"Emin misin? Çünkü içini kendi aletime saklıyo- rum. Kendimi tutmam zor olacak, ama yapabilirim. Peki ya sen?" diye sordu bacaklarının arasına ateşli ve ıslak bir öpücük kondurarak.
Julia inleyerek ileri geri hareket etmeye başladı. "Evet, dilin muhteşem şeyler yapıyor bana."
"Benim yöntemimle yapmalısın Julia."
Resulullah Mekkede İslamı, tebliğ için sokak sokak, kapı kapı
dolaşırken Ebu Leheb'in oğlu Utbe onu arkasından takip ediyor, ona
hakaretler, küfürler savuruyor bunlar da yetmezmiş gibi köpek taklidi
yaparak Peygamberimize doğru havlıyordu. Resulullah ona döndü ve
şöyle dedi: "Seni Allah'ın aslanlarına havale ediyorum" Utbe akşam
bütün bu olup bitenleri babasına anlattığında babası ona:"Keşke
böyle yapmasaydın, senin sonun bir aslanın pençesinden olacak. Ah
oğlum! Ne yaptın sen böyle" dedi. O günden sonra Ebu Leheb oğlu
Utbe'yi yanında korumasız olarak hiçbir yere göndermedi. Aradan
birkaç hafta sonra Utbe ticaret için Kufe'ye gitti. Geceledikleri yerde
köpeklerin havlama sesleri geldi. Ebu Leheb tedbir olarak oğlunu
adamlarının yattığı odada yatırdı. Odanın ortasında ki yatakta Utbe,
Utbe'nin yatağının sağında üç adam ve sol tarafında ise üç adam
yatırarak kendice onu korumaya almıştı. Gecenin ilerleyen saatlerinde
odadakiler uyurken odaya bir aslan girdi. Odada yatanları tek tek
kokladı. Utbe'yi kokusundan tanıdı o uyurken boynuna bir pençe attı.
Sabah uyandıklarında bütün adamlar ve Ebu Leheb şaşkındı. O
kadar adamın içerisinde aslan Utbe'yi kokusundan bilmişti.
O gecenin ilerleyen saatlerinde, şu şurada bu burada yatsın telâşı devam ederken, Kumandan bana beklemediğim bir teklifte bulundu, "Sen benim odada yat." Utana sıkıla "Rahatsız olursunuz efendim" dedimse de, o yine rahatsız olmayacağını bildirerek ısrar etti... Anladım ki, başka bir niyet içinde birilerini terbiye edecek... Edeb tavrı içinde edebsizliğe doğru gidiyor oluşumu fark ederek kabul ettim.
Gecenin karanlığında, ayın gülümsediğini ve yıldızların kahkaha attığını hayal etmek zor değil.
Gece olduğunda, dünya bir karikatür filmi oluyor sanki ve ayın yüzü güldükçe, yıldızlar birer mizah perisi gibi fısıldıyorlar kulağıma.
Yatağa uzandığımda, düşüncelerim birer komedi şovuna dönüşüyor.
Belki de dünya aslında bir palyaço partisidir ve
Dostoyevski'nin meşhur romanı Karamazov Kardeşler' de bir tür negatif diyalektik denebilecek, Hz. İsa ile "Büyük Engzisyoncu" arasında bir konuşma geçmektedir. Buna göre 16. yüzyılda, İspanya'da bir şehre Hz. İsa gelir. Sokaklarda dolaştıkça insanlar etrafında toplanırlar. Kardinal, muhafızlarına Hz. İsa'yı tutuklamalarını emreder. Gecenin ilerleyen saatlerinde büyük engizisyoncu olan kardinal Hz. İsa'nın hücresine gelir. Hz. İsa'ya onu neden hapse attığını ve işlerini yapmasına neden izin veremeyeceğini anlatır. Engizisyoncu, çölde ruhuna musallat olan üç iğvayı kabul etmediği için Hz. İsa'yı kınamaktadır:
ilk iğva, taştan ekmek yapma çağrısıdır. İsa bunun reddetmiştir. Çünkü ekmekle satın alınan iman ve itaat değersizdir. İkinci iğva mucizedir. İsa çarmıhtan inmemek suretiyle insanların gözlerini olağanüstü şeylerle boyamaktan kaçınmış, onları, ağızlarını hayretten dört karış açılmış görmek istememiştir. Çünkü o, özgür ve açık bir imanın peşindedir. Olağanüstü güç gösterisi insanları köleleştirmeye vesile olabilir. Halbuki İsa, kör itaat taraftan değildir. Üçüncü iğva, Sezar'ın kılıcı olması istenmesidir. Hz. isa bunu da reddetmiştir. Çünkü siyasetin doğası ile imanın doğası aynı değildir. Biri güç diğeri merhamettir.
Akşam yemeği ve kahvaltının daha erken saatlerde
yenilmesinin kalp, beyin ve damar hastalıkları riskini azalttığı belirlendi.
103 bin yetişkin insandan yemek yeme alışkanlıkları hakkında 7 yılda toplanan veriler incelendi. Sonuçlar, akademik dergi Nature Communications'ta yayımlandı. Buna göre, 09.00'dan sonra kahvaltı, 21.00'den sonra da akşam yemeği yemenin kardiyovasküler sağlığı olumsuz etkilediği tespit edildi. Üstelik, kahvaltı ve akşam yemeği saatlerinde, belirtilen vakitlerin üzerine geçen her saatte kalp ve beyin damar hastalığı riskini %6 artırdığı gözlemlendi.
Akşam yemeğini 21.00'den sonra yiyenlerin beyin damar hastalığına yakalanma olasılığının, 20.00'den Önce yiyenlere kıyasla ( daha fazla olduğu bildirildi. Ayrıca gecenin ilerleyen saatlerinde yemek yiyenlerin, erken yiyenlere kıyasla daha sağlıksız alışkanlıklar
geliştirebileceğine işaret edildi.
Bazen, gecenin ilerleyen saatlerinde çoktan uyumuşken, daha fazla öğrenmek için çılgınca bir istek duyuyor, yalnızca bu baskı nedeniyle canlanıyor, ışığı açıyor ve yatakta okumaya devam ediyordum.
Merhaba Sevgili Kitapseverler
Bugün sizlere E. Bilge Az’ın yazmış olduğu Novella ile geldim. Kitap, insana ve yaşama dair bazen üzücü bazen tebessüm ettiren bazen de ders çıkarılası 11 adet öykü barındıryor. Her ne kadar sayfa sayısı az olsa da her hikayede farklı hayat tarzları ile farklı hayatları içine alan yaşanmışlık kokan anılar var bu
"Yıllar içinde evlerden kurmalı masa saatleri birer birer kayboldular. Tik tak, tik tak diye betimlediğimiz onların sesleri âdeta zaman bekçilerinin kalp atışlarıydı. Değerli olan şeylerin bekçisi olurdu, olmalıydı... Zaman değerliydi...
Gecenin ilerleyen saatlerinde sessizliğe bürünmüş mahallemizde geçmiş yıllara az önce sözünü ettiğim şeyleri düşündürerek beni götüren kitaplığımdaki saate bakıyorum, zaman yorgunu diye sesleniyorum ve tik tak seslerinin eşliğinde bilmediğim şeylerin bildiklerimden çok fazla olduğu yıllara doğru tersine yolculuk yapıyorum.
Ne çok özlemişim bu sesi, tik tak, tik tak... Çocukluğum, delikanlılığım ve elimde kitabımla şimdiki zamanım; biz, olup biten herşeyin farkındayız, güzel anlar hızla yok oluyor... 'Tik tak' tan 'Tik tok' a geçiş yaptığımız zamanlarda bir birini yaşayamayanlara ve kendime üzülüyorum...
Açılsa sandıklar, çıksa gün yüzüne eski dostlar, kurulsa yayları -tik tak, tik tak- zaman bekçileri olarak kalpleri tekrar atmaya başlasa... Elbette açılacak sandıklarımız kaldıysa..."
İhtiyar
George Bailey tüm hayatını kendini Bedford Falls halkına adayarak geçirdi. Her zaman seyahat etmeyi arzulamıştı ama zengin derici Bay Potter'ın tüm kasabayı ele geçirmesini engelleme fırsatı hiçbir zaman bulamadı. Onu bunu yapmaktan alıkoyan tek şey, George'un cömert babası tarafından kurulan mütevazı inşaat ve kredi şirketidir. Ancak Noel arifesinde George'un Billy Amcası, bankaya yatırmak isterken işletmenin 8.000 dolarını kaybeder. Bay Potter, kaybolan parayı bulur ve onu Billy Amca'dan saklar. O gecenin ilerleyen saatlerinde banka müfettişi kıtlığı keşfettiğinde George sorumlu tutulacağını, hapse gönderileceğini ve şirketin çökeceğini ve sonunda Bay Potter'ın kasabayı ele geçirmesine izin vereceğini fark eder. Karısı Mary'nin, dört çocuğunun ve sevdiği diğer kişilerin kendisinin ölmesinin daha iyi olacağını düşünerek intihar etmeyi düşünüyor. Ancak sevdiklerinin duaları, Clarence Odbody adlı koruyucu meleğinin kanatlarını kazanma vaadiyle Dünya'ya gelip ona yardım etmesiyle sonuçlanır. Eğer hiç doğmasaydı her şeyin nasıl olacağını ona gösteriyor
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettiklerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
… gecenin ilerleyen saatlerinde, Tarık Bey ile birlikte içtiğimiz rakının da etkisiyle bazan uykum gelir; bir gözümle televizyondaki programı izlerken, bir gözümle de sanki ruhumun derinliklerini seyreder; hayatın beni getirdiği tuhaf yerden utanarak, öfkeyle yerimden kalkıp evden çıkmak isterdim.
Kitaba gecenin ilerleyen saatlerinde, arka fonda keman sesi çalarken önce arka kapağındaki yazıyı hemen ardından giriş bölümünü okuyarak başladım. Bu saatler duygusal olduğum saatler sanırım. Gözlerimi bu birkaç sayfa sulandırmaya yetti. Evli, mutlu, çocuklu bir adamın kanser olması ve çok kısa bir ömrünün kalmasını anlatıyordu. Etkilenmiştim.
• Fiziksel olarak insanlarla çevriliyken bile ruhsal olarak 1 kişi bile yoktur yakın olan...
• Düşündüklerini, okuduklarını, hissettiklerini anlatıp beyin fırtınası yapabilecegin kimse yoktur. (Herkes seni felsefe yapıyor zanneder )
• Gecenin ilerleyen saatlerinde bir sen bir o anlatarak düşünerek nasıl geçtiği bilinmeyen zamanlar da yoktur, belki bir kahve eşliğinde...
• Yetinmeyi bilmek zorundasındır elindekilerle...
• Anormal hissetmek de tüm bu duygulara dahildir.