Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve bizler, daha henüz yurtlarını kuramamış göçmenler gibiyiz.
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Öldüğünü Google’dan Öğrenen Adam, Doğu Yücel ile tanışma kitabım oldu. Toplamda üç ana başlık altında (Düş Gibi, Gerçek Gibi, Gelecek Gibi) on üç öykü içermekte. Öyküler arasında devam niteliğinde bir bağlantı olmamakla birlikte, alt başlıklardan da anlaşılacağı gibi, tema olarak belli bir bağlantı mevcut. Yazarın kalemi oldukça farklı. Hikayelerin nerdeyse tamamı absürt, ancak yazar bu absürt hikayeleri tanıdık hislerle birleştirmiş. Yani hem farklı bir hikaye okuyorsunuz hem de aşka, yalnızlığa, doğaya, politikaya yani hayatın içinde var olan gerçeklere dair duyguları da hissediyorsunuz. Öykülerin içeriğine dair en sevdiğim şeylerden biri de son yıllarda ülkemizde ve dünyada gündem olmuş bazı konulara kurgu içerisinde değinilmesi. Göçmenler, darbe, kapitalizm, siyasi çalkantılar gibi konuların metnin içerisine abartıya kaçılmadan dahil edilmesi okurken bana zevk verdi. Her öykünün ritmi aynı tonda ilerlemese de genel olarak akıcı bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca bazı öykülere başlarken farklı yazarlardan yaptığı alınları da oldukça beğendim. Öykülerin içeriğiyle çok uyumlu olmuş. Yazardan okuduğum ilk kitap olsa da son olacağını düşünmüyorum. Başka kitaplarına da bakacağım muhakkak. Yazarın dilinin herkese hitap ettiğini de düşünmüyorum. Ancak farklı, biraz absürt biraz doğaüstü metinler okumayı sevenlere tavsiyemdir. Okuyacak olan herkese şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
Öldüğünü Google'dan Öğrenen Adam
Öldüğünü Google'dan Öğrenen AdamDoğu Yücel · Can Yayınları · 2019405 okunma
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
#1001kitap~~~
Iris Murdoch 15 Temmuz 1919 yılında Dublin'de doğdu ki yine 1Dublinli yı çokça sevmiş hatta gittikçe hayranlığım artmış olabilir :))) Çocukluğu Londra'da geçti. Öğrenimini Oxford Somerville College'de tamamlayan Murdoch 1930'larda Komünist Parti üyeliğinde de bulundu. 1944'de UNRRA'a (Birlesmiş Milletler Yardım ve
Çan
ÇanIris Murdoch · İmge Kitabevi Yayınları · 199223 okunma
YABANCI DÜŞMANLIĞI
İnsanlar kendi ülkelerinde yabancı haline gelmekten, işlerinin ve evlerinin göçmenler tarafından alın masından ve göçmenlere bağımlı hale gelmekten korkmak tadırlar.
Distopya mı gündelik gerçek mi?
“Hep şu göçmenler. O kadar çoklar ki. Her yerdeler. Artvin’e kadar yayılmışlar. Ünye’de Bangladeş kolonisi varmış. Kendi belediye başkanları... Yazılar bile değişmiş.”
Ekonomik kriz istatistik verilerle oynanarak, kimi rakamlar saklanarak gözden kaçırılmak istense de kuraklığın etkisi başta tarım olmak üzere her alanda kendini göstermeye başlamıştı. İnsanlar zaten pek bir şey anlamadıkları ekonomi yorumlarına, rakamlara, istatistiklere değil filelerini doldurup dolduramadıklarına; soğanı, patatesi, domatesi, sütü peyniri kaça aldıklarına bakıyorlardı. İşler kötüye gittikçe memnuniyetsizlik artıyor, homurdanmalar yaygınlaşıyor, homurtular yükseldikçe rejim sertleşiyor, Başkan'ın mutlak otoritesi perçinleniyor yasaklar, tutuklamalar, kitlesel işten çıkarmalar artıyordu. Büyük şehirler, ülke içinden kırsal kesimlerden, sınır ötesinden akın akın gelen evsiz barksız göçmenler, çoluk çocuk dilenciler, yoksul, umutsuz öfkeli, saldırgan kalabalıklarla doluydu.(.......) Artık kimsenin Başkan'ın cehaletiyle dalga geçecek hali yoktu, kimse gülmüyor, kimse de isyan etmiyordu.
Sayfa 192 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Bugün bahsedeceğim kitap Rafael Chirbes'in başyapıtı sayılan Bıçak Sırtında. 2013 yılının İspanyolca yazılmış en iyi kitabı seçilen eserin çevirisi Süleyman Doğru'ya ait. Yine nefis bir çeviriydi. İspanya'da 2004 Madrid saldırıları sonrası ortaya çıkan ve 2008 sonrası ilerleyerek ülkeyi krizin eşiğine getiren çöküşü anlatıyor
Bıçak Sırtında
Bıçak SırtındaRafael Chirbes · Tekin Yayınevi · 20188 okunma
Savaşın altına üstüne getirdiği Anadolunun bir çok yerinde kargaşa sürüp gidiyor. İtin önüne ot, atın önüne et atılmıştı. Bu yüzden göçmenler perişandı.
Hayatta yerini bulamamış fakat daha bulma umudu taşıyanlar , delikanlılık çağındaki gençler , iş bulamamış yüksekokul mezunları , askerlikten ayrılmış olanlar , yeni göçmenler vb. Bu kişiler huzursuzdur, tatminsizlik içindedir ve amaçlarına ulaşıncaya kadar en güzel yıllarının ziyan olacağı endişesi taşırlar..
"Politik olarak yanlış" terminolojiye karşı en hassas insan­lar, gettolarda yaşayan siyahiler, Asyalı göçmenler, tacize uğrayan kadınlar ya da özürlüler değil, bu "baskı gören" gruplardan birine bile ait olmayan, aksine toplumun ayrıcalıklı kesimlerinden gelen eylemci azınlıktır. "siyaseten doğruculuk" en çok, yüksek maaş­larıyla güvenceli işleri olan ve çoğunluğunu orta sınıf ailelerden gelen heteroseksüel beyaz erkeklerin oluşturduğu üniversite pro­fesröleri tarafından savunulur.
Reklam
Başkent’e geldiğinde bende kalıyor birkaç gün, klasik Batı müziği dinliyor, eski günleri anıyor, tartışıyoruz: Yaşamın anlamı, cinsel özgürlük, soylu sanatın gerekliliği üzerine. Tuzumuz kuru; Ortadoğu bunalımı, İsrail saldırıları, Afganlı göçmenler, İngiltere’nin Falkland show’u, Filistin soykırımı, Cezayir’de ortaya çıkarılan toplu gömütler, İran-Irak savaşı, Asala canileri kimlerin kuklası, ne zaman bunların haklarından gelinecek? Friedman Ekolü, enflasyon canavarı, bankalar operasyonu, hazırlanan Anayasa taslağının özellikleri gibi konularla ilgilenmeye gerek görmüyoruz. Gülüşü aynı, boynunu kısarak, kıs kıs. Paris’te yerleşme düşleri kuruyor.
256 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Spermlerin arkasından kimsenin ağladığını duymadım daha.
‘’Daha çok sayıda insan daha uzun yaşıyor. Daha az insan doğmalı, cevap bu işte. Ölüm kontrolümüz var - bunu doğum kontrolü ile dengelememiz lazım’’ Bu alıntı kitabın kısa bir özeti aslında. Yıl 1999 doğum kontrol yöntemleri hala kullanılmıyor hatta günah sayılıyor. Kontrolsüz nüfus artışı üstüne yaşlı ölüm oranlarınında azalışı; kaynakların yetersiz kalmasına, temiz su kaynaklarının tükenmesine, barınma sorunlarına yol açmış durumda. Dünyada tam bir kaos ortamı var. Tüm bedenim ve ruhum herşeyim distopyanın karanlıklarına battım çıktım. Dünya nereye gidiyor? Türkiye nereye gidiyor? Göçmenler 10 çocuk doğururken benim evlenmeyen, evlenmeyi düşünmeyen, evlense de tek çocukla kalan arkadaşlarım, ailem, dostlarım… Okumuş aydın gençler evlenip çocuk yapmıyor… Peki bu dünya 100 yıl sonra kime kalacak ? Korkutucu! Distopya türünü sevenler mutlaka okusun diyorum.
Yer Açın! Yer Açın!
Yer Açın! Yer Açın!Harry Harrison · İthaki Yayınları · 2021296 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.