Gelenekler bireyin kendini varetme sorumlulugunu hafifletir, ama karşılığı özgürlükten vazgeçerek ödenir. Bu bir seçimdir.
Sayfa 67 - Metis, 11. Basım Ekim 2021Kitabı okudu
Gazete matbuatındaki bu büyümenin altında yatan süreç siyasi ve iktisadi etkenlerin bir bileşimiydi: 1950'lerin ikinci yarısında, yeni seçilmiş Demokrat Parti hükûmeti, Ankara ve İzmir'deki gazetelere resmî reklam adı altında verdiği teşvikleri ikiye katlamıştı. Türkiye'deki siyasetçiler çok partili siyasete eşlik eden rekabet ortamında halkla iletişim kurma ve muhaliflerine saldırma çabalarında gazetelerin önem taşıdığının farkındaydılar. Hükûmet için resmî reklam sözleşmeleri kendi siyasi pozisyonunu destekleyen gazeteleri ödüllendirmekte kullandığı bir araçtı. Reklam verme furyası, tekliflerden ve kazançlı hükümet sözleşmelerinden yararlanmayı reddeden editörlerin sektörde kendileri gibi davranmayanlara yönelttikleri "besleme" basın eleştirilerinin önünü açtı. Diğer birçok konuda olduğu gibi bu konuda da basın siyasi tartışmaların bir parçasıydı ve halkın siyasi süreçlere dâhil olmak için kullandığı en önemli araç hâline gelmişti.
Ne var ki otoriter gelenekler kolay kolay değişmez ve mevcut hükümetler -DP veya CHP- tam anlamıyla özgür bir basının kendi çıkarlarına olup olmadığından emin değillerdi. Bu yüzden, çok partili siyaset özgür basını neredeyse Türk toplumunun temel bir bileşeni hâline getirmiş olsa bile, hükûmetler ikna ve korkutma yoluyla gazetecilerle işbirliği yapmanın yollarını aradılar ve bu girişimleri başarısız olduğunda önceden belirlenmiş sınırları aşan gazetecilerin kovuşturulmasını meşrulaştırmak için yasamaya başvuran eski Kemalist taktiğe başvurdular.
Sayfa 156Kitabı okudu
Kültürler, gelenekler, tarzlar farklı da olsa tüm insanların benzer acıları ve sevinçleri yaşadığını anlıyorsunuz ve buna rağmen birbirimize çok yabancıymışız gibi davranmamızı hayatın temel trajedisi olarak görmeye başlıyorsunuz.
Sayfa 151
zavallı sömürgeci yerleşimciler Arap kanı içinde yüzüyormuş. O zaman bütün birikmiş, şiddetli öfke patlar. Yerel polis karakolu ele geçirilir, polisler parça par ça doğranır, ilkokul öğretmeni öldürülür, doktor sırf evde olmadığı için hayatını kurtarır, vs... Birlikler bölgeye gönderilir, hava kuvvetleri bombardımana başlar. O zaman ayaklanma bayrağı açılır, eski savaşçı gelenekler yeniden ortaya çıkar, kadınlar alkış tutarken erkekler örgütlenip dağlara çıkar ve gerilla savaşı başlar. Köylüler kendiliğinden bir şekilde yaygın bir güvensizlik hissi yaratır; sömürgecilik korkuya kapılarak ya savaşa devam eder ya da görüşmelere başlar
