Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alp Arslan Kars'ta hüküm süren Ermeni prensine bir elçi göndererek huzuruna gelmesini ve itaat etmesini bildirdi. Bu Ermeni prensi, Türk elçisini siyah elbiseler giymiş olarak kabul etmiş "Tuğrul Bey'in ölümünden beri matem tuttuğunu" söylemiştir. O, bu sayede Alp Arslan'ın teveccühünü kazanmaya muvaffak oldu. Ayrıca sultanı Kars'a davet etti...
333 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Dicle'nin Yakarışı, Kürt, Türk, Arap, Ezidi, Nasturi ve Ermeni halklarının birlik içinde, kardeşçe yaşadıkları çokkültürlü Mezopotamya coğrafyasının dünüyle bugünü arasında sağlam köprüler kuran modern bir destandır. Toplumsal belleğin temsiline dönüşen Dengbêj Bıro kısılan seslere, üzeri örtülen acılara, unutulanların, yok sayılanların yaşanmışlıklarına, geçmişe olduğu kadar bugüne de nefes verir. Bu soluksuz ve uzun yolculukta kâh keyiflenir, kâh hüzünlenir, sevinçlere, kederlere ama en çok ölümlere, kanlı katliamlara tanıklık eder. Mehmed Uzun, Bıro aracılığıyla Botan emirlerinin soyundan Mir Bedirhan'ın yaşamını karınca sabrıyla, ilmek ilmek işlerken Ester'i, Heme'yi, Gulîzêr'i, Armê'yi, Mam Sefo'yu ölümsüzleştirir, "Dicle'nin Sesi"ni çoğaltarak okurla buluşturur..
Dicle’nin Yakarışı
Dicle’nin YakarışıMehmed Uzun · Gendaş Yayınları · 20023,237 okunma
Reklam
Oğuzların Anadolu'ya girişi Malazgirt ve Pasinler'den daha öncedir
Çağrı bey de Doğu Anadolu'ya meşhur akınını yapmıştı(1016). 3000 Türkmen ile Horasan, Rey ve Azerbaycan yolunu takip ederek Ermeni Vaspuarakan Krallığı arazisine saldırmış ve bu bölgeden bol ganimet ele geçirmişti. Errân ve Doğu Ermeniye'deki Müslüman Şeddadîlerin topraklarından da geçen Çağrı Bey daha sonra Gürcü Krallığı arazisini yağmalamış ve Ani Ermeni Krallığı topraklarına kadar ilerlemişti.
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bir Çılgın Türk MÜBARİZ!
"İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için. Ve kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için."
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Herkesin bir hayat felsefesi vardır. Kimisi gezip eğlenmek, kimisi evlenip çoluk çocuğa karışmak, kimisi hayallerinden, sevdiklerinden vazgeçip gençliğini hiçe sayarak; vatanı, milleti, devleti, bayrağı
Mübariz
MübarizYurtseven Şen · Zengin Yayıncılık · 20187 okunma
Ermeniler yaptıkları kanlı saldırıları konuşmuyor!
ABD'li Orta Doğu uzmanı Profesör Michael Gunter, 1915 olaylarının yıl dönümü olarak kabul edilen 24 Nisan'a ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gunter, "Ermeni çeteleri, 1915 olaylarından çok önce katliama varan isyanlar düzenledi ancak Ermeniler, kendilerinin masum olduğu imajına zarar vermemek için yaptıkları kanlı saldırıları
408 syf.
9/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Zevkle okudum. Eline emeğine sağlık. //DİKKAT Kitabın konusu hakkında bilgi içerir.// Kitap hakkında çok fazla ayrıntıya girmeden kısa kısa bilgiler vermek istiyorum. Kitap bir gazetecinin gözünden aktarılmış. Kitabımızın baş karakteri Holly, Lili ve İris isimlerini farklı zamanlarda farklı yerlerde kullanan bir kadın. İngiltere’de Holly adıyla karşımıza çıkıyor ve gazetecimiz Holly ile röportaj yapıyor. Holy’nin İstanbul’da yaşamaya başlaması. Kadın karakterin arkadaşı Ferit’inde olaylara ve gazeteci, Holly dostluğuna dahil olması. Holly’nin Matild Manukyan’ın genelevinde Lili ismi ile çalışması ve Matild Manukyan (kesinlikle ülkemizin başına gelmiş en büyük kötülüklerden biri) hakkında kitapta geçenler. Ermeni terör örgütü Asala’nın yasadışı faaliyetlerine katılırken de İris adını kullanması. Holly ve Ferit Matild Manukyan’ın genelevinde çalıştırdığı 14 yaşında bir kız çocuğunu da yanlarına alarak gazetecinin de yardımları ile Yunanistan’a kaçmaları. Osman Balcıgil kitabında bir kadının aynı anda melek, fahişe ve terörist olmasını olayların geçtiği zamanın şartlarını, tarihini, siyasi ve günlük hayatını da anlatarak çok güzel bir şekilde okura yansıtmıştır. Asala Terör örgütünden, Matild Manukyan’a kadar o zamanki tarihimizin hüzünlü, kötü ve utanılası Devlet-Mafya ve Siyaset ilişkisini gözler önüne sermiştir. Ayrım yapmadan o dönemde Asala terör örgütü tarafından şehit edilen tüm yurttaşlarımızı andığından dolayı Osman Balcıgil’e ayrıca teşekkür ediyorum. Söz uçar yazı kalır...
Melek Terörist Fahişe
Melek Terörist FahişeOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20221,207 okunma
Reklam
Türklerin ticaretten hoşlanmayışları, bir yandan limanlarda yabancı ticarethanelerin gelişimi ve diğer yandan da Rum, Yahudi ve Ermeni aracıların rollerinin artmasını teşvik etmiştir. Ancak, Türkler iç ticaretin tamamen dışında değillerdir ve zımmî adı verilen gayrimüslim Osmanlı teb'asıyla birlikte, hiçbir sorun çıkmaksızın, yanyana faaliyet göstermektedirler.
İmge Kitabevi Yayınları 1995 Sayfa: 77
Damat Ferit'in 12 Mart 1919'da bir Fransız gazetecisine verdiği de- meç şöyleydi: "Size Türkiye'den önce her şeyini borçlu olduğum Fran- sa'yı anlatabilirim. Üç serserinin Fransa'ya savaş ilan ettiği gün gözyaşı döktük (Çukurova'da Fransızların öne sürdükleri Ermeni militanları- na karşı yapılan savaş kastediliyor)." "Fransa'ya savaş ilan etmenin insanlığa karşı savaş ilan etmek oldu- ğunu söyledik. Söyleyiniz Mösyö, milletin ve saltanat hanedanının ma- sum olduğunu söyleyiniz." (Alemdar ve Hadisat gazeteleri)
Sayfa 262Kitabı okudu
- Yahya Kaptan! İstanbul'un doğusu, Adapazarı'na kadar ondan ve müfrezesinden sorulur. İzmit Yarımadası'nda Kuvay-ı Milliye'nin en anlamlı savaşçısıdır. Ermeni çeteleri, Rum eşkiyaları bu topraklarda diledikleri gibi at oynatamıyorlarsa bu Yahya Kaptan sayesindedir.
Sayfa 73 - KronikKitabı okuyor
Gaziantep adeta ikinci kez "Gazi" olmaya zorlanmaktadır
Suriyelilere vatandaşlık verilerek Türkiye'de kalmaları sağlanır ise Fransız ordusu ve Ermeni çetelerine direnen Gaziantep, stratejik göç mühendisliği ile sürdürülen sessiz istilaya dayanamayacaktır. Sonuç, emperyalizmin kışkırtması ile çıkarılacak bir iç çatışmada bir zamanlar Türk kenti olan Halep'in kaderini paylaşmak istemeyecek olan Gaziantep'in Türk kimliğini korumak için tekrar direnmesi olacak. Gaziantep adeta ikinci kez "Gazi" olmaya zorlanmaktadır. Ve bu gelecek adeta görünmektedir.
Reklam
Ermeni soykırımını kabul eden Tip Genel başkanı Erkân Baş işine bak..
"Suriye'de o zamanlar Türk bulunmaz şeydi. Çünkü Çanakkale ve Erzurum vardı. Ateş, Türk'ü mıknatıs gibi çeker. Ancak cepheler sustuğu zaman, gerilerde Türk bulunabilir. Harp varsa, ölümsüz yerlerde yalnız araba, Dürzi'ye, Ermeni'ye, Rum'a, Kürt'e rastlayabilirsiniz. İngiliz ordularının Suriye muharebelerinde Arap ve Hint maskesi takındıklarını belki bilirsiniz; Hindistan'da başlarına raca sarığı geçirdikleri gibi! Harp başladı mı, bir sıra Arap, bir sıra Hintli ve bütün bu mozaik aşındıktan sonra haşmetli Britanya Kralı Hazretleri'nin sarışın özkanları görünür. Osmanlı İmparatoru Hazretler ise maskesini kıçına takar ve satrançta en kıymetli taşını öne sürer. Harpte bizim saflara düşen ilk kurşun, bir Türk aman'ı ile ses verir. Karşımızdaki ise ilk iniltilerinde Asya lisanları kullanır ve İngilizcesini zafer marşlarına saklar."
24-25 Nisan 1915
Enver Paşa'dan Ermeni Patriğine; Burada eğer bir ev yıkılırsa, herkesin başına bir tuğla düşer. Atalarımızın dediği gibi: Dam yanarsa, sıçan da yanar
Selam olsun Enver, Cemal ve Talat Paşalara...
Ermeni Soykırımı yoktur. Ermeni tehciri ve Türk düşmanı Ermeni Diasporası vardır. Eğer bir katliam görmek isterseniz Doğu Anadolu'ya, Hocalı'ya bakmanız yeterlidir. Tarihin asıl gerçeği budur.
Kazım Karabekir'in gözünden 10 Mart 1918'de, Erzurum Alaca Köyü'nde ermeni çetelerin yaptıkları; "Köyü dolaştım. Facianın en korkuncu burada idi: Süngülenmiş veya yakılmış cesedlerin başındaki ağlaşma ve bağrışmalar. insanın tüylerini ürpertiyordu..." "...Süngülenmiş memedeki çocukları kucağına almış bazı analar, saçlarını yoluyorlardı. Sanıyorum ki, yeryüzünde bu kadar acıklı bir sahneyi gören gözler, pek azdır. Biz, bu kanlı manzaranın karşısında, elem duymuş insanlardanız." Tarih: 10 Mart 1918. Konu: Erzurum Alaca’daki vahşet. “Kolordu Karargahının Alaca’ya vusulünde Ermenilerin elinden kaçarak kurtulabilen 48 nüfusdan maada 2 odaya doldurarak itlafa teşebbüs eyledikleri ahali-i İslamiye’den 278’ini şehit ve 42’sini ekserisi ağır olmak üzere mecruh buldum. Mecruhinin tedavi ve istirahatlarına çalışılmaktadır. 278 şehit kümesi? içerisinde ırzlarına tecavüzden sonra ciğerleri duvarlara asılmış genç kızlar, karınları deşilmiş hamile kadınlar, beyinleri süngülenmiş veya vücutlarına benzin dökülerek ihrak edilmiş çocuk ve erkeklerin hasıl etdiği pek hazin levha…”
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.