Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Laiklik, medeniyettir. _Laikliği, her şeyin üstünde zorunlu buluyorum. _Cadılarla, hortlaklarla ve ruhlarla ilgilenmek, politikacıların işi değildir. Politikacıların görevi, kanunlarla sınırlandırılmıştır. Politikacı, ruhları, sıradan insanlardan daha iyi bilmez ve bundan ötürü, en az benim kadar cahil olan ve benim selâmetimle benden daha az
264 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
II. Dünya Savaşı ve bu süreçte bir başına yaşam mücadelesi veren 6 yaşında isimsiz bir Boyalı Kuş... Bir savaşın kötülerinin, yöneticiler ve askerlerden ibaret olmadığını, kötülüğün, ırkçılığın ve vicdansızlığın cehaletin(!) içinde nasıl yer edindiğini gösteren etkileyici bir eser. "Artık kafesini içinde taşıyordu. Beynini zincire vurmuş ve kaslarını kendi iradesiyle felç etmişti. Onu uyuşuk kaderine razı hemcinslerinden ayıran özgür ruhu kuru bir yonca yaprağından rüzgarla yayılan hoş bir koku gibi savrulup gitti uzaklara." "Böylesine sefil ve zalim bir dünya onun hakimi olmak için gösterilen bunca çabaya değer miydi?" "Masum ve günahsız birine eziyet çektirmek yerine onun içine nefret tohumları ekmek çok daha önemliydi. Hele koca bir toplumun içini kin ve nefretle doldurmaktan daha büyük başarı yoktu." "Devasa fırınlardan çıkan dumanların göklere yükselerek Tanrı'nın ayakları altında tertemiz yumuşacık bir halı serdiğini söylüyordu köylüler. Oğlunun öldürülmesinin bedeli olarak bu kadar çok Yahudi'nin kurban edilmesi gerekir miydi acaba, diye merak ediyordum."
Boyalı Kuş
Boyalı KuşJerzy Kosinski · E Yayınları · 20184,586 okunma
Reklam
Eğer bütün bunları öğrenmek isterseniz, bir hayatı, bir başka hayatın küçük sırlarını aydınlatmak için harcamanız gerekir. Ve her şeyi öğrenseniz bile elinizde cevabı çok zor bir başka soru kalır, siz neden bir başka hayatın sırlarını aydınlatmak için kendi hayatınızı adadınız? Onu tanımak için miydi bu çaba yoksa kendi hayatınızın onun hayatına ne kadar yansıdığını görmek, bundan kendinize bir pay çıkarmak için miydi; onun sırlarının mı peşindeydiniz yoksa kendi sırlarınızın mı peşinde?
Yaşanmış, alışılmış şeyleri bırakıp gitmek yazık olmayacak mıydı? "E, ne yapalım, elden bir şey gelmez, yeni şeylere de alışmak gerekir.”
Sayfa 111 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Elbette yazacaklarımın hiçbirisi yalan olmamalı, hakikati saptırmamalıydı. Lakin her doğruyu yazmak gerekir miydi? Doğru denince mesela yalnızca tasvirleri değil, yapılan uygulamaları da kapsayacaktı şüphesiz. İcraatların doğru olup olmadığı zamanla kendini gösterirdi.
Sayfa 52
"Bunları açıklamak çok kolay," diye karşılık verdi ressam. "Burada iki farklı şey söz konusu: Bir yanda yasada söylenenler var, diğer yanda da benim şahsen öğrendiklerim. Bunları birbirine karıştırmamak gerekir. Ben okumamış olsam da, yasada doğal olarak suçsuz kişinin aklandığı belirtilir, ama yargıçların etki altında kalabileceklerine ilişkin bilgi yoktur. Oysa ben, bunun tam tersinin geçerli olduğunu öğrendim. Hiçbir gerçek aklama olayına rastlamadım, oysa etki altında kalan yargıçlar gözlemledim. Gördüğüm vakaların hiçbirinde sanık suçsuz bulunmadı, ama bu mümkün değil miydi? Bunca vakada tek bir suçsuz yok muydu? Çocukluğumda, babam evde davalardan söz ederdi. Atölyeye gelen yargıçlar mahkemeyle ilgili olaylar anlatırlardı. Zaten bizim çevremizde yalnızca mahkeme işleri konuşulur. Mahkemeye gitme olanağını elde eder etmez de, bu fırsatı hiç kaçırmadan kullandım. Önemli duruşmaların hepsine katıldım. Elimden geldiğince, sayısız dava izledim ve itiraf etmem gerekir ki, hiçbir zaman gerçek bir aklanmaya rastlamadım.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.