Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
- Apartman girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent? + Hangisini? - Otomatik yanan, sensörlü lamba. + Hayır. - Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece. Önüme baktım. "Neden kırdın?" Cevap yok "Hasta mısın evladım? Söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle." "Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?" "Lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim? Yöneticiye de dedim. Lambanızı sikeyim, kaç paraysa veririz. Sen değerlisin benim için." "Beni görünce yanmıyordu baba." "Nasıl ya?" "Görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni." "E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor." "Hadi ya! Sahiden mi?" "Evet. Ucuzundan takmışlar.Bizimle bir alakası yok!" Babama sarıldım, yıllar sonra.
Sayfa 141Kitabı okudu
-Evet, kastettiğin buysa, tünelin sonunda ışık var. Ama bazen, insan karanlığı aşıp öteki tarafa ulaştığında arkasına döner ve geçtiği yerlerde müthiş bir tahribat yarattığını görür.
Reklam
"Evet, başlangıçta, bilirsin ya ilk başta, hepimiz birdik, bütün insanlar ve hayvanlar, aynı şeyleri yapıyorduk. Sonra biz ölmesini öğrendik. Böylece yeniden nasıl doğulduğunu öğrendik. Bazen bir varlık, bazen başka bir varlık olarak. Ama bunun çok önemi yok çünkü zaten yeniden ölüp, yeniden doğacaksın ve eninde sonunda her şey olacaksın."
Sayfa 118Kitabı okudu
"Bazen kısa hikayelerin vedası daha uzun olur diğerlerinden. Çünkü yarım kalan, yaşanmamış ne varsa, en çok onlar uzatır vedayı. Yaşayamadığınız ne kadar şey varsa onunla aranızda, bir boşlukta hepsini yaşamış gibi tüketmeye çalışırsınız. Veda en çok, sizin ona son dokunuşunuzla, başkasının ona ilk dokunuşu arasındadır. Tüm hayatınız o iki dokunuşun arasında şekillenir. Ya kendinizi kurtarırsınız ya da geç kalıp kaybolursunuz. Veda uzar, uzar ve sihirli bir dokunuş gibi, bir başkası ona dokunduğunda sona erer. Bir hikaye yarım kaldığında, tamamlansaydı ne olurdu merakının esiri olmakla, iyi ki daha çok yaralanmadım hissinin arasında bir yerde durursunuz. Aşk, bir suçluyu, suçtan daha çok sevmektir. Evet onlar suçludur, çünkü bir kez tadına bakılmış her şey hayatta yarım bırakılmış demektir."
YARIM
-Siz de hep beni teselli etmeye çalışıyorsunuz. Ama benim istediğim teselli olmak değil. Beni üzmekten, acı vermekten korktuğunuz için hiç bahsetmediğiniz, tanımama izin vermediğiniz bir çok şey olduğunu biliyorum. Hiç bilmediğim şeyler, öyle ki bazen.. Sesi gittikçe yavaşlıyordu, nefessiz kalmış gibi durdu. Ağzından çıkan son sözleri tekrar ederek sordum: -Evet, bazen? Üzüntülü bir şekilde devam etti: -Öyleki bazen size borçlu olduğum bütün mutluluğun hiçbir şey bilmememe bağlı olduğunu düşünüyorum..
Sayfa 84
Hiç sıkıntım yok mu acaba? Var ki bi'dolu... Ama yüzdeyiz kişisel. Mutluyum, ama sıkıntılarımdan, coşkuyla, yorulmadan, uzun uzun söz edebilirim yine de. Anlatayım mı hepsini?... Hayat bana nasıl oyunlar ediyor, diyeyim mi bir bir?... Kısacası: Tam o bin küsür kilometre ötedeki kentten küçücük bir haber bekliyorum. Bu bekleyişi durmadan
Konuşmalar-s.25-26
Reklam
Bazen bir şeyler söylemem gerekiyor o zaman biraz gülümseyip evet ya da hayır diyorum her şey geçiyor ve hiçbir şey geçmiyor.
Evet bu böyle, Charles... İnsanlar bazen karşılarındakine kalben uzak oldukları için anlamakta güçlük çekerler. Bazen her ne kadar karşımızdakine yakın olsak bile
Sayfa 85
"Tanrı, ister sözlerde, ister şarkılarda, ister sahnede olsun, gerçekten nasılsa hep öyle anlatılmalıdır." "Tabii, öyle olmalıdır." "Şimdi bana söyle: Tanrı aslında iyidir, onu öyle göstermeli, değil mi?" "Elbette." "Ama iyi şeylerin hiçbiri zararlı olamaz, değil mi?" "Öyle
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.