Bu romanı tanımlayacak cümle : "gelmiş geçmiş en iyi aşk hikayesi." . Aşkın her boyutunu görebiliyorsunuz hikayede ; umutsuzluk, dibe vuruş, delice umut ve mutluluk. Çoğu zaman melankoli. Bir ömrün ötesine geçebilecek bir aşkı yaşayabilmek için çok fedakarlıkta bulunması gerek insanın. Kolera gibi, bulaştığı insanların çoğunu öldürürken, bir kısmının yaşamını kutsayan bir duygu aşk. Zaman, mekan ve karakterler öylesine ilgi çekici ki,okur hikayenin bir parçası olduğunda tüm acılara rağmen o duyguyu tatmak istiyor.
Çünkü bizim dünyamız Othello’nunkiyle aynı değil. Çelik olmadan araba yaratamazsınız – aynı şekilde sosyal çalkantı olmadan da trajedi yaratamazsınız. Dünya şu anda istikrara kavuşmuş durumda. İnsanlar mutlu; istediklerini alıyorlar ve ulaşamayacakları şeyleri de asla istemiyorlar. Refahları yerinde, emniyetteler, hiç hastalanmıyorlar; ölümden korkmuyorlar; ihtiras ve ihtiyarlıktan habersiz ve bundan da çok memnunlar; veba gibi bir illet olan anne ve babaları yok; güçlü duygular hissedecekleri eşleri, çocukları ve sevgilileri yok; şartlandırmaları uyarınca davranmaları gerektiği gibi davranmak zorundalar. Herhangi bir sorun çıkması durumunda da soma var. (…) Othello elbette güzel; fakat istikrar karşılığında ödememiz gereken bedel işte bu. Mutluluk ile eskiden insanların güzel sanatlar dediği şey arasında seçim yapmak gerekiyor. Biz, güzel sanatlardan fedakârlıkta bulunduk. Onun yerine duyusal filmlerimiz ve kokulu orgumuz var.
Kısa bir kitap olsa da içerisinde gerçekle örgülenmiş kurgunun hayal dünyamızda yarattığı çağrışımlar ve bu çağrışımların sanki bir hologram gibi gözümün önünde canlanması kitabın sayfaları arasında sıkılmadan dolaşmamı sağladı. Ailesi için kendinden fedakarlıkta bulunan bir adamın şartlar değiştiğinde karşılaştığı tablo ve sonuç olarak bir hiç olarak yitip gitmesi düşündürücüydü.
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,1bin okunma
Allah ve Onun Sevgilisi adına yapılan fedakarlıkta sınır yoktur. Her sıkıntı onun için çekilir. Her güzellik onun için keşfedilir. O tatlı bahara, alem ne derse desin, girilir
"Sana vereceğim sır şu: İnsan, gerçeği ancak yüreğiyle görebilir. Gözler, hiçbir şeyin özünü göremez. Gülünün senin için değerli olmasının sebebi, ona zaman harcaman ve fedakarlıkta bulunmandır."
Mesafenin önemi yoktur.
Burnunun dibinde olsa ne olacak,
Seni anlamıyorsa...!
Ama birisi vardır ki dünyanın öbür ucunda,
En ihtiyaç duyduğun anda,
iki satırıyla bile olsa,
bir çırpıda yanı başında,
Mesafe uzaklıklarda değil, mesafe fedakarlıkta...
Özdemir Asaf
Yetenek doğanın vergisi olmaktan ziyade toplumun eseridir. Yetenek birikmiş sermayedir ve ona sahip olan kişi sadece bir taşıyıcıdır. Toplum olmadan, onun sağladığı etkili yardımlar ve eğitim olmadan en parlak doğal yetenekler bile doruğa çıkacak yerde, en sıradan yeteneklerin altında kalırdı. Bir ölümlünün bilgisi ne kadar geniş, hayal gücü ne kadar zengin, yeteneği ne denli parlaksa, eğitimi de o kadar çok sayıda ve kayda değer olacak, topluma olan borcu da o denli büyük olacaktır. Irgat neredeyse beşikten çıkıp mezara girinceye kadar üretip durur, halbuki sanat ve bilimin semeresi geç toplanır ve kıttır. Çoğu, daha meyve olgunlaşmadan ağaç çürüyüp gider. Toplum yeteneği yetiştirirken bir ümit için fedakarlıkta bulunmaktadır.
Shakespeare okurken inanılmaz eğleniyorum. Venedik Taciri, arkadaşı için etinden bir parça vermeyi göze alan bir adamdır. Ancak bu fedakarlıkta etini alacak kişi acımasız bir Yahudi'dir.
İnce nüktelerle bezemiş oyunu Shakespeare, Yahudi-Hristiyan kavgaları, Bildiğinden şaşmaz Türkler gibi göndermeleriyle farklı bir hava yakalamış. Sanıyorum o dönemde kılık değiştirme muhabbeti çok meşhurdu. Okuduğunuza değecek keyifli bir tiyatro eseri. ^^
Venedik TaciriWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210,6bin okunma