Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
-------------------------------------------------------------------------------- 80’ler bir yandan çerçevesini baskının, yasağın, devlet şiddetinin çizdiği bir dönemdi. bir yandan da, bu toplumun daha az tanışık olduğu bir başka iktidar biçiminin, ilk bakışta kendini bir kurumsuzluk olarak sunan, yasaklayıcı değil oluşturucu, kışkırtıcı, içerici
Peki ama kimdi bu "aslında olduğun kişi"? Olduğun kişi inşa ettiğin, şekil ve hayat verdiğin bir benlik miydi yoksa yazgısal olarak miras aldığın; genetik, ailevi, etnik, dini, kültürel, tarihsel güçlerin belirlediği bir benlik mi? Diğer bir deyişle, kimlik seçtiğin bir şey miydi yoksa kaçamadığın bir şey mi?
Reklam
-NOTLAR:- Yazar: Ahmet Yıldız, lngilizce'de ulus anlamına gelen "nation" kelimesi. Latince'de "doğmak" anlamına gelen "nasci" fiilinin ortacından türetilmiştir. Latince'de "nationem" kelimesi soy ya da ırkı çağrıştırır. Bu asli anlamda ulus, ortak kan ve soy bağı fikrini ifade eder. Edebi
''..zamanımızdan 31 binyıl kadar gerilere gidiyordu..''
Yukarı Paleolitik ''sanat'' yorumları: * ''Mağara sanatı'' buluntularının, en güzellerinin en son yapılanlar olacağı (evrimci bakışla) düşünülmüştü. Bu görüşün ışığında, bu görüşü destekleyen tarihlemeler yapılmıştı. Resimle buna göre kronolojik bir sıraya sokulmuştu. Buna uygun yorumlar geliştirilmişti.
Dijital teknoloji ve elektronik medyanın beraberinde getirdiği yeni imkanlar günümüzde pek çok insanın kimi alanlardaki (kişisel, mesleki, sosyal, kültürel, toplumsal, politik) yaşam pratiğini kökten değiştirdiği için bunlardan bazılarını vurgulamak istiyoruz: (1) Dijital teknoloji ve elektronik medyayla birlikte mekanın ve zamanın sınırları
196 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“Biz milliyetçilik yapmasak ve hatta millet hakikatini inkâr etsek bile millet var olmaya ve tesir etmeye devam edecektir.” “Milliyetçilik milleti olduğu gibi muhafaza etmek değil, onun için en doğrusunu tespit etme arayışıdır.” Bahadırhan Dinçaslan bu kitabında kendi milliyetçilik düşüncesinin, hatta kendi cümleleriyle “öncülüğünü ve
Seküler Milliyetçilik - 21. Yüzyılda Türk Milliyetçiliğinin Teorisi
Seküler Milliyetçilik - 21. Yüzyılda Türk Milliyetçiliğinin TeorisiM. Bahadırhan Dinçaslan · Yenisey · 202346 okunma
Reklam
400 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
75 günde okudu
Ezbere Yaşayanlar – ki isminin ne kadar güzel seçildiğine ayrı bir başlık açmak lazım – belki de hiç düşünmeden verdiğimiz günlük kararların arkasında hangi etkenlerin rol aldığını konu edinmiş bir kitap. Kitap birçok konuda giriş seviyesi sayılabilecek bilgiler vererek bir temel atmaya çalışıyor. Konu yelpazesinin çok geniş olması okuyucuyu biraz
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın KökenleriEmrah Safa Gürkan · Kronik Kitap · 20221,714 okunma
“madun” kavramının iki belli başlı kullanımını birbirinden ayırmalıyız. birinci anlamda “madun”, nesnel bir konumdur. herhangi bir ikili hakim/tabi ilişkisinde, genetik-biyolojik yapısı ya da kültürel olarak kendi iradesi dışındaki başlangıç noktası bakımından daha baştan tabi konumuna yerleşenler için kullandığımız bir terimdir. “madun” kavramının ikinci tanımında, “maduniyet” bir konumdan ziyade bir kimlik özelliğini taşır, bu anlamda “seçilmiş”tir.
Sayfa 177Kitabı okudu
'Çözülme'
"Bir şey sadece 'masal' olduğu için değersiz olmaz.. Masallar içeriklerinin gerçekliğinden bağımsız olarak -işlevsel olduğu sürece- değerlidir. İşlevsel masal hayata bir anlam, topluma ise bunun üstünden bir kimlik ve hukuk verir, üyelerinin yaşamda kalmasını sağlar. Bir sebepten bu fonksiyonları yerine getiremeyen masallar çürümeye başlar ve içlerinde kök saldıkları toplumu da çürütürler. Üyelerinin kalitesiz yaşamasına, sakatlanmasına hatta ölmesine sebep olurlar. Toplumsal eşitsizlik, yıkım ve sömürü için meşrulaştırma aracına dönerler. Bu tip masallar tasfiye edilmelidir. Yerine içinde yaşanılan çağın ekonomik, siyasi, kültürel gereklerine uygun yeni masallar türetilmeli ve siyasi erk eliyle hakim kılınmalıdır. Masalsız toplum olmaz.. Bizim trajedimiz çağın en problemli, en işlevsiz ve en maladaptif* masalıyla karşı karşıya olmaktan kaynaklanıyor. Alternatif masalı kurmak gerek, tüm masallar böyle başlar ve önce seçkinler arasında yayılır. İki nesil sonra halk kitlelerine nüfuz eder. Zor fakat imkansız değil." (Alıntı) 'Farkında' olan birinden önemli olduğunu düşündüğüm yukarıdaki ilginç değerlendirme bugünkü dersim olur.. - Bir toplumun kuşaktan kuşağa aktarılarak genetik hafızasında yer tutan efsaneleri, mitleri, travmaları, sevinçleri unutulmaya başlarsa toplumsal çözülme kaçınılmazdır. Böyle topluluklar, ırkı, adı sanı belli olmayan kalabalık yığınlar olarak tarihten silinir gider... Örnekleri çoktur, araştırılmaya değer..
Milletierin ve milliyetçiliğin modernşleşme süreçleriyle ilişkisi nedir? Milliyetçilik mi devleti oluşturur, devlet mi milliyetçiliği? Siyasi merkezileşmenin, örneğin etkinleşen bürokratikleşmenin (örneğin vergilerin devletçe toplanmasının) , merkezi ordular kurulmasının (askerliğin vatandaşlık görevi haline gelmesinin) milliyetçiliğin doğuşuna ne
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.