Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı gece yarıları uyanır, beni, kendisini izlerken bulurdu. Yüzümü okşar, burnumu oynatır ya da göğsüme sokulur, yine uyurdu. İçim büyür, içimde dolunay olur, önünde ince bir bulut geçer, bedenim manzaraya dar gelir, burun direğim sızlardı.
Yaşamımı hareketli kılan mayalı hamurdan yoksunum; gece yarıları beni canlı tutan, sabahları beni uykudan uyandıran dürtüden yoksunum.
Reklam
Asıl büyük sarhoş benim uzaktaki Ben ki tek damla şarap içmedim Ekmeğin beyaz zeytinin siyah olduğunu biliyorum Asıl büyük sarhoş benim uzaktaki Benim kusturucu sarhoşluğum yoksulluğum Yüzüme bakmasan da Yağmura düşürsen de gözlerini Gözlerime bakmasan da ne kadar O kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor Uykularımda nefesinin sıcaklığı O
Sayfa 86
"Fakat şimdi... Kim gece yarıları karanlık sokaklarda bana sevgisinden bahsedecek?"
Attila İlhan
ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum senin için dokuduğum basma ve pazen denizin yeşilinden süzdüğüm balık göğün mavisinden çaldığım kuş senin için felsefe okudumsa iktisat okudumsa gece yarıları boğazım kurumuş içim bir kalabalık sıcacık mısralar okudumsa yunus’ dan senin için okudum geceyarıları
Yaşamımı hareketli kılan mayalı hamurdan yoksunum; gece yarıları beni canlı tutan, sabahları beni uykudan uyandıran dürtüden yoksunum.
Reklam
Anne ile bebek arasında kurulan o ilk ilişki aslında kaderimize giden ilk basamaktır. Eğer o anne bebeğin ihtiyaçlarını, onun el kol sallamalarından, bakışlarından, çıkardığı seslerden hemen anlar ve anında bu ihtiyaçları karşılarsa bebek bu yeni ortama güven duymaya başlar. Anne bu dönemde bebeğe nasıl davrandıysa bebek büyüdükçe başkaları ile kurduğu ilişkileri ilk öğrendiği bu anne bebek ilişkisi gibi kurar. Anne ona güven verdiyse o bebek için dünya güvenli bir yerdir, vermediyse güvensiz. Bebek bu ilişkide aradığı güveni bulamazsa gelecekte o yetişkin için tüm ilişkiler güvenilmezdir. Bu ilişkilerde zorlandığı zaman ilişkiden hemen kaçar, mücadele etmez. Kendini sakinleştirmenin yollarını arar; sürekli alış veriş yapma, gece yarıları kalkıp bol bol yemek yemek gibi. Yani annesinin doyuramadığı duygusal açlığı ısrarla bunları yaparak doyurmaya çalışır. Ya da bu kişiler sevdikleri insanla sürekli ilişki içerisinde ya da yan yana olmak ister. Kafası sürekli sevgilisinin onu sevip sevmediğiyle meşguldür. Bu konuda hep endişelidir. Terk edilmekten hem çok korkar, hem de bir gün nasıl olsa terk edileceğinden emin gibidir. Kendi geçmişini doğru okumazsan hayat boyu aynı geçmişi tekrarlar durursun ve bütün bunları bir kader gibi kendi çocuğuna geçirirsin.
“Ölüm demek böyle bir şeymiş galiba, diye düşündü. Evdeki seslerin bir anda kesilmesi, kapıların kapanması, askıda baba ceketinin bir daha giyilmemesi, gece yarıları duyulan öksürük seslerinin kesilmesi demekmiş, diye geçirdi içinden.”
Bazı gece yarıları uyanır, beni, kendisini seyrederken bulurdu. Yüzümü okşar, burnumu oynatır ya da göğsüme sokulur, yine uyurdu. İçim büyür, içimde dolunay olur, önünden ince bir bulut geçer, bedenim manzaraya dar gelir, burun direğim sızlardı. Usulca kalkar, pencerede bir sigara içerdim. Saray uyur, burnu uyur, şehir uyur, martılar uyumazdı. Bir de karşı apartmanın arka pencerelerinden biri. O ışık bana iyi gelirdi. Nedenini bilmezdim.
sığınaklara da inmedim gece yarıları yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında ama sevdalandım altmışıma yakın sözün kısası yoldaşlar bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da insanca yaşadım diyebilirim
yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bazı gece yarıları uyanır , beni, kendisini seyrederken bulurdu.
Akşamları güneşin ışıkları insanların iyice durgunlaşmaya başladı gece yarıları perilerinin yıkandığı Marmara’nın koyu mavi yüzeyi mavi atlastan örtüsünü örtmüştü
Akşamdan güneşin doğuşunu seyredeyim dediğim halde, sabah yataktan çıkmıyorum; gündüzden ay ışığını görünce mutlu olmayı umduğum halde, akşam odamdan dışarıya çıkmıyorum. Niçin yataktan çıktığımı, niçin yatağa girdiğimi tam olarak bilmiyorum. Yaşamımı hareketli kılan mayalı hamurdan yoksunum;gece yarıları beni canlı tutan, sabahları beni uykudan uyandıran dürtüden yoksunum.
Yaşamımı hareketli kılan mayalı hamurdan yoksunum; gece yarıları beni canlı tutan, sabahları beni uykudan uyandıran dürtüden yoksunum.
Memlekete dönüp, yayıncılığa başladığımda, Enver Paşa külliyatından olmak üzere, bu eseri de yayınlama derdine düştüm. Pek tabii olarak tercüme meselesiyle karşı karşıya idim. Böylesine uğraşırken Afganistan mücahitlerinden, aziz dostum Yasir Gerçik’iıı gayretleriyle, hiç aklımızda olmayan Şenkal Özer adında bir beyefendiyle tanışıp, bu kitap
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.