Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"...Erlik derhal bir meslek statüsü kazanmalı ve profesyonel ordunun bir parçası haline gelmelidir..."
BİZİ NE BİLSİN Her şey madde diyen şaşı dinliler Türk-İslam fikrine karşı kinliler Tezek yürekliler, turp beyinliler Temelden berbatlar bizi ne bilsin... Türk'üz; Türk yurdunda birlik isteriz Müslümanız; düzen, dirlik isteriz Ülkücüyüz; mazbut erlik isteriz Nemrutlar, Seddatlar bizi ne bilsin... Kimisi 'küçük' der, kimi 'az' görür; Kimisi yolacak hazır kaz görür; Kimi Bozkurtları binamaz görür;
http://www.siirperisi.net/siir.asp?siir=4140
Reklam
KÖROĞLUNA DAİR Benden selâm olsun Koç Köroğlu’na, Şimdi devir başka, zaman değişti. Karga konar kır atların beline, Arpa bulunmuyor, saman değişti. Gayri ne Kenan var, ne Demircioğlu,
Buna kızan Tanrı Kara han bu itaatsiz kişiye 'Erlik' (Şeytan) adını verdi ve onu kendi ışık âleminden kovdu. Bundan sonra yerden dokuz dallı bir ağaç bitirerek her dalın altında bir adam yarattı. Bunlar dokuz insan ırkının ataları oldular. Erlik bu insanların bu kadar güzel ve iyi olduklarını görünce insanların bu kadar güzel ve iyi olduklarını görünce Kara Handan onları kendisine vermesini istedi. Kara Han vermedi. Fakat Erlik onları kötülüğe sürükleyerek kendisine çekebiliyordu.
Çam süslemek Türk adetidir ( Nardugan ) Dünyaca ünlü Sümerolog ve tarihçi, Dr. Muazzez İlmiye Çığ açıklaması Dr. Muazzez İlmiye Çığ, Noel adeti kabul edilen çam süslemeyle ilgili olarak çarpıcı açıklamalar yaptı. Kabul edilenin aksine çam ağacı süslemenin eski bir Türk adeti olduğunu söyleyen dünyaca ünlü Sümerolog Çığ, bu adeti Avrupa’ya
Yunus Emre
Miskînlikden buldular kimde erlik var ise Nerdübândan yitdiler yüksekden bakar ise Gönül yüksekde gezer dem-be-dem yoldan azar Taş yüzüne ol sızar içinde ne var ise Ak sakallı pîr koca bilmez ki hâli nice Emek yemesin hacca bir gönül yıkar ise Sağır işitmez sözü gece sanır gündüzü Kördür münkirin gözü âlem münevver ise Gönül Çalab'ın tahtı gönüle Çalap bahdı İki cihân bed-bahtı kim gönül yıkar ise Sen seni ne sanırsan ayruğa da anı san Dört kitâbın manâsı budur eğer var ise Bildik gelenler geçmiş konanlar geri göçmüş Aşk şarâbından içmiş kim manâ duyar ise Yûnus yoldan ırmasın yüksek yerde durmasın Sinle sırât görmesin sevdiği dîdâr ise
Reklam
Seni boşuna mı seviyorum sanıyorsun? Biz Kâlubelâ'da beraber değil miydik? Ben o günü hatırlayamıyorum. Sen de hatırlayamazsın. Ama mutlaka yanyana idik. Tanrı buyruğuna beraber baş eğmedik mi? Evet demedik mi? Çünkü sensiz eksik oluyorum. Yarım oluyorum. Biz birbirimize Kâlubelâ'da vurulduk. Peteng Kalası önünde Hakan'ın buyruğunu hatırlıyor
undefined
Dört bin yıl boyunca Şeytan Erlik ve avanesi her türlü yolu denediler ama Orta Dünya halklarının kardeşliğini bozamadılar fakat vazgeçmediler de...
Şeytan Erlik kötülüğün, hırsın ve açgözlülüğün en büyük temsilcisiydi.
Sayfa 101Kitabı okudu
O taş ele geçince Erlik Han özgürce, hiç bir şaman korkusu yaşamadan, dört bin yıldır çıkamadığı Orta Dünya'ya yeniden çıkabilecek, insanoğlu ile yarım kalmış hesabını kapatabilecekti.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İlk kez Türk Mitolojisi hakkında bir kitap okudum ve son olmayacak... Yazar, olay kurgusunu o kadar iyi işlemiş ki kitabın bitmesini istemedim.... Kitap üç kitabın ilki... Türküt olan Kayra Kağan Orta Dünya 'yı adil bir şekilde yönetiyor, halkın mutluluğu ve refahı için herşeyi yapıyordu. Alplerinin ve Han'larının atlarını ise çok güvendiği Karacuk Çoban'a emanet ediyordu. Dört bin yıl önce Büyük Tufan sonrası Şeytan Erlik ve ona uyanlar Alt Dunya' da yaşamaya mahkum edilip, Orta Dünya' nin yönetimi Yasef' in soyuna verilmişti. Erlik ise o günden sonra Orta Dünya'ya nasıl ulaşacağının hesabını yapıyordu. Ulaşması gereken Yada Taşı ve onun din adamları ve büyülerle korunan kitabına; Orta Dünya'dan birinin yardımı olmadan elde etmesinin imkansız olduğunun biliyor olmasıydı...İhanetin ise nereden geleceğini kestirmek zordu... Alkarılarının, büyücülerin, rüyaların, cinlerin, türlü türlü varlıkların insanoğluna zarar vermek için kurduğu tuzaklar ile Yada Taşı'nı elde etmek için uğraştıkları mitolojik bir eser... Eserin dili sade ve anlaşılır bunda yazarın Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olmasının avantajı var. Devam kitaplarını da mutlaka okuyacağım...
Yafes'in Oğulları
Yafes'in OğullarıUfuk Tufan · Nesil Yayınları · 2020212 okunma
Mehmet Ali yokuştan indi. Dereyi geçti. Tarlaların içinden yürüyerek yola doğru ilerliyor. Dört arkadaştılar. Bir defa dönüp arkalarına bakmıyorlar. Belki bakmayı erlik saymıyorlar. Bunlar belki, yarınki Türk zaferinin isimsiz kahramanları olacaklar. Belki de... Ne olursa olsunlar şu dakikada uzaklaştıkça küçülen, uzaklaştıkça küçülen bu dört silüetin, sabahleyin okullarına giden dört çocuktan farkı yok.
Sayfa 56 - iletişimKitabı okudu
I.Murad (Sultan Murad)
Barışı daha önce isteyecekti, ordu toplayarak buraya kadar geldikten sonra işi yarım bırakamam. Zaten kaç defa sözünden caydı... Var gücünü pazusuna vererek her ne sözü ve hüneri varsa yapsın, er olsun, erlik göstersin, işi bir yana edelim. Benim her yıl gaza etmeme mani olmaya çalışır: Gazaya mani olanlarla gaza etmek en büyük gazadır. Bu yıl kâfirlerle gazadan kaldık, bari onun şerini def edelim. (Ali Bey'in ikinci barış teklifi üzerine Kütahya ordugahındaki çadırında söylemiştir.)
Altaylar'da ise Şamanlar ikiye ayrılır. Birincilere; ak şaman, ikincilere kara şamanlar denir. Ak şamanlar gökyüzüne ve aydınlık alemin tanrısı Ülgen'e şamanlık eder, kara şamanlar ise, yeraltındaki kötü ruhların temsilcisi Tanrı Erlik ve ona bağlı kötü ruhlar için tören yaparlar.
Sayfa 25 - EtikKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.