Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Annemden zayıf bir feryat yükseldi. Prim yüzünü ellerinin arasına gömdü. Fakat ben kendimi daha çok ekranda gördüğüm kalabalıktaki insanlar gibi hissediyordum: Biraz şaşkın. Mevcut galipler havuzu ne demekti? Sonra ne anlama geldiğini anladım. En azından benim için ne anlama geldiğini. 12. Mıntıka'nın aralarından seçim yapılabilecek üç galibi vardı. İki erkek... Bir dişi... Arenaya dönüyordum.
''Galipler Şeybani-han'ın kellesini keserek mızrağa takıp Şah İsmail'in bindiği atın ayakları altına getirip attılar. Daha sonra kızılbaşlar, öldürülen şiilerin intikamını almak maksadıyla Şeybani-han'ın kellesini soyarak içini samanla doldurdular. Batıda Şah İsmail'in başının dertte olduğu başka bir Türk sultanı, II Bayezid vardı. Şah İsmail, hanın samanla doldurulan başını "benimle uğraşan sünnilerin akibeti işte budur!" demek istermiş gibi II. Bayezid'e "hediye" olarak gönderdi.''
Reklam
''Evet, şehzadem! Galipler korumasız kalan kalede üç gün boyunca yağma yaptılar. Daymiz Mahmud Han'ın en güzel kız kardeşi Devlet begim, Şeybani-han'ın oğlu Timur Sultan'ın haremine üçüncü hatun olarak girmiştir! Elli üç yaşına gelen Şeybani-han da Mahmud-han'ın on altı yaşındaki güzel, kızı Moğol hanımı nikahına almıştır! Mahmud-han'ın sevgili karısı Raziye ·sultan daha önce elçi olarak gönderilen Canibek'e hacana olarak verilmiştir! Geçen sene Hanzade hanım için bize demediğini koymayan Mahmud-han, şimdi sevgili karısını, kızını ve kız kardeşini kendi canını kurtarmak için peşkeş çekmiştir ve bu da halkın nefret etmesine yol açmıştır!''
"Yeter Alessandro!" dedi Marcella birden, tutkulu bir kederle. "Geçmişi rezil yatak kavgalarına indirgemeyelim... Bizi ayıran siyasetti, o kadar. Daha önce ben sizi sevdiğimi sanıyordum." "Hayır," dedi Alessandro, "hayır. Bir erkekle bir kadın arasında siyaset daima kötü bir bahanedir sadece. Siz beni tanıyordunuz... Deli değildim, partiye kaydolacaktım elbette... Ayrıca ikiyüzlülük bir yana, ben bir halk yaratmaya çalışan o eski duvarcıyı takdir ediyorum... Başarı dalkavukluğu kadar aşağılık bir şey olamaz, ama bütün başarılar geçici olduğuna göre, ben sadece zamanımın ilerisindeyim; bu adam da bütün galipler gibi tarihte büyük bir mağlup olarak yerini alacak sonunda... Ben de bu arada pratik sonuçlara sonsuz saygı duyuyorum... Bu adamın yükselişi sizi hiç etkilemiyor mu?
Sayfa 71 - İtalya'da Mussolini dönemini anlatan hikayede, dönemin gözde, rejim yanlısı doktur ile, yasa gereği boşanamadıkları ama 4 yıldır ayrı olduğu, rejim karşıtı, hemşire eşi arasında geçen sohbetten / Metis YayınlarıKitabı okudu
Öğle saatlerinde Galipler Köyü'ndeki yeni evime üşüşmüş olacaklardı. Gazeteciler, kameramanlar, hatta eski refakatçim Effie Trinket bile Capitol'den kalkıp 12. Mıntıka'ya kadar gelecekti.
Yetmiş beşinci yıl döneminde, asilere içlerinden en güçlü olanların bile Capitol'ü alt edemeyeceklerini hatırlatmak için, erkek ve dişi haraçlar, mevcut galipler havuzundan seçilecek.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
1. Dünya Savaşı Sonrası
Bütün bu olaylar tek bir gerçeği ortaya çıkarmıştı: Savaş, yıkıcı rüzgârlarını estiriyodu. Galipler bile yorgundu. Ama yorgun olan galipler başka yollara tevessül ettiler. Yenilenlerden maddi ve manevi kayıplarının acısını çıkartmaya kalkıştılar. Çok insafsız bir dizi antlaşmalar ortaya çıktı. Bunların hepsi Paris'te tezgâhlandı ve bugünkü Paris'in o zamanki banliyölerinde ayrı ayrı antlaşmalar imzalandı.
Sayfa 117
560 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok uzak yarınlar geldiğinde; ulusal olsun, uluslar arası olsun, bölgesel olsun bu gün yaşanan olayları o gün yazıldığında insanlar "tarih" diyecekler. Ama yazılanların nereye kadarı, neleri, gerçeği yansıtacak...Belki havada belgeler uçuşacak, belki belgeler yok edilecek. dimaı çalışan insan ise hep tereddüt ile bakacak tarihe. Boşuna dememişler "tarihi galipler yazar" diye... ,işte bu kitapta bir nevi bunun belgesi gibi. Kuruluşundan yıkılışına kadar Osmanlı toplum düzeni içersin de Saltanat cepesinin, devşirmelerin, devlet yöneticilerinin, ulemaların, Padişahların bizzat kendileri, ölümleri, yaşayışları, eşleri, anaları... hep muamma olmuştur. Fatihin Ölümü tam netleşmiş mi? Örneğin Timur a 1402 de yenilen Yıldırım Beyazıt'ın ölümü bize yüzüğündeki zehirle intihar şeklinde oldu. Ancak bazı tarihçiler, Yıldırım ın elleri ayakları bağlı iken gözleri önünde bizzat Timur eşine tecavüzü karşısında kafasını duvara vura vura öldüğü, bazı tarihçiler ise başka nedenlere dayandırmakta. Bu gibi örnekler 620 yıllık bir zamanda çokça larını görüyoruz. Bu kitapta da , kabul edelim etmeyelim. Tarihimizin bazı gerçekleri, muammaları aralanmış gibi. bunları doğrulayıp, ya da yalanlamak yine tarihçilere düşüyor. Tabi ki belgelerle. Ancak bugüne kadar yalanlama ile karşılaşmadık... Bir roman değil, bir belgesel olarak elinizde bulunmasında fayda var diye mütalaa ediyorum..
Padişah Anaları ve 600 Yıl Bizi Yöneten Devşirmeler
Padişah Anaları ve 600 Yıl Bizi Yöneten DevşirmelerAli Kemal Meram · Toplumsal Dönüşüm Yayınları · 2010168 okunma
İsa'nın ve Allah'ın takipçileri birbirlerini binlerle öldürdüler, tarlaları ve meyve bahçelerini yıktılar, gelişmiş şehirleri duman tüten enkazlara çevirdiler. Bütün bunları İsa veya Allah adına daha büyük bir zafer için yaptılar. Hristiyanlar zamanla üstünlüğü ele geçirdiklerinde, zaferlerini sadece camileri yıkıp kiliseler inşa ederek değil, aynı zamanda üzerinde haç işareti olan yeni altın ve gümüş paralar basarak ve Tanrı'ya kafirlerle savaşta kendilerine yardım ettiği için teşekkür ederek kutladılar. Bu yeni paranın yanı sıra, galipler millares adı verilen, daha farklı bir anlamı olan bir para da bastılar. Bu kare biçimli paralar Hristiyan fatihler tarafından yapılmıştı ve üstündeki Arapça yazılar, "Allah'tan başka tanrı yoktur, Muhammed Allah'ın elçisidir" anlamına gelmekteydi. Güney Fransa'daki Melgueil ve Agde'nin Katolik psikoposları bile bu Müslüman paralarını bastılar ve tanrıya bağlı Hristiyanlar da bunları seve seve kullandılar. Öteki yakada dahoşgörü doruklardaydı. Kuzey Afrika'nın Müslüman tüccarları Floransa florini, Venedik dukasıve Napoli gigliatosu gibi Hristiyan paralarını kullanarak ticaret yapıyorlardı. Kafir Hristiyanlara karşı cihat çağrısı yapan Müslüman yöneticiler bile üzerinde İsa ve Bakire Meryem'in olduğu paraları içeren vergileri toplamaktan hoşnutlardı.
Ortadoğu dünyası Roma İmparatorluğu'ndan beri hep zenginleşmiş. Sadece 12. asrın sonunda bu dünyadan hiçbir şey anlamayan, kılık kıyafet değiştirmeyen ve hamam bile kullanmayan Haçlılar hariç gelen fatihlerin her biri bu bölgeyi sadece saygıyla ve hayranlıkla benimsemişler. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı'nın ardından ise maalesef onu bilse de anlayamayanlar bu bölgeye girdiler. Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Ortadoğu açgözlü galipler tarafından farazi sınırlarla parçalandı ve petrole yönelindi. Oysa Ortadoğu'nun madem ve yeraltı zenginlikleri kadar medeni ve manevi bir atmosferi de vardır. Onu sadece Romalılar ve Türkler anladı.
Reklam
Galipler, "tanrıyı ve vatanı sevdikleri" için sevgilerinin karşılığını isterler, özgürlüğümüzü, mutluluğumuzu, geleceğimizi, onurumuzu, hayallerimizi, hayatlarımızı isterler.
Sayfa 46 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ortadoğu dünyası Roma İmparatorluğu'ndan beri hep zenginleşmiş. Sadece 12. asrın sonunda bu dünyadan hiçbir şey anlamayan, kılık kıyafet değiştirmeyen ve hamam bile kullanmayan Haçlılar hariç gelen fatihlerin her biri bu bölgeyi sadece saygıyla ve hayranlıkla benimsemişler. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı'nın ardından ise maalesef onu bilse de anlayamayanlar bu bölgeye girdiler. Birinci Dünya Savaşının sonunda Ortadoğu açgözlü galipler tarafından farazi sınırlarla parçalandı ve petrole yönelindi. Oysa Ortadoğu'nun maden ve yeraltı zenginlikleri kadar medeni ve manevi bir atmosferi de vardır. Onu sadece Romalılar ve Türkler anladı
Sayfa 34
Yenilmiş düşmanla yapılacak barış anlaşmasında, galipler, uyuşmazlıkta zafer için gerekli olan inatçılıktan, kalıcı bir barış için gerekli olan uzlaşmaya geçişi sağlamak zorundadırlar. Cezalandırıcı bir barış, uluslararası düzeni ipotek altına sokar; çünkü savaş dönemi harcamaları ile mali sıkıntı içine düşen galiplere, uzlaşmayı her an bozmaya kararlı bir ülkeyi kontrol altında tutmak görevini yükler. Bir sıkıntısı olan herhangi bir devletin, kötü etkilenmiş mağluptan otomatik destek göreceği kesindir. Bu, Versay Antlaşması’nın da en zayıf noktasıydı.
1.006 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.