bir şey istiyorum senden; şu an sana sığınan acımın bana söylettiği her şeye inanmanı.Hepsine inan,senden tek isteğim bu.Hem hiç kimse biricik çocuğunu ölüme teslim etmişken yalan söylemez.”
Sayfa 10 - PanamaKitabı okudu
Reklam
“Bir kez kendini bulmuş insanın bu dünyada kaybedecek hiçbir şeyi yoktur.Ve kendi içindeki insaniyeti bir kez anlamış olan,bütün insanları da anlar.”
Sayfa 119 - PanamaKitabı okudu
“Hiçbir zaman sonuna kadar yaşamaya cesaret etmemiştim,kendimi her zaman kısıtlamıştım ve kendimden hep gizlenmiştim fakat şimdi yoğunlaşmış olan o güç patlamıştı; zengin ve tanımlanamaz denli güçlü yaşama yenik düştüm.Ve artık bu yaşama hala değer verdiğimin farkındaydım; karnında taşıdığı çocuğun kıpırdayışını ilk kez hisseden annenin sevinci gibi ben de bunu anlıyordum.”
Sayfa 65 - PanamaKitabı okudu
“Bu kadının saf içgüdüsüyle öngördüğü,her insanın yaşamasını doğal bulduğu duygulardan bende eser yoktu.İşte,duygularımdaki tutukluğun ne denli ilerlemiş olduğunu ilk kez o an anladım -bir akıntıya kapılmış,hiç durmadan ya da kök salmadan berrak suyun yüzeyinde sürüklenip gidiyordum sanki ve bu soğukluğun ölmüş ya da ceset benzeri bir şey gibi olduğunu biliyordum; sadece henüz o çürük nefes kokusu etrafı sarmamıştı ama iyileşemeyecek derecede uyuşmuş,duygulardan yoksun karanlık bir soğukluktu bu.Gerçek,fiziksel ölümün de ötesine geçmişti ve çürümeye başladığı dışarıdan da görülüyordu.”
Sayfa 19 - PanamaKitabı okudu
“Çelik güçtür.Para güçtür.Ancak bütün dünyalarda asıl güç,kelimelerdir.”
Sayfa 445 - PegasusKitabı okudu
“İnsan bazen kendine yalan söylemekte o kadar uzun süre başarılı olur ki sonunda kendi uydurduklarına inanmaya başlar.”
Sayfa 165 - PegasusKitabı okudu
Reklam
“Etrafına karşı sağlıklı ve neşeli bir görüntü vermek zorundaydı.Her gün,neredeyse her saat,yeni ve korkunç bir durumla karşılaşıyor,tüm sinirleri gerilip tahammül sınırlarının eşiğine dayansa da,neşeli görünmek ve gülümsemek zorunda kalıyordu.Bu yapmacık neşenin ne denli büyük bir uğraş gerektirdiğini,her gün boş yere kahramanca bir kuvvet harcayarak kendini nasıl zapt ettiğini kimseler görmüyor,bilmiyordu.”
Sayfa 74 - PanamaKitabı okudu
“Sen gülünce ben de hemen gülüyorum. Sen ağlayınca ben de hemen bir sigara yakıyorum. Sen pazara çıkınca ben de en azından balkona çıkıyorum. Sen bir şey sorunca biraz düşünüp cevap veriyorum ama çoğu zaman yine yanlış oluyor, kimi zamansa susarak boş bırakıyorum o soruyu. Sen tartışmak isteyince bildiğim her şeyi unutuyorum. Sen unuttun mu deyince zaten bildiğim bir şeyi tekrar hatırlıyorum. Senin varlığın bana yapılmış enteresan bir şaka sanki. Aslında ben hâlâ bu şakaya nasıl karşılık vermem gerektiğini arıyorum.”
İletişimKitabı okudu
“Diyeceksiniz ki niçin! Ne bileyim niçin! 'Önce bir özgür olalım da, ondan sonra o özgürlükle ne yapacağımızı düşünürüz' demiştik. Belki de hiçbir şey yapmazdık. O hissin kendisi yeterdi bize. Özgürlüğü hep insanın canının istediğini yapması zannediyoruz, oysa özgürlük her şeyden evvel bir histir. Eylemden önce o his gelir. İnsana bir şey yaptıran yahut yaptırmayan o histir.”
Sayfa 117 - İletişimKitabı okudu
"Bağlılık,düşünmemek demektir,düşünmeye gerek duymamak demektir.Bağlılık bilinçsizliktir."
Sayfa 78 - Can YayınlarıKitabı okudu
“Ve bir kez daha,ruh,fikir ya da duygu diye adlandırdığımız şeylerin aslında ne kadar zayıf,zavallı ve acı veren şeyler olduğunu hissediyorum korkuyla.”
Sayfa 107 - PanamaKitabı okudu
200 öğeden 181 ile 195 arasındakiler gösteriliyor.