Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gerçek anlamda ilerleme kat etmek, kendimizi kendimizden yaratmak, özetle, yaratıcı­lık, kendi içimizdeki "öteki" ile kurduğumuz iletişim üzerinden, daha önce olmadığımız insana dönüşmek suretiyle vuku bulur.
..üzücü olsa gerçek bu. İnsanoğlu iyi değil. Belki kötü de değil. İkisinin ortası bir şey. Bazen iyi bazen kötü. Çoğu zaman kötü. Bencillik mayasında var. Eğitilse y alnızca kendi çıkarını değil, birlikte yaşadığı insanların, hatta öteki canlıların haklarını da gözetebilen bir yaratık haline gelebilir.
Reklam
Bu hayat bir yanılgıdan ibaretti, gerçek hayat öteki dünyadaydı.
"Yaşam değil. Ölüm değil. Geleneksel anlamda gerçek dünya değil. Ama rüya da değil. Ne biri ne de öteki. Kısacası, yalnızca Gece Yarısı Kütüphanesi."
Sayfa 32 - Bayan ElmKitabı okudu
Gerçek hayat da zorlu, ıstıraplıydı… Biri göğsünden kalbini söküyormuşçasına acı çekiyordu…
Sayfa 117 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Senin gibi uçmamızı nasıl bekleyebilirsin?" dedi bir başka ses. Sen özelsin, ayrıcalıklı ve kutsalsın, öteki kuşlardan farklısın." "Fletcher'e bakın! Ya Lowell? Charles Roland? Onlar da özel, ayrıcalıklı ve kutsal mı? Ne sizden üstün onlar, ne de benden. Tek fark, inan ki tek fark, gerçek özlerinin bilincine varmaya ve bunu hayata geçirmeye başlamış olmalarıdır."
Reklam
" Ah, bunlar gerçek, Nora Seed. Fakat senin anladığın anlamda bir gerçeklik değil bu. Daha iyi anlatabilmek için, 'arada bir yer' diyebilirim. Yaşam değil. Ölüm değil. Geleneksel anlamda gerçek dünya değil. Ne biri ne de öteki. Kısacası, yalnızca Gece Yarısı Kütüphanesi. "
Bunun en acı, insana en çok dokunan yanı -namuslu, gerçek bir soylu ruh ve düşünceye, özel ikle dürüst, mert karaktere sahip kimselerin muzır bir mikroptan etkilenmeleridir. Yazık ki, zamanımızda üreyen ahlaktan yoksun bu mikropların sokulmadıkları köşe bucak kalmadı!
Sayfa 30 - İletişim Yayınları II
Gerçek şekerin neslinin tükendiği, şeker pancarının bulutların arasında, dodolar ve horozlarla raks ettiği bir dönemde, insanların elinde sakarinden başka bir şey kalmamıştı. Revaninin tadı kaçmış, baklava üreticileri tuzlu baklava yapmayı deneyerek son bir çırpınışın ardından kepenklerini kapamışlardı. Haysiyet sahibi hiçbir tatlıcı, sanatına sakarin denen mendeburu yaklaştıramazdı... O gün bugündür dünya daha tatsız bir yerdi ve karabiberli çikolata yüzünden zırt pırt hapşıran insanların burun delikleri genişler olmuştu.
Sayfa 26 - Acayip kitaplar serisiKitabı okudu
Şeyla Benhabib’in sözünü burada bir kez daha hatırlamak faydalı olacaktır; gerçek “öteki” kendi kimliğimizi tanımlamada ve inşa etmede önemli bir referans noktasıdır ve uzaklarda aranmamalıdır, gerçek “öteki” yakınımızda olup onu “ötekileştirerek” kendimizi tanımladığımızdır.
Reklam
Öteki kişiler yalnızca araçtır. Gerçek onların ihtiyaçlarının bir yansımasıdır. Sağ kalmalarının tek yolu sürekli ilgi çekmektir. Aşırı narsistlerle başa çıkmak sinir bozucu olabilir, onlara çok fazla yakınlaşırsak zarar verici de olabilirler. Bizi bitmek bilmeyen dramalarına katarlar ve onlara sürekli ilgi göstermezsek kendimizi suçlu hissetmemize yol açarlar.
“Žižek, Lubitsch'in Ninotchka adlı filmindeki bir sahneye gönderme yapıyor. Ninotchka'nın bir yerinde, filmin kahramanı, bir türlü güldüremediği Greta Garbo'ya şu hikâyeyi anlatır: "Adamın biri garsona şunu söylemiş, 'Kahve istiyorum. Kremasız olsun, lütfen!' Garson da öteden seslenmiş: 'Kusura bakmayın! Kremamız kalmadı. Sütsüz olsa olur mu?" "Bu basit şakanın altında önemli bir gerçek vardır, der Žižek. "Bu adam her iki koşulda da kahvesini sade içecektir. Ancak, kahveyi neyin eksikliğinin tanımladığı önemlidir. Biri kremanın yokluğu üzerinden tanımlanmışken, öteki sütün eksikliği ile belirlenmiştir. Ve bu ikisi asla aynı şey değildir. Çünkü farklı yoklukların izini taşırlar."
Sayfa 131 - Can YayınlarıKitabı okudu
Eski Türkçülerin hepsinde “tabii ki gerçek Türkçülerden bahsediyorum” belki azçok şahsi kusurlar bulunsa da, ortaklaşa bir meziyet vardır ki, o da, öteki Türkçüleri, hele kendinden öncekileri inkar etmemek erdemliliğidir. Bu, ahlaki bir meseledir. Her inanç ahlakla yürüyeceğine göre, Türkçülükte de sağlam bir ahlakın bulunması birinci şarttır. Zaten, yeryüzünde zafere ulaşmış fikirler, daima, doğru ve iyi olanlar değil, sağlam ahlaklı taraftarlara sahip bulunanlardır. En güzel fikri ve prensibi, en şahane ülküyü çürük bir çevreye sokun; hemen paçavraya döndüğünü, değersiz bir hal aldığını görürsünüz. Türkçülüğün de, mukadder olan tam zaferine rağmen, daha köklü olabilmesi için, Türkçülerin ahlakça yüksek insanlar olması lazımdır.
Türkçülükte ÂhlakKitabı okudu
Gülmece türündeki yapıta egemen olan iki temel görüş vardır. Bunlardan birine göre gerçek bilgelik, deliliktir. Öteki görüşe göre ise kendini bilgi sanmak, gerçek deliliktir. İnsana yeryüzünde yaşama gücü kazandıran şey, gerçek bilge olma niteliğiyle doğrudan doğruya delilliğin kendisidir.
Kabalcı Yayınevi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.