Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hepimiz Herat çarşısında buz satan o adam gibiyiz. Dünya bir çarşı. Sermayemiz ömrümüz. Güneş altında eriyen buzlar gibi geçiyor günler...
Dünyada her güzel şey, renkli balonlar gibi neşeyle oradan oraya salınırken hayatın dikenlerinden birine değip yok olmak zorunda mı? Birini sevmek, onunla mutlu olmak neden bu kadar imkânsız? Kendini dünyanın geri kalanından ayrı bir yere koyup birbirini seven iki insanın bir arada durabilmesi, neden bu iki insan dışındaki her şeye bağlı? Hayat ne güzel âşık olunca halbuki, her şey nasıl ışıl ışıl, nasıl rengârenk. İnsan, değil sevmenin, dünyanın sonu gelmeyecek sanıyor sevince. Aşk olup vuslat olmayınca ne zor, ne fena ama. Bir başına, damla damla eriyen bir kardan adam gibi eksilirken onun artık başka tepelere yağacağını bilmek ne büyük işkence.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
Eriyen Adam
Gözlerim gözlerinde dinlenirken eriyor, Eriyor yaklaşırken dudağına dudağım. Zerrelerim çözülmüş gibi sesler veriyor, Ben sıcak bir denize inen buzdan bir dağım. Yanında Damla Damla bittiğimi duyarım, Yoklarım, yerinde mi yüzüm, alnım, saçlarım? Bir göğüs geçirerek derim ki: yine varım, Fakat bir rüya gibi şimdi kaybolacağım Bir gün, için içimde neyim varsa kalacak, Varlığın bir su olup kabından boşalacak, Benden nişan olarak kucağında kalacak Boş bir yığın: elbisem, gömleğim, boyunbağım.
Sayfa 169Kitabı okudu
“Ömür sermayemiz nasıl da eriyor. Zaman dediğimiz ve bir türlü tanımlayamadığımız olgu adeta bir muamma. Zaman dediğimiz olgunun göreceliliği ile ilgili ne söylenebilir mesela? Herkes için zaman aynı akar mı? Hayalleri olanlar için, hapiste yatan biri için, büyümeyi bekleyen bir çocuk için, günahlarının affını bekleyen bir ihtiyar için, sabahı bekleyen bir hasta için, gurbetteki çocuğunu bekleyen bir anne için, aile reisinin eve dönmesini bekleyen bir aile için, bir gün toplumsal anlamda ahlakın ve adaletin önceleneceğini bekleyen bir toplum için, emellerini/planlarını tamamlamayı bekleyenler için, hiçbir hayali olmayanlar için, hiç kimseden bir beklentisi ve umudu kalmayanlar için… ( "Sermayesi Eriyen Adam")
ERİYEN ADAM Gözlerim gözlerinde dinlenirken eriyor, Eriyor yaklaşırken dudağına dudağım. Zerrelerim çözülmüş gibi sesler veriyor, Ben sıcak bir denize inen buzdan bir dağım. Yanında damla damla bittiğimi duyanın, Yoklarım, yerinde mi yüzüm, alnım, saçlarım? Bir göğüs geçirerek derim ki: "Yine varım, Fakat bir rüya gibi şimdi kaybolacağım." Bir gün, için içimde neyim varsa alacak, Varlığım bir su olup kabından boşalacak, Benden nişan olarak kucağında kalacak Boş bir yığın: Elbisem, gömleğim, boyunbağım.
Sayfa 169 - Yapı Kredi Yayınları Pdf
Koldo yavaşça başını kaldırıp önünde parlayan kalkana bakarken kimseden çıt çıkmıyordu. Yalnızca göldeki buzların çatlamaya devam ettiği duyuluyordu. “Al şunu!” diye gürledi Freya. Koldo bakışlarını dişi Canavar Ustasına çevirdi. Sözlerini anlıyor gibi görünse de sanki itaat etmemek için çabalıyordu. Sonra tekrar kalkana baktı. Gözlerinden akanlar yaş mıydı, yoksa eriyen buzlar yüzünden mi böyle görünüyordu? “Sana al şunu dedim!” diye tekrarladı Freya. İçinden, lütfen yapma, diye yalvardı Tom. Koldo elini yavaşça uzatıp kalkanı kavradı.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir başına, damla damla eriyen bir kardan adam gibi eksilirken onun artık başka tepelere yağacağını bilmek ne büyük işkence.
Sayfa 186Kitabı okudu
Bir Allah-u Ekber Dağı'nda, bir Allah-u Ekber gecesinden bahsederlerdi. Sarıkamış çukurunun kuzeybatısına düşen bu yolsuz, izsiz dağlarda, bir adım ilerisinin görülmediği kar tipileri ve fırtınalar arasında bir türlü sabah gelmeyen zifirî bir gecede, hatta bir tek düşman görmeden, bir tek düşman öldürmeden olduğu yerde donan, eriyen binlerce yaralı ve yarasız askerin hikâyesini anlatırlardı. Çöken imparatorluğun Türk milletine bu en son zulmü anlatılırken, hâlâ hatırlıyorum ki onu anlatanlar bir an gelir, etraflarındaki sessizlikten ürkerek, hikâyelerini yavaşça ve yarı yerde keserlerdi.
Sayfa 78 - Remzi KitabeviKitabı okudu
210 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yapayın sahteliğine karşı gerçek acının varoluşu
Zamana çağa kapitalist sistemde eriyen insana karşı bir Don Kişot edasıyla mücadele eden bir adamın kitabı Bir insanın kendine sormaya çekindiği tüm soruları soran ve yaşadığı çağın sahteliklerini bireyin ne kadar yozlastığını yüzüne tokat gibi vuran bir adam İçinde yaşadığı topluma bilinçli olarak belli bir mesafeden bakan Hesse, çağın getirmiş olduğu zorunlu yaşam biçimlerine hep alaycı bir şekilde yaklaşır. Kendisini bilinçli olarak bu toplumdan ayıran yazar, bunun temeline, o Uzak Doğulu el değmemişliği koyar. Politikanın, dayatılan zorunlu yaşam biçiminin, yaşamı çirkinleştiren başlıca etmenler olduğunun farkındadır. İşte Bozkırkurdu da Hesse’nin savaşa, teknolojiye, savaş sonrası toplumun Amerikanlaşma eğilimlerine bir tepki niteliğindeki itirazlarının açıkça yer aldığı, toplum eleştirisinin en yoğun görüldüğü eseridir. Hesse’yi ve onun düşünce dünyasını anlamak için belki tüm varoluşun gerçekleştiği o kozmik boyuta ve o boyutun insanlığın kollektif bilinçaltındaki izdüşümüne gitmek gerekir. Hesse’nin soluk aldığı ortam orasıdır.
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,7bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Tarihimize göz attığımız zaman, çoğu Avrupa ülkesinden daha önce kadınlara haklar tanıyan ve onları yozlaşmış toplumun parmaklarında mahkum etmeyen bir milletiz. Hatta özgürlük, milliyetçilik gibi fikirlerin doğduğu yer olan Fransa'da bile bu haklar anca 1944 yılında verilmiştir, ihtilalden nerdeyse 100 yıl sonra... Kitabın incelemesine
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Can Yayınları · 20184,808 okunma
Reklam
Semûd
Şahmerdanlar gömmektedir şimdi aşkımızın göğsüne yadırgı hüzünleri kaypak bir çamur olan mayamız kinle bereketlenmektedir. Uyuyan bebekleriyle üşüyen köpeklerini bir yana bırakıp
Sayfa 104 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Hayat ne güzel aşık olunca halbuki, her şey nasıl ışıl ışıl, nasıl rengârenk. İnsan, değil sevmenin, dünyanın sonu gelmeyecek sanıyor sevince. Aşk olup vuslat olmayınca ne zor, ne fena ama. Bir başına, damla damla eriyen bir kardan adam gibi eksilirken onun artık başka tepelere yağacağını bilmek ne büyük işkence.
-Biliyor musun, bazen kendimi yağmurdaki bir kardan adam gibi hissediyorum. Düşen her damla içime işliyor ve yavaş yavaş tüketiyor beni. Eriyen parçalarım diğer damlalarla birleşip bir akşamüzeri kimse fark etmeden taşlı yollardan akıp gidiyor. Bir parçamın yasını tutamadan, bir başkası kopup gidiyor benden. Derken büsbütün kayboluyorum. Hangi damladayım, ya da hangi damla benim bilemiyorum.
Sayfa 30 - Lepisma Yayınları
Bir başına, damla damla eriyen bir kardan adam gibi eksilirken onun artık başka tepelere yağacağını bilmek ne büyük işkence. 
Orada hayalet bir değirmen Nazlı buğday başakları, dua, bekleyiş Rüzgârları soyunmuş parmak sular Terli bir gökyüzü, can sıkıntısı, ağır zaman İçine bağıran bir adam Nereye büyüyeceğini bilmeyen çocuklar Etekleri yaz bahçesi bir kadın Orada merhametli yoksulluk Sürmeli geceler, bulanık sabahlar Güneşle çiçeklenen yorgunluk Ay ışığında
332 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.