Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
İçerken dinlemelik şarkı ahhahahahaha ben seviyorum
🎶Uzaklara uçma kuşum uçupta gitme vurulursun Masallara kanma kuşum üzerse eller yorulursun..yazık sana yavru kuşum Tam can evinden vurulursun..🎶 Kuşum Aydın ❤️
Reklam
Umarım benden bıkmazsın, seversin herkes önce sevdiğini söylerdi umarım sonra bırakmazsın. Söyledikten sonra ağzıdan bir laf çıktıktan sonra hele bir de inandırıcılığı varsa benim inanasım deli gibi kanacağım sevilmeye hasretle kaldığım zaman gelmişse, Yapamıyorum demezsin olmuyor demezsin senden önce başkası vardı seninle de onu unutma
'Lütfen gitme.' 'Bensiz de iyi idare edersin. Her zaman ettin.' 'Seni kalmaya nasıl ikna edebilirim.' 'Edemezsin.' 'Yalvarmamı mı istiyorsun?' 'Hayır, asla.' 'Öyleyse...' 'Daha ne söyleyebilirim ki? Sana her şeyi söyledim zaten, burada kalırsam, Arobynn'le yaşamak zorunda kalırsam onun o lanet boynunu kıracağım.' 'Ama neden? Neden boş veremiyorsun?' 'Çünkü seni seviyorum!' Celaena'nın ağzı açık kaldı. 'Seni seviyorum. Yıllardır seviyorum. Arobynn sana zarar verdi ve bunu bana izlettirdi çünkü o da duygularımın farkındaydı. Ama senden bir seçim yapmanı istesem Arobynn'i seçersin ve ben buna dayanamıyorum.' 'Sen aptalın tekisin. Budalanın, pisliğin, aptalın tekisin.' Sam, Celaena ona vurmuş gibi bakıyordu. Ama Celaena, Sam'in yüzünü elleri arasına alarak devam etti, 'Çünkü seni seçerdim.' Sonra Sam'i öptü.
Sayfa 303Kitabı okudu
Elveda Ramazan-ı Şerif...
Ey Ramazan-ı Şerif... Bizi bırakıp gitme. Yoksa biz yine Sen gelmeden önceki gibi olacağız... Ben bizi Seninle Seviyorum!
Reklam
Kasaba
''Size şunu söylemek istiyorum. Evet belki ben bir baltaya sap olamayan, sıkıcı ve acınacak durumda biriyim. Tersliğim, uyumsuzluğum canınızı sıkıyor. Galiba hiçbir yeteneğim de yok. Kanımdan başka da verecek bir şeyim... Gençliğim, kimseye gerekli olmayan bir izmarit gibi yok olup gidiyor. Ne bir yuvam, ne dostlarım, ne de bir işim var. Gençliğimin en verimli çağında, bu kasabaya kısıldım kaldım. Erkekliğim, dinçliğim, kalbim gözümün önünde eriyor. Şunu da söyleyeyim, askere gitme vakti gelene kadar bu kasabadan kurtulmaktan başka bir şey düşünmedim. Ama o sabah gelip çattığında, beni bu kasabaya bağlayan, o güne kadar fark etmediğim daha derin bağlar olduğunu fark ettim. Çiğ damlalarıyla kaplı kavaklardan havaya ince bir koku yayılıyordu. Nedense o gün bana bu kavakları, çamları, çınarları hayatımda sanki ilk kez görüyormuşum gibi geldi. Sabahın bu erken vaktinde sokaklarda serseri bir mayın gibi dolaşan köpek çetelerinden başka bir şey olmaz. Galiba bu sessiz sabahları, köpekleri, toprak kokusunu seviyorum. Ama bu kasabada yaşayan insanları ve onların küçük hesaplarını anlamıyorum. Ruhuma yabancı ve boğucu buluyorum. Şimdi söyleyin bana büyük, ciddi ve herkese gerekli bir işin yapıldığı bir yerlere gitmek istemekte kötü olan ne var?''
Nuri Bilge Ceylan
Nuri Bilge Ceylan
Rüzgâr, önce çıplak bedenime, ardındansa bağlı durduğum zincirlere dokunuyordu; ‘’ikiniz de bir hiçsiniz’’ dercesine. Öyle kaçıp gitme rüzgâr, dinle sözlerimi savrulurken göklerde, ‘’seni seviyorum, hem de çok!’’ Anla beni rüzgâr, beni hiç kimse sevmedi. Beni hiç kimse umursamadı, saygı ve sevgi gösterilmedi bana, hem de hayatım boyunca... Evet, duyuyorum sesini. ‘’Sevilenin hapiste işi ne’’ doğru söylüyorsun rüzgâr, yine de bilmeni isterim. Prangalar, zincirler ve özgür ruhum; üçü birleştiğinden beri, yalnızlığım daima artacak zannettim. Bu yüzden umudum, göçüp gitmekti ansızın. Ama rüzgâr, hayat beni hiç ummadığım anda, mahpushaneler içerisine konumlanmış, iyi yürekli dostlara götürdü... Sen daha da gitmeden uzaklara, bilmeni isterim ki, sen de benim gibi bir kötüye eserek; pervasız bir güzellik kattın içime... Savrulup giderken göklere, dinle ey rüzgâr... ‘’seni seviyorum, hem de çok!’’
seni seviyorum fısıltıların gitme, istemiyorum yakarışların aslnda
Seni canımdan daha çok seviyorum. Gitme.
Sayfa 397
Reklam
Konuşmayan Paranoyak bedenler Uykuda Kapılar açık Bütün kapılar Geceyarısı şarkısını söylerler Sessizlik! Uyku var! Uyanış yakında Yaşadığımız baloncukta Seni seviyorum Diye başlar Bütün masallar
ZAKİR ŞİİR
Bir umut doğsun buralarda, Hadi ki o zaman yani. Ne olursa olsun ama hazırım, Kötüden uzak, beladan arınmış. Kimseye söylemeden gelip gidelim buralardan, Kimseyle baş etmeden mutluluğumuzu yaşayalım. Hadi benden uzak gitme,
252 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Harf etkinliği için okumaya başlayıp her ay bir dünya klasiği etkinliğine yetiştirdiğim kitabım #northangermanastiri Jane Austen okumayı çok seviyorum. Geçmişe gitme şansım olsa sanırım yazarın kitaplarında anlattığı dünyada olmak isterdim. Öyle huzur verici anlatmış ki. İnsan o dünyadan çıkmak istemiyor. #northangermanastiri yazarın ilk romanıymış ancak yazar öldükten sonra basılmış. Gotik özellikler taşıdığı da söyleniyor bu kitap için ama bence çok kısa bir yerde vardı bu özellik. Açıkçası bu özelliği taşıdığını okumamış olsam fark etmezdim bile Bu kitapta ki kadın kahramanımız 17 yaşındaki Catherine Morland. Catherine'nin ,Bath sosyetesine girmesi ,balolar ,danslar anlatılıyor. Tabi ki Jane Austen'in aşk ve evliliğe ilişkin alttan altta yaptığı eleştirileri, esprileri ve iğneleyici dili eşliğinde. Jane Austen insana böyle maceralı bir okuma vaad etmez belki ama insana huzur veren keyifli bir okuma için de birebirdir kitapları. Jane Austen kitapları okumayı sever misiniz ? Sizlerin Jane Austen’den favori kitabınız hangisi?
Northanger Manastırı
Northanger ManastırıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,152 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.