Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" Ah, bunlar gerçek, Nora Seed. Fakat senin anladığın anlamda bir gerçeklik değil bu. Daha iyi anlatabilmek için, 'arada bir yer' diyebilirim. Yaşam değil. Ölüm değil. Geleneksel anlamda gerçek dünya değil. Ne biri ne de öteki. Kısacası, yalnızca Gece Yarısı Kütüphanesi. "
Bunun en acı, insana en çok dokunan yanı -namuslu, gerçek bir soylu ruh ve düşünceye, özel ikle dürüst, mert karaktere sahip kimselerin muzır bir mikroptan etkilenmeleridir. Yazık ki, zamanımızda üreyen ahlaktan yoksun bu mikropların sokulmadıkları köşe bucak kalmadı!
Sayfa 30 - İletişim Yayınları II
Reklam
Gerçek şekerin neslinin tükendiği, şeker pancarının bulutların arasında, dodolar ve horozlarla raks ettiği bir dönemde, insanların elinde sakarinden başka bir şey kalmamıştı. Revaninin tadı kaçmış, baklava üreticileri tuzlu baklava yapmayı deneyerek son bir çırpınışın ardından kepenklerini kapamışlardı. Haysiyet sahibi hiçbir tatlıcı, sanatına sakarin denen mendeburu yaklaştıramazdı... O gün bugündür dünya daha tatsız bir yerdi ve karabiberli çikolata yüzünden zırt pırt hapşıran insanların burun delikleri genişler olmuştu.
Sayfa 26 - Acayip kitaplar serisiKitabı okudu
Şeyla Benhabib’in sözünü burada bir kez daha hatırlamak faydalı olacaktır; gerçek “öteki” kendi kimliğimizi tanımlamada ve inşa etmede önemli bir referans noktasıdır ve uzaklarda aranmamalıdır, gerçek “öteki” yakınımızda olup onu “ötekileştirerek” kendimizi tanımladığımızdır.
Öteki kişiler yalnızca araçtır. Gerçek onların ihtiyaçlarının bir yansımasıdır. Sağ kalmalarının tek yolu sürekli ilgi çekmektir. Aşırı narsistlerle başa çıkmak sinir bozucu olabilir, onlara çok fazla yakınlaşırsak zarar verici de olabilirler. Bizi bitmek bilmeyen dramalarına katarlar ve onlara sürekli ilgi göstermezsek kendimizi suçlu hissetmemize yol açarlar.
“Žižek, Lubitsch'in Ninotchka adlı filmindeki bir sahneye gönderme yapıyor. Ninotchka'nın bir yerinde, filmin kahramanı, bir türlü güldüremediği Greta Garbo'ya şu hikâyeyi anlatır: "Adamın biri garsona şunu söylemiş, 'Kahve istiyorum. Kremasız olsun, lütfen!' Garson da öteden seslenmiş: 'Kusura bakmayın! Kremamız kalmadı. Sütsüz olsa olur mu?" "Bu basit şakanın altında önemli bir gerçek vardır, der Žižek. "Bu adam her iki koşulda da kahvesini sade içecektir. Ancak, kahveyi neyin eksikliğinin tanımladığı önemlidir. Biri kremanın yokluğu üzerinden tanımlanmışken, öteki sütün eksikliği ile belirlenmiştir. Ve bu ikisi asla aynı şey değildir. Çünkü farklı yoklukların izini taşırlar."
Sayfa 131 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eski Türkçülerin hepsinde “tabii ki gerçek Türkçülerden bahsediyorum” belki azçok şahsi kusurlar bulunsa da, ortaklaşa bir meziyet vardır ki, o da, öteki Türkçüleri, hele kendinden öncekileri inkar etmemek erdemliliğidir. Bu, ahlaki bir meseledir. Her inanç ahlakla yürüyeceğine göre, Türkçülükte de sağlam bir ahlakın bulunması birinci şarttır. Zaten, yeryüzünde zafere ulaşmış fikirler, daima, doğru ve iyi olanlar değil, sağlam ahlaklı taraftarlara sahip bulunanlardır. En güzel fikri ve prensibi, en şahane ülküyü çürük bir çevreye sokun; hemen paçavraya döndüğünü, değersiz bir hal aldığını görürsünüz. Türkçülüğün de, mukadder olan tam zaferine rağmen, daha köklü olabilmesi için, Türkçülerin ahlakça yüksek insanlar olması lazımdır.
Türkçülükte ÂhlakKitabı okudu
Gülmece türündeki yapıta egemen olan iki temel görüş vardır. Bunlardan birine göre gerçek bilgelik, deliliktir. Öteki görüşe göre ise kendini bilgi sanmak, gerçek deliliktir. İnsana yeryüzünde yaşama gücü kazandıran şey, gerçek bilge olma niteliğiyle doğrudan doğruya delilliğin kendisidir.
Kabalcı Yayınevi
Korkudan soğuk terler dökmüş ve buz kesmiş bir halde uyandı ve korkudan soğuk terler dökmüş ve buz kesmiş bir halde gerçek hayatın da bu düşten pek farklı olmadığını hissetti...
İnsan yaşamının bir anlamı var mı?
Kişisel, bireysel yaşamın değil, insanlığın yaşamının bir anlamı var. Herkes, kendi içinde, bir fraksiyondur. Kimse öteki olmadan tahayyül edilemez, ve bireyin kendisi de bir soyutlamadır. İnsan gerçeği, Yunanca terimlerle konuşursak, bir kişi olmaktır. Ve bir kişi bir birey değildir. Bir kişi, benim tarafımdan, onun tarafından, öbür erkek ya da kadın tarafından üstlenilen ilişkiler ağıdır: Gerçek, her bir kişinin kendi için var olması değildir. Bizler tarihin yazarlarıyız, tarihe bir anlam veririz. Herkes, bütün şimdiki zamanı kat eden bu Teslis dansı içindeki oyunu oynar. Yaşamın bir anlamı yoksa eğer, anlam burada bir sembol olsa da, o zaman insan haysiyeti üzerine, insan kişiliği üzerine, bireyin kutsallığı üzerine bütün söylemlerimiz boş söylemlerdir. İnsan yaşamının bir anlamı vardır. En azından ben böyle sanıyorum. Hayatın bir armağan olduğunu, belli bir süre için yaşam şölenine davet edildiğimizi keşfettiğimizde, varoluşun en basit şeylerinin en temelleri olduğunu keşfedema onların ihtiyacı yoktur; yine de bu ıstırabı doğal olarak taşırlar. RAIMON PANIKKAR..
Sayfa 575 - pdfKitabı okudu
Reklam
Bağırış çağırışları, zevksizlikleri, konuşma tarzlarıyla annemle babamı her halükarda hep içimde taşıyacağım... Bu yüzden buradan çıkamayacağım, yükselemeyeceğim. Öteki kızlar gibi değilim ben, onlar ailelerini, vaftiz babalarını anlatıyorlar, mutlular. Bense, ailemden söz edildiğinde, gerçek bir ailem varmış gibi yapıyorum, "babanız, anneniz" diyor öğretmen, "ailenize sorun", "aileleri davet edeceğiz", bütün aile çığlık çığlığa alkışlar. Benimkiyse gerçek bir aile değil, gerçek ailenin ne demek olduğunu biliyorum, bir dede, bembeyaz, bakımlı saçlarıyla bir büyükanne, büyükanne reçeller yapar, dede torunlarını parka götürür.
"Annem kafamı ideal aşk hikayeleriyle doldurdu; idealler, insanın önünde çok büyük bir engel oluşturuyorlar." "Neden?" "Çıtayı çok fazla yükseltiyorlar." "Öteki için mi?" "Hayır, insanın kendisi için."
Ben bep şimdiki zamanda yaşarım. Geleceği bilmem. Artık geçmişim de yok. Biri, her şeyin mümkün olmasıyla çöküyor üzerime, öteki, barındırdığı hiçbir şeyin gerçek olmamasıyla.
Sayfa 150 - Can Yayınları/37. Baskı/2022Kitabı okudu
Feurbach üzerine tezlerin tamamı
Karl Marx [Feuerbach Üzerine Tezler[1]] 1. ad Feuerbach 1 Bundan önceki tüm materyalizmin (Feuerbach'ın ki de dahil olmak üzere) başlıca kusuru; nesnenin, gerçekliğin, duyumsallığın duyusal insan etkinliği, pratik olarak, öznel olarak değil, yalnızca nesne ya da sezgi [Anschauung1] biçiminde kavranmasıdır. Bu yüzden, etkin yan,
Sayfa 15 - Kor Kitap
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.