Çözüm sadece aydınlanmak, tüm yalanlardan kurtulmak değil. Yani iş bunlarla sınırlı kalmıyor. Tüm gerçeği bilseniz de, neredeyse hiçbir şey bilmeyenlerin içinde, onların sistemleri ile yaşamak zorunda kalacaksınız. Bu da sizi anlatmaya, bilgilendirmeye teşvik edecek. Hayat standartları yüksek olan, sıkıntısı az olan, gelişmiş, sistemli bir ülkedeki aydınlanma ile, Türkiye 'de yaşayan biri için aydınlanma aynı değeri taşımaz. Biri sadece aydınlanmaya odaklanırken, diğeri hem aydınlanma hem de hayatta kalma endişesine odaklanır. Hayatınızdan, geleceğinizden kaygı duyarken yapılacak en zor şey ciddi anlamda aydınlanmadır. Ama hayattan ve gelecekten kaygı duymayacak seviyeye ulaşmak da ancak aydınlanma ile mümkündür. Yani kısaca özetlersek, "Ya dur şimdi, zaten iş güç yok, ülke berbat durumda, ne felsefesi, ne gerçeği, ne tanrısı?" dediğiniz sürece o olumsuzluklar asla düzelmeyecek, asla iyi yönde değişmeyecek.
Zaten siz durduğunuz için ülke bu haldedir, "NE FELSEFESİ YA?" dediğiniz için...
Bireysel anlamda düşünme engeli olan, sadece kalabalık ile hareket eden, çoğunluk ne derse doğru odur mantığı ile yaşayan bireylerin oluşturduğu topluluk asla düzgün bir hayat yaşayamaz.
Sadece sömürülür, kullanılır, kandırılır. Bazılarına geçmiş olsun ama en azından gelecek nesillere sorgulamanın, düşünmenin, inanmamanın, şüphe etmenin değerini anlatmamız gerekiyor. Yoksa bizim kadar! da şanslı olmayacaklar.