Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Aşk her şeyin ilacıdır. Siz aşıksanız eğer Allah bile daha bağışlayıcı olur gibi gelir size. Eskisi gibi kızmaz, yüzünüzü eğmez, işte o zaman ölümden bile korkmazsınız. Öbür dünyaya da gülerek gidersiniz. Şu ölümlü dünyada bundan daha güzel ne olabilir ki?"
"O zamana değin, çocukken insana sonsuz gibi görünen bir yolda yılların yavaş yavaş ve hafifçe geçtiği, böylece hiç kimsenin akıp gittiklerinin ayırdına varmadığı bir yolda, hep ilk gençliğinin kaygısızlığıyla ilerlemişti. İnsan bu yolda, sakin sakin, çevresine merakla bakarak ilerlerdi, aceleye gerçekten hiç gerek yoktu, ne arkanızda sizi
Sayfa 48 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
...aşk küllidir. Bütünler, bir’ler. Ama küll ile cüz arasında mesafe başlayınca, parça bütününden kopunca hiçbir şey artık eskisi gibi kalmaz.
İnsan her soluğu düşünerek ve hesaplayarak alıp vermek zorundaydı ki bu, öncelere zahmetli gelsede sonradan insanı neredeyse kendinden geçiren bir ruh huzuru yaratıyordu. Bedenin tümü, soluma, yürüme ve düşünmeden oluşmuş tek bir ritimle hareket ediyor ve artık eskisi gibi sessiz sedasız, otomatik çalışamayan ciğerlerine, bedeni ve zihniyle uyum sağlamayı alıştırıyordu.
Sayfa 60 - Can YayınlarıKitabı okudu
Eskisi gibi değil hiçbirşey
Bozulan saat onarıldı ama artık eski saat değil Susan çakmak doğruldu ama eski çakmak değil Seni ben kalbime çarptım Kalbim artık eski kalp değil
her şeyin eskisi gibi olabileceğini düşünürüz hep. ama bu doğru değildir. hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. hiçbir şey. kırışıklıklar hiçbir zaman düzelmeyecektir. ne duruş bozukluklarımız, ne görme, işitme duyularımızdaki zayıflıklar ne de eklemlerimizdeki hasarlar giderilebilir cinstendir. bir bacak kırığı, her şeyi değiştirir; tıpkı her burkulma, her deneyim, her aşk ve sitem gibi. her şey ardında izini bırakır. özellikle de hayat.
Reklam
Bir yerde hakkınızda doğru ya da yanlış bir şayia.
Bu bağımsızlık sizi sadece özgürleştirmiyor, hata yaptığınızda tekrar başlama fırsatı da veriyor. Artık eskisi gibi tek bir kurşununuz yok; bir yerde sıfırı çekersiniz, biraz zor olur belki ama başka yer ve koşullarda hayatınıza tekrar başlayabilirsiniz. Eskiden tek bir hata, hakkınızda çıkan tek bir laf, onurunuza tek bir çizik hayatınızı mahvedebilirdi. Köyde çıkarılmış ve sırf "adı çıktı" diye sevmediği ve hatta kendisine karşı kaçırma eylemiyle şiddet uygulamış biriyle bir ömür geçirmek zorunda olan genç bir kızı düşünün. Ya da gözünün bebeği kızını hanesine tecavüz eden birine vermek zorunda olan bir babayı. Köy toplumundaki tek şansı evi çekip çevirip çocuk büyütmek olan bir annenin tarihindeki tepetaklak oluşu. Ya da ailesinden biri vuruldu diye gidip birini öldürmek ve hayatının geri kalanını ya hapiste ya da ölüm kalım korkusuyla kaçarak geçirmek zorunda olan genç bir adamın yerine koyun kendinizi. Acımasız bir itibar pazarında kan revan içinde hem kendisinin hem de ailesinin pozisyonunu korumak zorunda. Geleceğini ve hayatını rüzgara savunmak pahasına.
Sayfa 141Kitabı okudu
Hatta çoğu evlilik hayatında olduğundan daha anlamlı bir bireysellik...
"Eş bulmak artık eskisi gibi yetişkinliğe geçiş kriteri sayılmıyor, zira pek çok genç artık yalnız başına da anlamlı bir yetişkin hayatı kurabiliyor."
Sayfa 30 - Doğan Kitap
Kimseyi eskisi kadar... Yok düşünme Sevememek biraz yorgunluktandır Hani o günlerdeki gibi Yine her şey düzelir
İçmde öyle bir yaşama hissi var ki bana «yarın, öbür gün, daha öbür gün, her şey eskisi gibi kalacak» diyor. .
Sayfa 56 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Artık hayat eskisi gibi olmayacak.
Gurbet, evden ayrılmak değildir. Evine döndüğünde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlamaktır.
Hancı kadın papazını savunmaya çalıştı: "Sizin gibi dört adamı devirir ama!" "Çok güzel!" dedi eczacı. "Siz de kalkın, kızlarınızı bu çapkın heriflere günah çıkartmaya yollayın! Ben hükümetin yerinde olsam, papazlardan ayda bir kez kan aldırtırdım. Evet, Madam Lefrançois, düzen ve ahlak uğruna bunlardan her ay bol bol kan almalı! Benim de bir dinim var" diye karşılık verdi eczacı. "Kendi dinim var, hatta ben onlardan daha dindarım, benim dinimde onların o gülünç törenleri ve hokkabazları yoktur!" Ama Allah'a taparım! Yüce varlık'a, yurttaşlık ve babalık görevlerimizi yerine getirmemiz için bizi dünyaya getiren bir Yaratıcı'ya inanırım. Nedir, nasıldır bunun önemi yok! Ama kiliseye gitmeye, gümüş tepsiler öpmeye, bizden daha iyi beslenen bir sürü yaltakçının sırtını kalınlaştırmaya gelince, ben bunda yokum! Çünkü insan, Tanrı'sına saygısını bir koruda, bir tarlada, hatta eskisi gibi, gökyüzünü seyrederek de sunabilir."
Çünkü doğru düzgün bitirilmeyen şeylerin ardında hep açık bir kapı, keşfedilmemiş bir olasılık, her şeyin yine eskisi gibi olabileceğine dair bir ihtimal kalır. Böyle durumlara bayılan bir sürü insan tanısam da hayır, ben buna hiç alışık değilim.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.