Sevmek Dedim…
Yoluna ölmek dedi.
Yol dedim.
Alıp başını gitmek dedi.
Gitmek dedim.
Bir Ahh çekip dostlardan ayrılmak dedi.
Dost dedim.
Durdu bana baktı, dost diye mırıldandı.
Yüreğime nasıl koysam bilemediğim dedi.
Sevmek dedim.
Yoluna ölmek dedi.
Yol dedim.
Alıp başını gitmek dedi.
Gitmek dedim.
Bir Ahh çekip dostlardan ayrılmak dedi.
Dost dedim.
Durdu bana baktı, dost diye mırıldandı.
Şeriat ve Kadın 4
Kadınlara yaklaşmışsanız ve bu durumda su bulamazsanız bir top- rağa teyemmüm edin» (K. 4 Niså 43).
Eğer münasebetten sonra erkek tekrar şehvete gelerek kadına du- hul etmek isterse, mutlaka abdest almalıdır, çünkü Ebû Sa'id el-Hudri- nin rivayetine göre Muhammed şöyle emretmiştir:
....şayet içinizden biri karısıyla cinsi münasebette
İstanbul hakkında ileri geri konuşmayın kfkdkdkdkdk
İstanbul... ah o günden güne inceliksiz
Büyük giz, derin uğultu, çıplak gerçek
Üzgün ve ışıksız türküsündeydi...
Sayfa 71 - Kırmızı KediKitabı okudu
Her büyük gerçek birer esrardır, her ahlak eninde sonunda mistisizmdir, bütün dinler giz dinleridir, büyük tanrıların hepsinin bir sürü adı vardır.
Sayfa 456 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
“Yazma ve konuşma edimlerinde garip bir şey var,” diye yazıyordu Novalis 1799’da. “İnsanların yaptığı gülünç ve şaşırtıcı yanlış, sözcükleri nesnelerle ilgili olarak kullandıklarına inanmalarıdır. Dilin doğasının farkında değildirler - dil, doğası gereği, yalnızca ve yalnızca kendisiyle ilgilenir, dili böylesine bereketli, böylesine harika bir giz kılan şey de budur. İnsan ancak konuşmak için konuştuğunda, söyleyebileceği en özgün, en gerçek şeyleri söyler.”
Sayfa 74 - Metis
Sizlere yine sırlarla dolu bir kitap ile geldim. 
Adı Her Neyse harika bir yol arkadaşı oldu. Gizemlerle dolu büyülü bir yolculukta yine 
Özlem Binel bizimleydi ve bu yolculuğun en güzel ve özel rehberiydi. Kitaptan biraz bahsedeceğim ama öncesinde biraz bilgi vermek istiyorum. Yazarımızın kalemine alışan bırakamıyor. Serinin her kitabını beklerken heyecan hep doruktaydı. Çünkü bizi harika şeylerin beklediğini biliyorduk. Özlem Binel bizi yanıltmadı ve harika bir seriyi bizlere sundu. Kitaplar; #ayışığım #sırbende ve #adıherneyse bu serinin her zaman yeri bende ayrı olacak. Eğer hala okumadıysanız bir şans verin isterim.
Sevde'nin ruhundaki derin yaraları sarmak hiç kolay olmayacaktı. Çünkü her fırsat bulduğunda kanıyordu. İçinde bir ses, geçmişe ait bir giz vardı. Sevde her zaman işaretlere kulağını tıkamayı seçti. Geçmişine ait her şeyden bir anda vazgeçti. Ama kader öyle güzel ağlarını ördü ki Sevde'nin artık kaçacak yeri kalmadı. Geçmiş ve gelecek arasında örülen bu ağlar kimine ışık olurken kimini de derinden sarsacaktı. Geçmişi ile yüzleşmeye hazırlanmaya çalışırken her an bir yerlerden sırlar ortaya çıkacaktı. Peki Sevde bunlarla yüzleşmeye gerçek anlamda hazır mıydı? Belki de yolası yanı başında olacaktı ama farkına varacak mıydı?
Ahh resmen film tadında harika bir okuma oldu. Ben spoi vermeden sizleri merakta bırakmayı amaçladım. Eminim her sayfasını okuduğunuza değecek. Yeniden ne zaman görüşürüz bilmiyorum ama kendinize çok iyi bakın ve kitapla kalın... 
Şebnem Şanlı Köroğlu
“Oysa görev çelişkisi içindeki bir insan tüm sorumluluğu üzerine alıp gece gündüz onu yargılayan bir hâkimin karşısında uğraşmaya başlarsa, kendisini çok yalnız hissedebilir. Kendi kendisinin acımasız denetmeniyse ve sonu gelmeyen içsel hesaplaşmalardan geçiyorsa, yaşamında kimseleri açamadığı gerçek bir giz var demektir ve ne bir dünya hâkimi ne
Sayfa 398 - Can YayınlarıKitabı okudu
Asıl giz kokudaydı sahibinde değil.
"İyi koku kolonyaydı, gerçek sahibi süren değildi, kötü koku yine atılacak ya da birikmiş gene gidecek bir şeydi, koku sahi değildi."
Sayfa 150Kitabı okuyor
ERTELEME
Öbür gün, evet, yalnızca öbür gün...
Yarın öbür günü düşünmeye başlayacağım,
Belki her şey olup bitecek; ama bugün değil...
Hayır, bugün değil; bugün yapamam.
Öznel nesnelliğimin şaşırtıcı inadı,
Gerçek yaşamımın uykusu, araya girmesi,
Sezinlemesi, bitimsiz bezginlik-
Bütün dünyam bir tramvaya yetişme çabası-
Öyle bir ruh o...
Yalnızca
BULANIK FOTOĞRAF
Güvercinleri yüreğiyle besleyen çocuk
Toplayıp bulutların nemini gözlerine
Yağmurlara karışıp gitti...
İstanbul...ah o günden güne inceliksiz
Büyük giz, derin uğultu, çıplak gerçek
Üzgün ve ışıksız türküsündeydi...
Ve yalnızlık, suyunu kalabalıktan alan
Eşiklerden keskin sokaklardan uzun
Çift oluklu hançerdi herkesin alnında.
Denizi arkama aldığım halde
Neden benim bütün fotoğraflarım
Bulanık ve eziktir bu kentte?
Şükrü Erbaş
Bulanık fotoğraf
Güvercinleri yüreğiyle besleyen çocuk
Toplayıp bulutların nemini gözlerine
Yağmurlara karışıp gitti...
İstanbul... ah o günden güne inceliksiz
Büyük giz, derin uğultu, çıplak gerçek
Üzgün ve ışıksız türküsündeydi...
Ve yalnızlık, suyunu kalabalıktan alan
Eşiklerden keskin sokaklardan uzun
Çift oluklu hançerdi herkesin alnında.
Denizi arkama aldığım halde
Neden benim bütün fotoğraflarım
Bulanık ve eziktir bu kentte?