Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Clay keskin bir nefes alarak onun boynuna doğru üfledi, kolları daha da sıkılaşmıştı. İçinde büyüyen ateş, gerilme ve onu elde etme isteğiyle, Julia'nın ar- zuladığı noktaya ulaşmak üzereydi artık. Julia onun bu hâline bayılıyordu, çünkü ona tanıştıkları geceyi hatırlatıyordu ve o geceden beridir bu adama karşı duyduğu arzu hiçbir zaman
Sayfa 131
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Reklam
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
Şu son günlere kadar, hayatta birşeyler yapmak gerektiği, hele insan yoksulsa, geçimini sağlaması, bir mevki elde etmesi, bir yer edinmesi gerektiği düşüncesiyle yaşadım. Hâlâ bir önyar­gı olduğunu söylemeye cesaret edemediğim bu düşüncenin ben­de kök saldığına inanmak gerekir, çünkü bu konuyla alay etme­me ve kesin sözler sarf etmeme rağmen böyle düşünüyordum. Ama şimdi, Bel-Abbes’e' atanınca, düşüncemle özdeşleşen bu kesin atama karşısında, her şey birdenbire tersine döndü. Ger­çek yaşamdaki şanslarımı göz önüne alarak, güvenliğimi hiçe sa­yıp bu görevi kabul etmedim. Bu tatsız ve köreltici varoluş kar­şısında geri çekildim. İlk günleri atlatabilseydim kesinlikle uyum gösterebilirdim. Ama, tehlike o noktadaydı. Korktum, yalnızlıktan ve kesinlikten korktum. Şu yaşamı reddetmekten, kendimi ‘gelecek’ diye adlandırılan her şeye hapsetmekten, yine belirsizlik ve yoksulluk içinde kalmaktan korktum, bugün bu­nun bir güç mü bir zayıflık mı olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama en azından, çatışma varsa, buna değer birşeyler olacağını biliyorum. En azından değerlendirilecek birşeyler... Hayır. Kaç­mama neden olan, kendimi yerleşik hissetmemden ziyade ken­dimi çirkin birşeylerin içinde yerleşik hissetmemdir.
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
_Mantık, mutlak varlığın bilimidir. Varlık, sonsuzluğun tedirginliği dürtülen mutlak tinin kendini evrene açmasıdır. Mantık bilimi, kosmos’un nedeni olan mutlak tini ortaya koymaya çalışır. Mutlak tin, Tanrı’dır, İdea’dır.(Kendinde varlık). Özne ile nesnenin, ideal ile gerçekliğin, sonlu beden ile sonsuz ruhun birliğidir idea. Mantık bilimi mutlak
Reklam
Korku kendini gerçekleştirip evrenle bütünleşmeden önce içinden geçmemiz gereken son tüneldir. Ne var ki bu tünel uzun, ilgisiz ve kötülük doludur. Neden mi? insanın insana yaptığı zulüm ve kötülüğün altında çoğunlukla sevgisizlikle beslenen korkular vardır. Eğer kalbinizde gerçek bir şeytan bulmak isterseniz bakacaginiz ilk yer benliginizin sevgiyle sulanmamis, karanlik kör noktasıdır. Bu karanlık korkuyu, korku belirsizliği, belirsizlik savunma güdüsünü pekiştirir ve nihayetinde insanin benliğinden yasama irinli bir ömür akmaya başlar. İlgisiz ve kötülük dolu tünel uzadıkça uzar. O tünelde yolunu bulmak için insanin seytaniyla yüzlesmesi, kalkanlarını indirip çırılçıplak bir biçimde benliginin dehlizlerine inmesi gerekir. Elbette böyle bir çaba,farkındalık ve cesaret gerektirir.
Sayfa 72
O akşam Marius'ün ruhunda derin bir sarsıntı, hüzünlü bir belirsizlik bıraktı. Toprağın buğday ekmek için demirle kazıldığı sırada hissettiklerini yaşadı; toprak o an sadece yaranın acısını duyumsar; tohumun filizlenmesi ve meyvenin neşesi çok sonra gelir. Karamsar bir ruh halinin pençesindeydi. Yeni bir inan­ca henüz güçlükle bağlanmışken şimdi onu reddetmesi mi gerekiyordu? Kendi kendine "Hayır," deyip düşüncelerin­ den kuşkulanmamaya karar verse de, kafası elinde olmadan karışmaya başladı. Henüz tam anlamıyla reddedilmemiş bir dinle, henüz tam anlamıyla bağlanılmamış başka bir din arasında kalmak katianılmazdır ve alacakaranlıklar sadece yarasa ruhların hoşuna gider. Gözleri keskin olan Marius'e gerçek bir ışık gerekiyor, şüphenin yarım aydınlığı canını sı­ kıyordu. Sebatla olduğu yerde kalma arzusu ne kadar güçlü olursa olsun, yola devam etmeye, ilerlemeye, araştırmaya, düşünmeye, daha ileri gitmeye karşı konulmaz bir şekilde zorunluydu. Bu gidişle nereye varacaktı? Babasına yaklaş­mak için attığı onca adımdan sonra, şimdi kendini ondan uzaklaştıracak adımlar atmaya korkuyordu. Aklından geçen tüm düşünceler bunaltısını artırıyor, karşısında dik bir yokuş beliriyordu.
İşte böyle. Neler geçtiğini az çok kavramak biraz zaman alıyor. Tek özür bu, kuşkusuz en iyisi de. (...) Belleğinizi belli bir düzeye gelene, bir hâzineye dönüşene kadar geliştirir, kendi yeraltınızda (mumsuz) dolaşır, birçok yere yeniden döner, eski gürültüleri anımsarsınız, (çok önemli bu), sonunda hepsini ezberleyene kadar, kafanızı, burnunuzu,
( Rüya Yorumlama Sanatı )
_Yorumlanmamış bir rüya, okunmamış bir mektuba benzer. Talmud _Çevremizin bize zorla giydirdiği kıyafeti, rüyada çekip atarız. Rüyasal gerçeklik içinde artık her arzumuz gerçek olabilir. Usta bir insan, kendisini anlayabilmek için, rüyalarını anlamaya çalışır. Bu, kişiliğin genel kalitesini anlamaya yöneliktir. Emerson _Rüyamda kelebek olduğumu
86 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.