Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Nefret ettiğim ya da korktuğum şeylerden ne gerçek anlamda kurtulabilmiş oluyorum, ne de onlara köle oluyorum; içine düştüğüm durum en kötüsü olmasa da, şi­kâyet edip huysuzluk ediyorum; yani ne hastayım, ne de sağlıklı."
"İnsanlar iki şey arasında kimi benzerlikler fark ettiklerinde, bunlardan birinde buldukları doğruluğu, bu ikisi tamamen aynı olmasa da, diğerine de atfetme alışkanlığındadırlar. Böylece onlar, tamamıyla zihinden edinilen bilgiden oluşan bilimler ile bedensel kabiliyet ve pratik gerektiren sanatları hatalı biçimde karşılaştırırlar." -R. Descartes
Sayfa 23 - İstanbul Bilgi Üni. Yay., 2. Baskı, Ekim 2016
Reklam
798 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Seçimlerimizde özgür müyüz?
Michel Foucault 'Deliliğin Tarihi' eserinde büyük kapatmadan bahsetmiştir. Hapishaneler, hastaneler vb. iktidarın gücü elinde bulundurmasının çeşitli yolları olduğunu anlatmaktadır. Diğer eserlerinde de hapishaneler ve cinsellik üzerinden giderken bu eserinde daha çok deliler ve tımarhaneler üzerinden fikirlerini sunmaktadır.
Deliliğin Tarihi
Deliliğin TarihiMichel Foucault · İmge Yayınevi · 2020914 okunma
Deleuze felsefelerin tekil yaratımlar olduğunu düşünen bir filozoftu. Her filozof diğer felsefelerin de var olması için yeterince belirsiz bir felsefe yaratır. Dolayısıyla felsefe fikri sabitlenmiş değildir; tek bir yöntem, tek bir felse-fe yapma tarzı yoktur. Daha ziyade her filozof kendi oyun karakterleriyle kendi ayrıksı agon'unu icat eder: Bunların her birinde Deleuze'ün ifadesiyle her zaman bariz olmasa da bir " düşünce imgesi " buluruz. Kendi imgesini kuran her filozof bazen bir imgeden diğerine dramatik bir biçimde kayarak düşünmenin ne anlama geldiğine dair yeni bir yol önerir ya da Foucault'nun deyişiyle " başka yollarla düşünmeye " baş­lar.
Akıllılığın belirgin bir tanımı olmadığı için deliliğin de belirgin bir tanımı yoktur. Dolayısıyla akıllıktan veya delilikten bahsederken birbirinden farklı perspektiflerden yararlanırız. Bu yüzden Deliliğin ne olduğuna dair genel olmasa bile özel bir tanım yani modern deliliğe değinmek gerekir. Kastedilen delilik beğeni fetişizminin bir semptomudur. Günümüzde iletişim araçlarının gelişmesi ile birlikte insanlarla bir beğeni fetişizmi oluştu. Seyircinin dikkatini çekmek için yapamayacak bir şey neredeyse kalmadı. Artık sosyolojik delilik psikolojik delilin önüne geçti. Çünkü ciddi iletişim araçları yüzünden her yer bir gösteri meydanına dönüştü ve insanlar anlamsız gösterileri artık daha Öz güvenli bir şekilde sergilemeye başladı. Çünkü canlı seyirci kavurma ortadan kalktığı için telefonun içindeki seyirciler bireyi o kadar da rahatsız etmiyor. Foucault, modern tımarhanelerin doğumuyla Deliliğin yeniden tanımlandığını ve Normal insanla arasına mesafe konduğunu söylemişti. Bugün ise geçmişte tımarhanelerin doğumu gibi delilik de yeniden doğulur. Beğeni fetişizmi yüzünden normal olanla normal olmayan davranışlar arasındaki ayrım ortadan kalkıyor.
Avrupa dünyanın geri kalanıyla ancak belirli bir tipte ilişki kurabilir - ekonomik tahakküm , kolonizasyon ya da tica­ri kullanım ilişkisi. Çoğul devletlerin coğrafi ilişkisi olarak Avrupa, bütünlük olmasa da küçüklerle büyükler arasında bir dengelenme içeren bir Avrupa, dünyanın geri kalanıyla arasında bir kullanım, kolonizasyon, tahakküm ilişki­si kuran bir Avrupa. İşte 16. yüzyıl sonu ile 17. yüzyıl başında oluşmuş olan ve 17. yüzyıl ortasında imzalanan antlaşmalarla birlikte kristalleşen düşünce budur; hala içinde bulunduğumuz tarihsel gerçeklik budur. Avrupa budur.
Sayfa 260 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Reklam
Günümüz Almanya'sında ekonomi, ekonomik kalkınma, ekonomik büyüme hükümdarlık üretiyor. Kurumsallık aracılığıyla ürettiği bu politik hükümdarlıkta işte bu ekonomiyi işletiyor. Ekonomi ekonominin muhafızı olan devlete meşruiyet sağlıyor. Başka bir değişle tarihte daha önce görülmemiş olmasa da dönemimiz için son derece önemli fenomenle karşı karşıyayız: ekonomi kamu hukuku yaratıcı işlevi görüyor.
84 syf.
·
Puan vermedi
Dijital Panoptikon
“Günümüz dünyası eylem ve duyguların temsil edildiği ve yorumlandığı bir tiyatro değil, mahremiyetin sergilendiği, satıldığı ve tüketildiği bir pazardır.” Önceliği kâr gütmek olan kapitalizmin verimliliğini arttırmak ve devamlılığının garanti altına alınmasını sağlamak ve devlet otoritesinin sarsılmasını önlemek amacıyla her bireyin gözetlenmesi
Şeffaflık Toplumu
Şeffaflık ToplumuByung-Chul Han · Metis Yayıncılık · 20172,098 okunma
Her masada varsın Hakim Bey
7. Bölüm: Oğrenim Alanları: Özgür Anarşist Okul - Jeffery Shantz Toplumsal kuramcı Michel Foucault, 1967'da "Başka Mekânlara Dair" konferansında, geniş külliyatında genelde gözden kaçan bir terim kullanmıştır. "Heterotopya" kavramıyla, bir karşı-mekân veyahut alternatif yer, gerçekten var olan bir ütopyayı kastetmiştir.
Sayfa 151Kitabı okudu
Eleştirel ve Alternatif Eğitim: Sınavlar, Çokkültürlülük ve Diğer Sorunlar
1. Giriş Türkiye’nin eğitim sisteminde, sorunlar açısından yok yok. Böyle olunca, toplumun tepkisizliğine şaşmamak gerekiyor. ‘Okulsuz toplum’ tartışmaları açısından bakarsak (bkz. Baker, 2006; İllich, 2006), kapitalist okullar, toplumsal benzeştirme (asimilasyon) rolünü başarıyla gerçekleştirmektedirler. Okullar, geçmişte, toplumsal mücadelenin
Reklam
135 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
#1001kitap~~~
GEORGES BATAILLE, 1897 doğumlu Fransız yazar, düşünür. Başlangıçta sürrealizm hareketine yakınlık duyduysa da kısa süre sonra André Breton'la aralarındaki fikir ayrılıkları yüzünden o çevreden uzaklaştı, iyiki uzaklaştı zira Breton la hiç anlaşamıyorum iyi ki listede tek kitabı vardı okudum ve 1daha okumamaya karar vermiştim yazardan da
Göğün Mavisi
Göğün MavisiGeorges Bataille · Sel Yayıncılık · 2019206 okunma
Böyle bir çapraz sorgulamaya girmek her babayiğidin harcı olmasa gerek
Sokrates ile birlikte parrhesia’nın sorunsallaştırılması, iki insan arasındaki kişisel öğretme ilişkisi alanında, logos, hakikat ve bios (yaşam) arasında oynanan bir oyun biçimini alır. Ve parrhesia söyleminin açığa çıkardığı hakikat, bir insanın yaşamına dair hakikattir, yani bir insanın hakikatle olan ilişkisidir. Mesele kişinin mathesis yoluyla hakikati bilmek zorunda olan biri olarak kendini nasıl kurduğu ve hakikatle kurulan bu ilişkinin, kişinin yaşamında ne türden ontolojik ve etik ifadeler bulduğudur. Bu bağlamda parrhesia da, hakikatle olan uyumlu ilişkisi itibarıyla bir denektaşı işlevi gören basanosun ontolojik özelliği haline gelir. O halde Sokrates’in denektaşı rolünü üstlenerek gerçekleştirdiği çapraz sorgulamaların amacı, ötekinin mevcudiyetinin hakikatle olan özel ilişkisini sınamaktır.
Aynı anda görmek ve konuşmak, her ne kadar bunlar aynı şey olmasa da ve her ne kadar gördüklerimizden konuşmasak ve konuştuğumuz şeyleri görmesek de. Ama bu ikisi katmanı oluşturur ve bir katmandan diğerine aynı anda dönüşürler (aynı kurallar uyarınca olmasa da).
Sayfa 86 - NorgunkKitabı okudu
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.