Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Milyarlarca insanın yirmi yıl kadar kısa bir süre içinde, tüm zamanların en önemli görevlerinden biri olan güncel ve güvenilir bilgi arama konusunda nasıl da Google'ın arama motoruna güvenir hale geldiğini düşünün. Artık bilgiyi aramıyoruz; Google'lıyoruz. Ve cevaplar için Google'a gitgide daha çok bel bağladığımızdan kendi kendimize bilgi edinme yetimiz azalıyor. “Hakikat” şimdiden, Google aramalarında en üstte çıkan sonuçlarla belirleniyor."
"Milyarlarca insanın yirmi yıl kadar kısa bir süre içinde, tüm zamanların en önemli görevlerinden biri olan güncel ve güvenilir bilgi arama konusunda nasıl da Google'ın arama motoruna güvenir hale geldiğini düşünün. Artık bilgiyi aramıyoruz; Google'lıyoruz. Ve cevaplar için Google'a gitgide daha çok bel bağladığımızdan kendi kendimize bilgi edinme yetimiz azalıyor. "Hakikat" şimdiden, Google aramalarında en üstte çıkan sonuçlarla belirleniyor. Aynı şey yol almak gibi fiziksel beceriler için de geçerli. İnsanlar Google'dan rotalarını çizmesini istiyor. Bir kavşağa geldiğinde iç sesleri "sola dön" dese de Google Maps "sağa dön" diyor. İlkin sola dönüyor ve trafiğe yakalanıp önemli bir toplantıyı kaçırınca bir sonraki sefer Google'ı dinleyip sağa dönerek gidecekleri yere zamanında varıyorlar. Google'a güvenmeyi tecrübe ederek öğreniyorlar. Bir iki sene geçince Google Maps'ın her dediğini körü körüne kabul ediyor ve akıllı telefonları çalışmadığında budala gibi ortada kalıyorlar."
Reklam
-Öyle geliyor ki bana, siz yazarlar gitgide bütün bütün zaman dışında kalıyorsunuz. Evet, siz yazarlar, ressamlar ve aynı yolun yolcuları, hepiniz göz kamaştırmak amacıyla en anlamsız, en inanılmaz yenilikleri bulmak uğruna boş yere didinip duruyorsunuz, ama sizi izleyecek olanlar azaldıkça azalıyor ve kayıtsızlaştıkça kayıtsızlaşıyor. Hoş gör toksözlülüğümü, bir gün gelecek, önünüzdeki meydan tamamen boş kalacak. -Yine de, yazdığımız iyi kötü öyküleri okuyacak kimse kalmasa da, sergiler bomboş dursa da, müzisyenler yapıtlarını boş koltuk sıraları önünde çalsa da, yaptığımız şeylerin, benim değil, benim gibilerin yaptıklarının… Evet, yazılacak öyküler, boyanacak tablolar, bestelenecek ezgiler, senin sözünü ettiğin bu saçma, çılgın, anlaşılmaz ve yararsız şeyler yine de insanoğlunun her zaman için son sınırı, gerçek onur sancağı olacak Senin sözünü ettiğin bu budalalıklar yine de bizi hayvanlardan en çok ayırt eden şey olacak, son derece yararsız olmalarının hiç önemi yok, hatta aksine asıl bu nedenden önemi var. Atom bombasından, sputniklerden, uzay ışınlarından daha da çok önemi var. Bu budalalıklar ortadan kalktığı gün, insanoğulları, mağara çağındaki gibi çıplak ve yoksul zavallı solucanlar haline gelecek. Bir karınca yuvası veya kunduzların yaptığı su bendi ile modern tekniğin olağanüstü buluşları arasındaki ayrım küçücük bir ayrımdır, o kadar küçüktür ki, bu karınca yuvasına kıyasla… –On dizelik kapalı bir şiir sözgelişi değil mi?
Öğle güneşi keskin, beyaz ışınlarını yayıyordu. Havada tek bulut yoktu, yaprak kımıldamıyordu. Her şey böyle dinlenirken, sadece gökyüzünde kızışan yuvarlağın ışığı yükseliyordu. Mail ıssızdı, yere karaağaçların ağır ve kımıltısız gölgesi inmişti. Duvarların kenarında bulunan çukurun dibinde yol bekçisi uyukluyordu. Kuşlar susmuştu. Dörtte üçü
Gitgide daha da azalıyor...
O sıcak gözleri ısıtan ruhta Behiç'in dessaslığı, Salih'in düşkünlüğü ve âdiliği, Nadir'in müstehzi felsefesi, Siyret'in hoyrat çapkınlığı yoktu. O hisli Çamlıca arkadaşında, geçici şeylerden ziyade kalıcı şeylere, uzun ve derin rabıtalara meyil gözüküyordu. Amma, neye yarar? Bütün bu yaşamak gürültüleri içinde ruhun vazifesi o kadar azalıyor ki.
Milyarlarca insanın yirmi yıl kadar kısa bir süre içinde, tüm zamanların en önemli görevlerinden biri olan güncel ve güvenilir bilgi arama konusunda nasıl da Google'ın arama motoruna güvenilir hale geldiğini düşünün. Artık bilgiyi aramıyoruz Google'lıyoruz. Ve cevaplar için Google'a gitgide daha çok bel bağladığımızdan kendi kendimize bilgi edinme yetimiz azalıyor. "Hakikat" şimdiden, Google aramalarında en üstte çıkan sonuçlarla belirleniyor.
Reklam
Milyarlarca insanın yirmi yıl kadar kısa bir süre içinde, tüm zamanların en önemli görevlerinden biri olan güncel ve güvenilir bilgi arama konusun­da nasıl da Google'ın arama motoruna güvenir hale geldiğini düşünün. Artık bilgiyi aramıyoruz; Google'lıyoruz. Ve cevaplar için Google'a gitgide daha çok bel bağladığımızdan kendi kendimize bilgi edinme yetimiz azalıyor. "Hakikat" şimdiden, Google aramalarında en üstte çıkan sonuçlarla belirleniyor.
Google da olmasa...
Artık bilgiyi aramıyoruz ; Google' lıyoruz. Ve cevaplar için Google' a gitgide daha çok bel bağladığımızdan kendi kendimize bilgi edinme yetimiz azalıyor. " Hakikat" şimdiden , Google aramalarında en üstte çıkan sonuçlarla belirleniyor."
Sayfa 65 - Kolektif kitapKitabı okudu
Yaralı bir hayvan gibi saklanmak için kendime kuytular arayıp dururken acı gerçeği kabullenmek zorunda kaldım: Kayboldum. Kaybolmak ansızın başımıza gelen felaketlerden değil; bir zaman dilimine yayılarak, yavaş yavaş insana sezdirmeden gerçekleşiyor. Ancak son evrede kendini belli eden sinsi hastalıklar gibi iş işten geçtiği vakit anlıyorsun
"Bir düşün. İnsanlara merhameti, sağduyuyu, mantığı, bilinçli davranmayı öğretemezsin. Cezadan muaf tutarsan on yıllar, hatta yüzyıllar boyunca bunları öğrenemezler. Bilhassa sonuncuyu. Kişi merhametsiz olabilir, bütün sağduyusunu kaybedip kana, gözyaşlarına ve acıya alışabilir. Tıpkı kasapların ve bazı doktorlarla subayların yaptığı gibi. Fakat insan gerçeği bir kez öğrendikten sonra nasıl reddedebilir ki? Bana göre bu imkansız. Çocukluğumdan beri bana, hayvanlara eziyet etmemek ve merhametli olmak öğretildi. Okuduğum kitapların tümü aynı şeyi anlatıyordu. Ben de senin lanet savaşında yaralanan herkes için büyük acı duyuyorum. Lâkin zaman geçtikçe bütün bu ölümlere, ıstıraplara ve kana alışmaya başlıyorum. Gitgide hassasiyetim azalıyor, günlük yaşamımda daha duyarsız olduğumu, sadece büyük uyaranlara tepki verdiğimi hissediyorum. Gel gör ki savaşa alışamıyorum. Beynim, temelden manasız bu olayı anlamayı, açıklamayı reddediyor. Milyonlarca insan bir yerde toplanıp hareketlerine tertip ve düzen getiriyor sonra da birbirlerini öldürüyorlar. Bu da herkese eşit oranda zarar veriyor, herkes mutsuz oluyor. Eğer bu, delilik değilse nedir?"
44 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.