Çeşitli “olamama” kâbusları vardır. Benimki, uzun süren bir okul serüveninin sonunda, mezun olalı 20 seneye yaklaşmasına karşın peşimi bırakmayan “mezun olamama kâbusu” idi. Askerliği bitirememe kâbusunu da tanırım. ‘Sinek Isırıklarının Müellifi’ ile “yazar olamama kâbusu” ile tanıştım. Galiba, birkaç kitabı yayınlanan ve artık bir yazar olduğu,
Yanlış bir zamanda bu kitaba başladım sanırım; çünkü kitap okumakta zorlandığım bir döneme denk geldi. Ama bir taraftanda konusu güzel olsada beni bu zorlandığım dönemden çıkarabilecek kadar akıcı değildi; biraz fazla uzatılmış gibiydi. Kitap 733 sayfaydı. Bu kitapla şunu anladım ideal kitap sayfası bence en en fazla 600 olmalı oda yeterince
İki genç arasındaki dostluk ilişkisi, bir diğerinin ötekine göz koyduğu bencillik ve sahiplenme duygularının farkına dayanıyordu.
Çünkü ruhun vücuda girmesi tekleşmeyi, tekleşmeye farklılaşmayı, farklılık karşılaştırmayı, karşılaştırma huzursuzluğu, huzursuzluk şaşkınlığı, hayranlığı, hayranlık da değişme ve birleşme isteğini yaratır.
İşte Etat Vai Tat dedikleri gerçek budur. Bu gerçekler, hayat çamurunun henüz yumuşak olduğu, bencillik ve sahiplenme duygularının katılaşmamış olduğu gençlik çağı için çok yerindeydi.
1. Stirner hayatın çeşitli evrelerini, yalnızca bireyin "kendi kendini keşfedişleri" olarak ele alıyor; üstelik de bu "kendi kendini keşfedişler" daima belirli bir bilinç ilişkisine indirgeniyor. Demek ki burada bireyin yaşamını, bilinçteki farklılık oluşturuyor. Bireyle birlikte gerçekleşen ve farklı bir bilinç meydana getiren fiziksel ve toplumsal değişimler, Stirner'i elbette hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Bu yüzden Stirner'de çocuk, genç ve adam, dünyayı daima hazır halde buluyorlar; tıpkı "kendilerini" sadece "buluyor" olmaları gibi. Genel olarak bir şeyin bulunabilmesini sağlamak içinse kesinlikle hiçbir şey yapılmıyor. Hatta bilinç ilişkisi bile doğru biçimde değil, sadece spekülatif çarpıtılmış haliyle kavranıyor. Bu nedenle de tüm bu figürlerin dünyaya yaklaşımları felsefidir; "çocuk gerçekçi", "genç idealist", adam da bu ikisinin negatif bileşimi; yukarıda aktarılan sonuç önermeden de anlaşılacağı gibi mutlak negatifliktir. Burada "bir insan yaşamının" sırrı ifşa ediliyor. Burada, "Çocuk"un "gerçekçiliğin", "Genç"in "idealizmin" bir kisvesinden başka bir şey olmadığı, Adam'ın da bu felsefi karşıtlığın bir çözümünü bulma girişimi olduğu açığa çıkıyor. Bu çözüm, bu "mutlak negatiflik", şimdiden anlaşıldığı üzere, ancak adamın hem çocuğun hem de gencin illüzyonlarını körü körüne kabul etmesi ve böylelikle şeyler dünyası ile tinin dünyasını alt etmiş olduğuna inanması sayesinde mümkün olabiliyor.
“Başka bir gezegene, oradaki kayaların yapısını incelemek için araç gönderebilecek kapasiteye sahip bu şizofrenik insanlık, milyonlarca insanın açlıktan ölmesini umursamayabiliyor. Mars’a gitmek, yanı başındaki komşuya gitmekten daha kolay görünüyor.” Demiş Jose Saramago 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonraki konuşmasında. Aslında
Özgürlük bir düş müdür?
Sanki herkes özgürleşmek ya da özgür kalmaya çalışıyormuş gibi görünmek istemektedir.
Eğer bu bir illüzyonsa günümüzde yaşamsal bir illüzyona dönüştüğü söylenebilir.
Ahlak, töre ve zihniyet gibi şeylere bakıldığında bu illüzyonun tarihinin derinliklerinden çıkıp gelmiş olduğu ve kesinlikle engellenemeyeceği
GİRİŞ
İnternet devletlerin ve şirketlerin hayatından daha öteye giderek bireylerin dünyasını şekillendirme etkisini sürdürmektedir. Toplumsal hayatın bütün kurumları da pozitif ve negatif bir değerlendirme ile bu etkinin altında hızlı değişim yaşadığı ve Friedman’ın “Küreselleşme 3.0” (2010:20) olarak adlandırdığı bu sürecin hangi boyutlarda
Tarihin ilk dönemlerinden günümüze kadar görülen tüm toplumlar, soylarının devamı için birbirlerinden farklı olmakla birlikte evlilik sistemleri ve akrabalık bağları
oluşturmuşlardır. Evlilik, ergenlik dönemine girmiş erkek veya kadınların üremek, çocukların yetişmesini sağlamak,
toplumsal ve iktisadi olarak yeni bir bütünlük oluşturmak için
Fütühat-ül Mekkiye den esinlenerek ;
Dinlerin farklılığı, Allah- Kul ilişkilerindeki farklılıktan dolayı farklılık arzeder ;
Allah- Kul ilişkilerindeki farklılık, Hallerin farklılığından olur ;
Hallerin farklılığı, Zamanlardaki farklılık sebebi iledir ;
Zamanların farklılığı, Hareketlerdeki farklılık ile kendini gösterir ;
Marie Lu'nun ülkemizde yayınlanan ikinci serisinin ilk kitabıyla karşınızdayım. Efsane serisi benim için en iyiler kategorisine giren bir eserdi. O yüzden Genç Elitler'e çok büyük bir beklentiyle başladım.
.
Genç Elitler, bana göre fantastik bir kitap. Genç Elitler diye gizli bir grup, krallığı ele geçirerek kendileri gibi olanlara saygı