Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı adamlar için yaşamak ne kadar zorlaşıyor farkında mısın? Hayatında ilk kez gittikleri bir devlet dairesinde cesaretini toplayıp da, asık suratlarıyla masalarının arkasında siper almış memurlara ne yapmaları gerektiğini soramayan adamlardan söz ediyorum. Saatlerce bekleyip de kendisine bir türlü sıra gelmediği halde, bunun sebebini sorma cesaretini bulamayan adamlar için gün geçtikçe her şey zorlaşıyor. ... "Orta iki terk" adamlar bunlar, sabah evden çıkarken saçlarına limon sürenler, radyodan haber dinleyip reel-politikten habersiz olanlar, annelerinin seçtikleri kızlarla evlenenler, sigarayı azaltarak bırakma duygusundan vazgeçmeyenler, çocuklarına kendi tuttukları futbol takımını sevdirebilmek için çabaya girişenler, yıllardır sakladıkları deftere şiir niyetine şarkı yazanlar. Oturdukları apartmanın kapıcısından bir şey istemeye utanan adamlardan söz ediyorum. Bakkala kendi gidenler, faturalarını kendisi ödeyenler. Yaşamak nasıl da zorlaşıyor bu adamlar için.
Heykeli dikilen bir köpeğin hikâyesi... 1924 yılında Tokyo Üniversitesi'nde görev yapan Japon profesör Hidesaburo Ueno, küçük bir köpek yavrusu edindi kendine. Profesör Ueno, Japonca'da ‘sekiz tane' anlamına gelen Hachiko adını koydu köpeğine... Beraberliklerinin sadece bir yıl süreceğini bilmiyordu. Ama o bir yılda dünya tarihine geçecek,
Reklam
Çay üzerine "Şairlerin Demleri" iki çay söylemiştik orda, biri açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni. (Cemal Süreya) Çayın rengi ne güzel Sabah sabah,
İnsanin kaderine öldürene kadar tecavüz etmeyi istediği gün, o kaçış fikrinin bir kara delik gibi zihnine gelip yerleştiği gündür. Yoksul olduğu için bilgiye ulaşamayanlardan, hayatı ve insanlığı sorgulayamanlardan, en yüksek eğitim olanaklarının sunulduğu, delirmek için yeterli tüm malzemeye sahip çocuklara kadar bütün hayat tarzlarında kaçış, rahatsız ama çekici bir yere sahiptir. Üzerinde fazla oturulamayan sert bir koltuk gibi. Anarşist yazarların okunması gerekmez yaşanan yerden kaçma fikrinin olması için. Paranın olup olmaması, bir kentte ya da kasabada yaşanması hiçbir şeyi değiştirmez. Bir insan ya gitmek ister ya da kalmak. Gidenler üzüntüyü çarşaf yapıp üzerine yatar ve o çarşafın üzerinde bin bir zevk içinde hayatla sevişir. Kalanlarsa vasat hayatlarını, bir ürünün taban ve tavan fiyatlarına benzeyen taban ve tavan duygular içinde yaşayarak yerleşik düzenin sokak lambaları haline gelir.
Sadece et yığınları kendini asar. Sadece onlar bileklerini keser ya da ilaçla ölmeye çalışır. Kafaya ateş etmek! İşte, yapılması gereken bu! Sadece düşünmekten yorulanlar beyinlerini öldürmek için şakaklarına dayarlar namluları. Düşünmekte daha da ileri gidenler susturucu takar silahlarının namlularına. Kimse duyup da toplamasın cesetlerini diye. Düşünmekten çirkinleşmiş beyinlerine benzesin dört gündür kokan bedenleri diye. Tek bir kurşun! Dünyanın en ağır sorunlarını çözer. Sadece düşünenler deler kafatasını.
Sayfa 197Kitabı okudu
Geçmiş günü beyhude yere yâd etme, Bir gelmemiş an için de feryat etme Geçmiş gelecek masal bunlar hep Eğlenmene bak ömrünü berbat etme. Niceleri geldi, neler istediler, Sonunda dünyayı bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler. Dünyada ne var, kendine dert eyleyecek, Bir gün gelecek ki can bedenden gidecek, Zümrüt çayır üstünde, sefa sür iki gün... Zira senin üstünde de otlar bitecek
Reklam
222 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Vesvesesi olmayan yoktur. Ama bunda aşıraya gidenler için, etkili kurtuluş yöntemleri var. Yazarımız vesvesenin bira balon olduğunu ve üflemekle büyüttüğümüzü söylüyor..
Vesvese Sebepleri ve Kurtuluş Yolları
Vesvese Sebepleri ve Kurtuluş YollarıMehmed Paksu · Nesil Yayınları · 200796 okunma
ÖLÜMÜ BEKLERKEN Sanırım yaşlandığımdan olsa gerek, eskisi kadar ilgimi çekmiyor çamurunda oynadığım topraklar. Dibine uzanıp da yapraklarının arasında hayallere daldığım elma ağacıyla, aramıza bir soğukluk girmiş. Nedendir bilmem en derine saklanmış anılar, kapının asma kilidini açmaya başlamamla gün yüzüne çıkmaya başladı. Sanki belleğimin
YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Aşk demişti yaşamın bütün ustaları aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna. işte yüzünde badem
"Neden böyle aptalım ben?Madem başkaları aptal ve ben onların aptal olduklarını kesin olarak biliyorum,öyleyse neden onlardan daha akıllı olmak istemiyorum?Sonra,herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım,Sonya.Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini.İnsanların değişmeyeceğini,onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini!Ya,böyle işte!Bu bir yasa Sonya,yasa.Akılca ve ruhça kim sağlam ve güçlüyse,insanlara onun buyuracağını biliyorum artık!Kim daha yürekliyse haklı olan da odur.Her şeyin içine tükürmekte,aldırmazlıkta en ileri gidenler,yasa koyucu olurlar.Herkesten daha gözü pek olan,herkesten daha haklıdır!Bugüne kadar böyle gelmiş,bu bundan sonra da böyle gidecek!Bu gerçeği ayırt edemeyenler kördür!"
Sayfa 521Kitabı okudu
Reklam
136 syf.
10/10 puan verdi
Geride Kalanların Hikâyesi
Samançının Colu, eserin orijinal ismidir. Yine gerçek bir öyküye dayanır. Ciyde köyünü de içine alan kolhozda, ismi gerçekten Tolgonay olan bir kadın vardır ve bu kadın eşi ve çocuklarını cepheye göndermiştir. Cengiz Aytmatov, küçükken ailesiyle birlikte Tolgonay Ana’nın evinde misafir olmuştur. Bu arada Tolgonay, bizdeki Dolunay, Tolunay
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,2bin okunma
288 syf.
9/10 puan verdi
Ak Deve, Azerbaycan edebiyatının mühim kalemlerinden birisi olan Elçin’in bir romanı. Bakü’nün bir kenar mahallesinin II. Dünya Savaşı yıllarındaki ahvalini anlatıyor. Elçin, bu romanında çok usta bir anlatıcı olarak beğeni kazanıyor. Romanın kahramanı Aliekber adlı bir çocuk. Tabii o yıllarda bir çocuk çünkü romanda gelecekle geçmiş arasında
Ak Deve
Ak DeveElçin · Ötüken Neşriyat · 2000298 okunma
Eskiden anneannem elimizden tutar mezarlığa götürürdü bizi. Bugün bayram arefesi kızım, beklerler dedi. Ben birşey anlamazdım ama giderdik.Daha yolun başından duyulurdu mezarlıkta okunan mevlidin sesi.Önce kapının girişinde duran büyük yeşil demirlerle çevrili mezara yönelirdik, "eskiden imamdı bu zat çok duası var bu köyde" derdi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.