Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
— Bilim de Tanrı’ya şükür ki dönemini kapattı, der Mihail Fyodoroviç ve duraklayarak anlatır. O da şarkısını söyledi, sahneden indi. Öyle... İnsanlık onun yerine başka bir şey koyma ihtiyacı hissediyor artık. Batıl inançlar bataklığında yeşermiş, o bataklığın suyundan beslenmiş olan bilim artık ömrünü tamamlayan ataları gibi, yani simya gibi, yani metafizik ve felsefe gibi batıl inançlardan ibaret bir Quinta Essentia’ya24 sahip. Hem zaten şunu da sorgulamak lazım: Bilim, insanoğluna ne vermiştir? Öyle değil mi?.. Avrupalı bilimcilerle bilim adına hiçbir şeyleri olmayan Çinli bilginler arasındaki fark yok denecek kadar azdır; tamamen görünüşten ibarettir. Çinliler anladığımız anlamda bilimden yoksundular da ne oldu, ne kaybettiler?
Yedinci Kitap
c - Şu herkesin bildiği bayağı şey: Bir, iki, üç bilgisi. Sayı ve hesap. Her bilim, her sanat ona başvurmak zorunda değil midir?
Reklam
XIX. yüzyıl bilim adamlarının felsefeye olan merakları sıra dışı bir şey değildi. Aslında, pek çoğu için bilim felsefe demekti. Felsefe zaten "bilgi aşkı" demek değil miydi? Ve bilgiye olan aşkı göstermek için bir bilim adamı olmaktan daha iyi bir yol var mıydı?
Ahlâk gelişimi
Ahlak, psikoloji, felsefe, sosyaloji ve antropoloji gibi bilim dalının ilgisini çeken bir çok disiplinli bir çalışma alanıdır.
Yeryüzü eril, yeraltı dişildir. Gündüz eril, gece dişildir. Beden eril, psişe dişildir. Bilim eril, felsefe dişildir. Bakmak eril, görmek dişildir. Sözcük eril, anlam dişildir.
"Bir probleme verilen metafizik cevapları, sırf bilimsel olmadıklarından dolayı reddetmek, insan zihninin bilme gücünü kasten sakatlamak demektir. Eğer organize şeylerin varlıklarını makul olarak açıklamanın yolu onların kaynağında bir düzenin, bir gayeliğin bulunduğunu kabul etmekse, izin verin de bunu kabul edelim; bilim adamı olarak olmasa bile metafizikçi, olarak kabul edelim."
Reklam
"Fakat bilinmeyenin, mutlaka esrarengiz olması gerekmez. Bilim, tabiî olarak, evrenin esrarengiz olmadığı düşüncesiyle yola çıkmaktır; çünkü biz onu şu anda bilmiyorsak bile bilinebilir olarak görüyoruz. Bu evrenin bazı bilim adamlarına esrarengiz görünmesinin gerçek sebebi şudur: Onlar varlıkla, yani metafizikle, ilgili soruları, yanlışlıkla bilimsel sorular gibi görmekte ve bilimden bunlara cevap bulmasını istemektedirler. Pek tabiî hiç bir cevap elde edememektedirler."
"Bizim dünyamız, değişen bir dünyadır. Fizik, kimya, biyoloji orada yer alan değişmenin kanunlarını bize öğretir. Bu bilim dallarının bize öğretemeyecekleri bir şey varsa o da, kanunların düzeni ve akledilirliği ile birlikte ele alınan bu dünyanın niçin varolduğudur."
Felsefe dediğimiz o geniş ve hoşgörülü açıya götüren üç yol vardır: Biri, insanları deneyim yoluyla yaşamda incelemektir; ikincisi, bilim aracılığıyla nesneleri uzayda incelemektir; üçüncüsü de, tarih aracılığıyla, olayları zaman içinde incelemektir.
Sayfa 112 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okuyor
Bilim
Istırapların birbirine karıştığı ve silindiği bu dünyada, sadece Formül hüküm sürer.
Sayfa 88 - Metis Yayınları | 12.Baskı 2023Kitabı okuyor
Reklam
Thales Neden İlk Filozoftur?
O, "sudan toprak olur" demiş olsaydı, bir bilim varsayımı (hipotezi ) hem de yanlış ama çürütülmesi güç bir varsayım ortaya atmış olurdu. Fakat Thales, bilimden öteye gitmiştir, O, bu birlik tasarısının su varsayımı ile tasvirinde, zamanın fizik görüşlerinin, aşağı tabakasını aşmamış, onun sadece üzerinden atlamıştır. Suyun, daha doğrusu nemli olanın varlığı ve değişmeleri üzerine Thales'in yapmış olduğu deneylik (ampirik) türden zayıf ve düzensiz gözlemler böyle pek büyük bir genellemeye yol açmaktan, hatta onu akla getirmekten pek uzaktı; Thales'i buna götüren, menşei mistik bir sezgide olup, gittikçe daha iyi anlatılmış yeni denemeler "dahil", bütün felsefelerde rastlanan metafizik bir inanç sözünde: "herşey birdir" sözünün içindedir.
Sayfa 16 - Kabalcı Yayınevi (çev. Nusret Hızır)Kitabı okudu
Bebeklerde adalet duygusu
Bir deneyde, bir kukla iki kuklayla top oynayacak ve diğer bir kukla topu alıp kaçacak şekilde bir senaryo bebeklere seyrettirildi. Bu mızıkçı kukla bebeklerin önüne getirilince, bebeklerin “adaleti uygulama”ya kalkışıp mızıkçı kuklayı cezalandırdıkları, örneğin kuklanın kafasına elleriyle vurdukları durumlar gözlemlenmiştir.
insan ancak düşündüğü, iliklerine değin varlığını ürperten düşünsel girişimini başlattığı anda bu yokluktan çekip çıkarabilecektir varlığını; huzurun değil de huzursuzluğun ardına düşünce gerçek bir tarihsel serüven; din, felsefe, bilim ve sanatın kendisinden fışkırdığı bir ışıma dönemi başlayacaktır.
Felsefi kavramların "izm"ler nezdinde göreliliği üzerine
Felsefe kavramları nötr ve masum değildir. Onlar ancak belli felsefi anlayışlar, görüşler, tavırlar ve nihayet yüzyıllar içerisinde geleneğini bulmuş “izm”ler açısından tanımlanabilirler. Gerçi yeni bir anlayış, görüş, tavır pekâlâ ortaya konabilir, fakat bir anlayış, görüş ve tavırdan bağımsız kavramlar ortaya konamaz. Başka bir deyişle, felsefe kavramlarının felsefe anlayışlarından, felsefi görüşler ve tavırlardan vb. bağımsız tanımları yoktur. Dolayısıyla bu kavramları tanımlarken veya kullanırken, hangi anlayış, görüş, tavır, “izm” vb. açısından tanımlanıp kullanıldıklarını belirtmek gerekir. “Ben bu kavramı bağlı olduğum şu anlayış, benimsediğim şu görüş vb. doğrultusunda tanımlıyorum; başka anlayışlar aynı kavramı kendi doğrultularında başka şekilde tanımlar veya tanımlayabilirler” demeyen bir felsefeci, yapmış olduğu tanımın özellikle felsefeyle doğrudan ilişkili olmayanlar gözünde biricik geçerli tanım olarak görülmesine yol açabilir ki bu, felsefe etiği açısından kınanması gereken, dürüstlük ve düşünce namusuyla bağdaştırılamayacak bir durumdur.
Insanoğlunun hakikat arayışı tarih boyunca şu üç referansla gerçekleşmiştir: inanç, düşünce ve tabiat. Asırlar boyunca bu üçünden üretilen bilgi de üç bilim alanını ortaya çıkarmıştır: din, bilim ve felsefe.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.