Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
522 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Merhabalar Arslan Talu Turancı 26 yaşında genç arkeolog, Oxford üniversitesi'nin arkeoloji bölümünden mezun olmuş yüksek lisansını tamamlamış doktorasını yapıyor. Bir taraftan da farklı kazı alanlarında çalışmalarını sürdürüyor, İstanbul'a gelerek sarnıçta araştırmalar yapıyor, en son 17 sene önce henüz 9 yaşındayken sarnıçta
Mau
MauTurgay Kollama · Ange Yayınları · 20237 okunma
517 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kitap bittiğinde çok sevdiğim bir dostum tarafından terkedilmişcesine üzüldüm. Ne kadar hak versemde Sevgili Martin gitmemeliydin. Çünkü sevginin temelinde bencillik yatar ve herkes kendisi için sever.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Kamelyalı Kadın
Bu kitaba başlarken özellikle yorumlarına bakmamıştım ve arkasını da okumamıştım.Adi bana çiçekli bahçelerde beyaz kabarık elbise giyen saçları örgülü 1700 lu yillarin kadınlarını animsatmisti.(Outlander gibi) Ancak okudukça seçtiği yolun gölgesinde aşkına engeller yaşayan bir kadının ve dünyayı bu kadın için karşısına alan adamın aşkını gördükçe bir de bu aşkın hüsrannini görünce içim buz gibi oldu .Avukat genç bı adamla dönemin eglencesine düşkün olan kadınıni anlatan bu kitap kolayca yargilayacagimiz grupta olan bir kadının içindeki aşkı,aşkı için vazgecisini bilhassa anlatıyor lakin Son sayfaların gün ve gün işlenmesi içimin en derinliklerine keskin bir acı gibi işledi.Binde bir olacak dönüşüm ve bağlılık yaşayan bu aşk ,bu hastalık beni çok etkiledi.Boyle bitmemeliydiniz ,böyle yarım kalmamaliydiniz
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917,6bin okunma
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
73 günde okudu
Dikkat! Yüklü anlam içerir..
Öncelikle şunu söylemeliyim, bu kitap klasik bir aşk kitabı değil. Günümüzdeki 3 günlük gırgır şamatalık aşklar üzerine kurulu bir kitap değil kesinlikle. Yüreği olanın yüreğine dokunur, olmayanın zaten vay hâline.. Bu kitap aslında
Çok Kullanılmış Kalpler Dükkanı
Çok Kullanılmış Kalpler Dükkanı
kitabının devamı. Ancak başlarda tamamen farklı bir hikaye üzerinden gidiyor, sonrasında diğer kitapla arasında bağlantı kuruluyor ve ilk kitapta nedensizce çekip gittiğini düşündüğümüz Hülya isimli ana karakterin gözünden bakıyoruz durumlara. Ne zorluklar atlatmış neler yaşamış olduğunu okudukça ve bunların gerçek yaşantımızda da olduğunu düşündüğümüzde gerçekten hüzünlenmemek elde değil.. Ancak bence yine de gitmemeliydin veya durumu izah etmeliydin Hülya.. Neyse, Hülya’yı ve yaşadıklarını bir kenara bırakırsak eğer; bu kitapta aslında gerçekte yaşanmış olan birçok hikaye anlatılıyor mektuplar üzerinden anlatılıyor. Beni en çok etkileyen kısım da buydu zaten. Gerçekte yaşandığını bilmek de ayrı bir etkiliyor insanı. Ayrıca bölüm başlarında da yazarımızın özlü sözleri karşılıyor bizi. Bu sözlerin de zaten bir kısmını alıntı yaparak paylaştım. Her şekilde güzel bir kitaptı yani. Sadece bazı sözler ilk kitapta da vardı diye hatırlıyorum. Onun dışında güzeldi. Ve yazarımız biz gençlere, çocuklara ve aynı zamanda ebeveynlere de çok önemli bir ders vermeyi amaçlamış kitabında. Hepinize tavsiye ederim. Ancak öncesinde
Çok Kullanılmış Kalpler Dükkanı
Çok Kullanılmış Kalpler Dükkanı
kitabını okuyun bence fakat direkt bunu okursanız da konulara hakim olma konusunda sıkıntı yaşayacağınızı sanmıyorum. Hayırlı Ramazanlar ve keyifli okumalar dilerim. Sağlıcakla kalın.
Benim İçin Üzülme
Benim İçin ÜzülmeBilal Sami Gökdemir · Yediveren Yayınları · 202226 okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Hepimiz, bir parça Martın Eden'iz
Jack London
Jack London
,
Bana Göre Hayatın Anlamı
Bana Göre Hayatın Anlamı
adlı çalışmasında;" Işçi sınıfının içinde doğmuştum ve on sekiz yaşımda başladığım noktanında altındaydım. Toplumun mahzenindeydim, öyle sefil bir düşkünlük içimdeydim ki bahsetmek uygun düşmez. Uygarlığımız çukurunda uçurumdaydım. Insan atıklarının pislik ve kemiklerin toplandığı yerdeydim," diye yazmıştır. Bu yazısında bile nasıl bir yazar olduğunu az çok anlayabiliyoruz. Jack London, geçim sıkıntısından dolayı çiflik ve fabrika işçiliği, gazete satıcılığı, gemi tayfalığı, çamaşırhane ütücülüğü gibi pek çok işlerde çalışmıştır. Bu gibi işlerde çalışırken sefalet içinde yazan bir yazardır. Bu yaşantısını ister istemez yazdıklarına yansıtmıştır. Martın Eden adlı romanına yansıttığı gibi. Alt sınıf diye tanımlanan sınıfın içindeyken aşık olduğu kız uğruna ona yetişmek için kendini kitaplara veren, herkes yapamazsın derken ben başaracağım diye direnen ve en sonunda başaran Martın Eden... Bir insana sevdiği kişiler bile inanmazken başkaları nasıl inanabilir ki? Yaşamaya bu kadar istekliyken bizleri hayattan soğutan nedenler neden bu kadar güçlü olabiliyor? Bazen etrafımızdakilerin, "biz sana inanıyoruz, sen başaracaksın." demelerini ne kadar istiyor ve de bekliyoruz. Ah Martin Eden Ah! Yaşamaya, aşka, yazmaya bu kadar tutunmuşken böyle olmamalıydı. Senin gitmenle ben kendimi kocaman bir boşlukta buldum. Bana benzeyen çok yönün vardı, seninle beraber güldüm, pes etmeden sevdim, âşık oldum. Ama böyle çekip gitmemeliydin. Içinde olduğun ya da içine girmeye çalıştığın sınıflara inat yaşamaya daha da tutunmalıydın. Bir ölüm bu kadar acı olmalıydı.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391bin okunma
114 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
" Bir mektup falan yazsam sana Kalbine mektup yazamıyor insan..." Renklerinden hiç pişmanlık duymayan ruhunu ütüsüz ve buruşuk gezdiren siyah beyaz bir kadın... Sevinince kalbinin raflarına rengârenk reçeller dizer, çokomel kağıtlarının yüreğinden dünyaya seslenirdi. Bütün üzgün oluşlarının adını anne koymuştu. Kuşlar yağmurda ıslanmasın diye küçük şemsiyeler yapmak isteyen şair bu sefer de görüyorum ki Pulbiber Mahallesinde Ah'lar Ağacına Grapon Kağıtları asmış. Yer yer güldüğüm,düşündüğüm bazen de birçok dizesinde oturup dinlendiğim bir kitaptı benim için. • Pul pul acılar Gollere doymaz Kalbimizde sancılar.. • Dokunsalar dağılırdı iyi pişmiş kurabiyeler gibi kalbimiz... • Mahallemizde bütün talih kuşları kuş gribi olmuştu. • Acı çekmeyi öğrendiğimde ismimi de öğrendim. • Bazı geceler uyanıp sigara içiyorum karanlıkta. Odamdaki aynada yanıp sönen küçük kırmızı bir yıldızım. • Bana artık büyü diyorlar. Bütün renkleri mezun etmişler hayatlarından. • Beklemek üzerine felsefe kitabıydık. Aramızdan çok erken ayrıldın Didem Madak. Beklemek üzerine kurulan hayatında bırakıp gitmemeliydin bizi mısraların ücra köşelerine...
Pulbiber Mahallesi
Pulbiber MahallesiDidem Madak · Metis Yayıncılık · 20079,2bin okunma
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Sabahattin Ali'nin kitaplarını kalbim buruk bir şekilde okuyorum hep. Yaşantısını düşünürken bir yandan o duygu yüklü cümleleri okumak üzüyor insanı, hatta arada yanaklarımdan aşağıya doğru gözyaşlarımın döküldüğünü itiraf ediyorum. Ve bu kitabı okurken biraz daha fazla ağladım, çünkü; kitap Sabahattin Ali'nin biricik eşi Aliye'ye ve kızı Filiz'e yazdığı mektuplardan oluşuyor. Bu kitapta Ali ailesinin gerçek hayatı var. Aşkları, özlemleri, sıkıntıları... Çok hayranım Sabahattin Ali 'ye, daima inandığı yolda ilerlemiş, daima okumuş, daima yazmış. Bir gün dinlemek isterdim onu, belki birkaç cümle bir şeyler yazardık birlikte. Bitirdim Sabahattin Ali'nin kitaplarını ve bir kez daha okuyorum. Yaşatsalardı biraz daha kim bilir neler yazardı. Bu kadar erken gitmemeliydin Ali, böyle ölmemeliydin... Buradan ona kısa bir mektup bırakmak istiyorum. Çok sevgili Sabahattin Ali, Eğer ruhun bir yerlerde varlığına devam ediyorsa umarım çok iyidir ve umarım çok özgürdür. Ve Sabahattin' in Aliye' ye yazdığı mektuptan bir parça alıntı: " İhtiyarlığımda çekilmez bir adam olacağım hakkındaki iltifatına teşekkür ederim. Ama bu tahminin doğru çıkmayacak sanırım. Çünkü ihtiyarlayacağımı kim söyledi? Hep genç kalacağım."
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,4bin okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Buraya kadarmış...
Her kitabın bir vakti vardır. Ve ben, o vaktin geldiği bir mevsimdeyim. Yoksa yanılıyor muyum? Her vaktin mi bir kitabı var? Öyle bir vakitteyim ki tam da TUTUNAMAMA vakti... Bu satırları kitaba başlamadan yazıyorum. Okumaya nedense korktuğum bir kitap. Nedensiz bir korku, ya da tutunamama korkusu. Böylesine beğenilen ve çok okunan bir kitap beni
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,7bin okunma
430 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Talihsizlik Nana' da başlayıp Meryem'de boy veriyor. Ah meryem yaşadığın her şeyi bana da yaşattın sanki beraber yaşadık o kulubede beraber bekledik Celil'in kapısının önünde yaşadığın bütün duyguları hissettim seninle. Hangisine daha çok kızgınım Celil mi Raşit mi Celil'in elalem neder diye kendı kızını kabullenemesi babası yaşındaki adama rızasız vermesi hayatını zehir etmesi peki ya Raşit içim sana asla soğumayacak bir insan nasıl bu kadar gaddar olabilir aklım almıyor ve sen Tarık yalnız gitmemeliydin belkide ve Leyla yaşadığın güçlüklere iyi gögüs gerdin.... İki günde bitirdiğim kitaplardan biri oldu çok akıcı sürükleyiciydi mutlaka okumalısınız diyorum.
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,7bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Olamayan Olaylar!
Yüzüncü sayfaya kadar bir olay gelişecek diye bekledim. Yüz, yüz elli arası kafamda bir son oluştu. İki yüzde artık bu son gerçekleşmeye başlamalı dedim. İki yüz kırk sekiz oldu, hiçbir sey! E daha karpuz kesecektik? Marie gelecekti? Boynuna sarılmadan gidemeyecekti, Züpfner ile? Ya da giderse kesin boşanmış olacaktınız? Belki de en iyisi intihar etmeliydin! Palyaço bir meslek değil! Palyaço bir topluluğun reklam yüzü... Dinin toplumları köleleştirişine, insanların sorgulamadan kabul edişlerine, bu kabulleri yüzünden vicdanlarının seslerini kulak arkası edişlerine, insanlıktan çıkışlarına karşı gelen bir topluluğun reklam yüzü! Olaylar Alman Katolikliği çerçevesinde yaşanıyor olsa da hikâyenin özüne hangi dini koyarsanız koyun, dinin toplum nezdinde yaşanışındaki çarpıklığı gözler önüne serecektir. Özellikle erkek egemen dünyada; evliliğe ve kadınlara, kadın haklarına dair toplum bakışına bu çerçevede bakmamı sağlamıştır ki; bir kağıt parçasına atılan iki mürekkep lekesinden ibaret olmadığını ve olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yani Marie; dönmeliydin, hatta seviyorsan hiç gitmemeliydin! O güzel günleri bir fincan kahve gibi dökmemeliydin... Keyifli okumalar...
Palyaço
PalyaçoHeinrich Böll · Can Yayınları · 20141,511 okunma
Reklam
408 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Emily Brontë - Uğultulu Tepeler
Emily Bronte’nin “Uğultulu Tepeler” isimli eseri benim en çok sevdiğim, okumaktan ve izlemekten haz duyduğum “İntikam” teması üzerine kurulu bir başyapıt. Bronte “Uğultulu Tepeler” isimli eserinde Earnshaw ailesinin evine getirilen Heathcliff isimli çocuğun zaman içerisindeki değişimi, aşkı, duyduğu nefreti ve intikamı çok yalın sade ve akıcı bir şekilde bizlere aktarmaktadır. Bronte’nin bana göre kullandığı anlatım tarzı, olayların aktarılışı, birbirleriyle bağlantısı ve eserin kurgusu oldukça iyi yapıldığından, okurken sıkılmadan merak ede ede okunacak eserler içerisinde yerini sağlaştırdığını söyleyebilirim. **Alıntılar; “İnsan yüreğiyle duyar.” . “İhanet ile şiddet iki ucu sivri oklara benzer; kullananları düşmanlarından beter yaralarlar.” . “İhanet ile şiddete ancak ihanet ve şiddetle karşı karşı konulur!” . “Tanrı düşmanıza bir felaket vermişse, onu yeter görmeli, üzerine bir de siz gitmemelisiniz.”
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,1bin okunma
222 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kuyucaklı Yusuf
Zevkle okuduğum bir Sabahattin Ali kitabı daha. Kitabın dili gayet yalın ve anlaşılır, akıcılığı ise adeta su gibi. Olay örgüsü de bayağı sağlam. Yazarın tasvirleri harikulade. Kitap her şeyi ile beni benden aldı. Sabahattin Ali ' nin kitaplarını okudukça bir kez daha anlıyorum; herkes yazar olamaz, olmamalı ve bir kez daha ağlıyorum; bu kadar erken gitmemeliydin Ali.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021174,2bin okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
2008 senesi lisede Felsefe dersinden dönem ödevi almıştım ve ödev olarak Lütfü Hocam bu kitabın özetini istemişti, işte kitapla tanışmam böyle oldu. Kitabın sonlarına doğru Feridüddin ATTAR şu cümleyi kurmuştur. ''Eğer bu kitabı çok okuma imkanın olursa, şüphesiz sana her defasında bir o kadar güzel gelir.'' Son 2-3 yıldır her sene mutlaka okurum
Mantıku’t-Tayr
Mantıku’t-TayrFeridüddin Attar · Antik Şark Klasikleri · 20134,786 okunma
431 syf.
10/10 puan verdi
Silkelendim... Şöyle bir yavaşladım, Düşünmek için zamanın yokmuş gibi bütün hatırayı hızla tekrar gözden geçirdim. "Gitmemeliydin PİRAYE" dedim kendi kendime... Biliyordun... Yaşayacaklarından emindin. Aslında Keşke dememek için gittin; biliyorum. Ama yine de bir yanım çok kızıyor sana. Bir yanım da "Ne iyi ettin" demeye
Piraye
PirayeCanan Tan · Altın Kitaplar · 201344,5bin okunma
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.