Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir anlamım olmalıydı senin için. Böyle sebepsiz gitmemeliydin. Sahi ben senin için neydim?
“Ben okul diye Arjantin’dekilere derim,” dedi etrafındaki çocukları gururla süzerek. “Asıl orada okula gitmeliydiniz. Noel tatilinden üç gün sonra, Paskalya tatili başlar. Paskalya tatili bittikten üç gün sonra da yaz tatili başlar. Yaz tatili 1 Kasım’da biter. Tabii 11 Kasım’da başlayan Noel tatiline kadar biraz zorlanırsınız. Ama hiç değilse ev ödevi diye bir şey yok. Arjantin’de ev ödevi yapmak kesinlikle yasak! Tamam, bazen gardıroba saklanıp da ev ödevi yapan bir ya da iki Arjantinli çocuk çıkar ama anneleri onları bir yakalarsa, vay hallerine. Hele toplama işlemi, oradaki okullarda adı bile anılmaz. Eğer bir çocuk 7 artı 5’in kaç ettiğini bilir de, bir de öğretmene söylecek kadar budala olursa, bütün bir gün utanç köşesinde tek ayak üzerinde dikilmek zorunda kalır. Yalnızca cuma günleri ders yaparlar, tabii ders yapacak kitap bulabilirlerse. Ama neyse ki orada hiç kitap yok.”
Reklam
Kapı açıktı. Bize savaş ilan etmeden o kapıdan çıkıp gitmeliydiniz.
Kendiliğinden bitmeliydi aşkımız. Hani korlar yanıp geçer ya, öyle. Aşkım daha alev alevken, beni öylece bir başıma bırakıp gitmemeliydin.
Çocuğunuza her şeyi büyükmüş gibi anlatmalısınız. Hiç kaçıp gitmemelisiniz ki, o da size her şeyi anlatsın, o da hiç kaçıp gitmesin. Hayat karşılıklı oynanan bir oyun.
“ Sana çok kızgınım. Beni öyle yüzüstü bırakıp gitmemeliydin. Seni bağışlayamam. Herkesi öptüğünü söylüyorsun. Tek istediğim seni öpmek ancak sen bana hiç sevgi,ilgi göstermiyorsun. Kıskanç bile değilsin. Ben ne yapayım? Bu aptallıklardan yoruldum artık. Çocuk oyunu gibi. Ya bir kadın gibi davran ya da ben seni sevip senin davranışlarına mazeretler bulayım. İkisi de olmazsa çok uzaklara git.”
Reklam
Çocuğunuza herşeyi büyükmüş gibi anlatmalısınız. Hiç kaçıp gitmemelisiniz ki, o da size herşeyi anlatsın, o da hiç kaçıp gitmesin. Hayat karşılıklı oynanan bir oyun.
Sayfa 92
“Yarın döndükten sonra annemle daha çok konuşmayı aklımın bir köşesine not ettim. İnsanları size verilmiş bir hak olarak görmemeliydiniz.”
Sayfa 104Kitabı okudu
“Beni bırakıp gitmeseydin, belki unuturdum seni,” dedim. “Unutabilirsin sanmıştım,” dedi. “Ayrılmalıydık Ali. Kendiliğinden bitmeliydi aşkımız. Hani korlar yanıp geçer ya, öyle. Aşkım daha alev alevken, beni öylece bir başıma bırakıp gitmemeliydin.”
Reklam
Bir anlamım olmalıydı senin için. Böyle sebepsiz gitmemeliydin. Sahi ben senin için neydim?
Kadının sabit bakışlarında bir tereddüt belirdi. “Her zamanki gibi, sanırım.” “Konuştuğumuz her zamanki gibi bir koruyucunuz olmalıydı. Ve kumarhaneye gelmemeliydiniz.” “Yürüyerek geldim.” Bir çarpma sesi duyuldu. “Yürüdünüz.” “Evet.” “Tek başınıza.” “Ortalık günlük güneşlik.” Kadının sesinde kendini savunmak ister gibi bir hava vardı. “Londra’yı boydan boya yürüyerek geçtiniz...” “O kadar uzak değil. Evimiz...” “Thames Nehri’nden beş yüz metre yukarıda.” “İskoçyadaymışız gibi söylemenize gerek yoktu.”
Sayfa 15 - PippaKitabı okudu
222 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.