Fyodor M. Dostoyevski'nin 25 yaşlarında(1846) edebiyat dünyasına adımını attığı ilk kitap olmakla birlikte isminin(İnsancıklar) karakterleriyle müsemma bir eser olduğu kanısındayım.Mektup-roman kategorisinde yer alan kitabın ana teması diğer birçok Dostoyevski eserlerinde olduğu gibi acıma ve dramatik duygular üzerine inşaa
Akışınızı işgal ettiğim için kusura bakmayın. Okudukça işaretleme amaçlı. Tamamen kişisel :)
1. Gurur ve Önyargı - Jane Austen
2. Geceye Övgüler - Novalis
3. Mutlu Prens - Oscar Wilde
4. Seçme Masallar - Hans Christian Andersen
5. Kerem ile Aslı - İsa Öztürk
6. Yürek Burgusu - Henry James
7. Duino Ağıtları - R.M.Rilke
8. Modeste Mignon
İlber Ortaylı’nın tavsiye ettiği, okumanız ve kitaplığınızda bulunması gereken 25 kitap!
1. Osmanlı İmparatorluğu - Halil İnalcık
2. Doğu-Batı Divanı - Goethe
3. Hafız Divanı - Hafız-ı Şirazi
4. İnce Memed I-IV - Yaşar Kemal
5. Fuzuli Divanı
6. Timurlenk - Beatrice Forbes Manz
7. İslam Uygarlıkları Tarihi - Corci Zeydan
8. Bir Orta Doğu
"- Hayat tatlı, neşe dolu!
- Neşe neresinde bunun oğlum, bütün gece ateşler içinde yanıp öksürüyorsun, göğsün parça parça olacak neredeyse ...
- Yo, ağlama anne .. hayat cennettir, hepimiz cennetteyiz, yalnız bunu bilmek istemiyoruz. Bilmek isteseydik hemen yarın bütün dünya gerçek bir cennete dönerdi ...
- E, bir güncük daha yaşamaya izin var mı, doktor?
- Bir değil, daha çok, çok yaşarsınız. Aylarınız, yıllarınız var ...
- Yılı, ayı, günü saymaya gerek var m! İnsanın mutluluğun derinliğine varması için bir gün bile yeter. Ne diye birbirimizle kavga ediyor, böbürlenip kin tutuyoruz."
Fyodor Dostoyevski; realizmin güçlü temsilcilerindendir. Dine ve geleneklere bağlı kalmış, yapıtlarında ruh tahlillerine geniş bir biçimde yer vermiştir. Kısa süre askerlik yaptıktan sonra ayrılıp edebiyatla uğraşmaya başlamıştır. İlk romanı "insancıklar" rusya'nın toplumsal romanı sayılır. Yapıtlarında iki dünya savaşı arasında yaşayan kuşağı rahatsız eden ahlaksal, dinsel, siyasal konuları etkileyici bir söyleyişle dile getirmiştir. Gözlerinin keskinliği, ayrıntılara verdiği önem, karmakarışık yaşamından çıkardığı sağlam karakterleri ve roman kurgulamadaki ustalığıyla avrupa'da ve ülkesinde kendisinden sonra gelen yazarlar üzerinde etkili olmuştur. Bir ara sürgüne gönderilmiş, sürgünden sonra yeniden yazmaya başlamıştır; "karamazov kardeşler", "suç ve ceza" gibi en ünlü yapıtlarını kaleme almıştır.
#Anna Karenina
Yüzyıldır Anna Karenina hakkında pek çok şey yazıldı. Rus olan ve olmayanlar yazdı, Tolstoy’u bilen ve bilmeyenler, Rusya’da yaşayan ve yaşamayanlar, içinde bulunanlar ve gelip geçenler yazdı. Anna Karenina’yı Batılılar ve Doğulular yazdı, tüm değişik adları ile, heyecanla, merak, ilgi ve sevgi ile, şaşırarak, bazen bozularak