Yeğenim henüz iki yaşında, adı Muhammed. Parka doğru yol alıyoruz. Ailenin ilk torunudur kendisi. Bir dediği iki edilmiyor haliyle. Parkta oynayan çocuklar görüyoruz. Hallerine bakınca Suriyeli ya da Afgan olduklarını anlıyorum. 3 çocuk kendi aralarında top oynuyorlar. Topları bizim tarafa doğru geliyor. Tam yanımıza gelince Afgan oldukları belli
Hakan Günday... Son dönemin en iyi yazarı benim gözümde. Yerli Dostoyevski, sayfalarca onu anlatabilirim.
Daha beni Hakan Günday' la tanıştıran kitap. Bu kitabı 2014 yılında okudum ilk kez. O tarihten sonra açıp kaç kere daha okudum bilmiyorum. Ülkesini, evini terketmek zorunda kalan göçmenler bilindiği gibi dünyada, Avrupa da bir önem teşkil
Balıkçı ve Oğlu, Zülfü Livaneli'nin son romanı olarak birkaç ay önce piyasaya çıktı. Yayınevini değiştiren Zülfü Livaneli'nin yeni yayınevindeki ilk eseri idi.
Balıkçı ve Oğlu her ne kadar roman olarak adlandırılsa da bir uzun hikaye gibi değerlendirilmeli. İsmi ile çağrışım yaptığı Ernest Hemingway tarafından kaleme alınan İhtiyar Balıkçı ve
Şapka
Ülkemize kocaman bir tır yaklaşır. İçinde Afgan mültecilerin bulunduğu koca bir tır. Hükümet telaşlıdır. Suriyeli mültecileri kabul ettik derken nereden çıktı bu Afgan mültecileri..
Ne diyelim? Hükümet mültecilerle uğraşa dursun gelin biz kitap incelememize bakalım.
Almanya'ya iş için giden bir baba, bir gün evine döner. Oğluna sımsıkı
-Alıntı:
twitter.com/idizerhan/statu...
Yeri ve zamanı olmayan şeyler söyleyeceğim. Tedirginim ve şimdi söylemezsem anlamı kalmayacak.
Birçok afet bölgesindeki tecrübelerimden örneklerle dikkat çekmek istediğim meseler var. Çünkü tedbir alınmazsa, dikkat edilmezse çok kötü şeyler
" Ağlarsa anam ağlar ardımdan "ları dinleyip hıçkırıklarla ağlayan, " Annemin yelkeni olsa açsa da gelse " lerle kınalar yakılırken gözyaşlarına boğulan son nesil bizdik.. Evet evet bizdik.. Artık ne analar ağlıyor arkadan ne de evlatlar yelkenli gözlüyor.. Bitti.. Ne oluyor? Neler oluyor ? Nasıl duygular bu kadar hızla yok
Edirne’den Bulgaristan’a göç etmiş bir aileden hatıralar bulunan minik bir pazar okuması…
DUYDUĞUM İLK CİNAYET, BİR TÜRKÜN BİRİNİ KISKANÇLIKTAN ÖLDÜRDÜĞÜ OLAYDI
cafrande.org/elias-canetti-d...
Savaşın altına üstüne getirdiği Anadolunun bir çok yerinde kargaşa sürüp gidiyor. İtin önüne ot, atın önüne et atılmıştı. Bu yüzden göçmenler perişandı.
Fransa'da Le Pen iktidara gelebilir çünkü son protesto olaylarını göçmenler yapıyor bu protestolarda sokağa aslan bile salmışlar bunu fransızlar bile onaylamaz.
...bizim topraklarımız. Bunun için savaştık ve kazandık. Bu göçmenler almaktan başka bir şey bilmiyorlar. Burada kabul gördüklerini kim söyledi? Onları kim davet etti? Bu ülkeyi biz kurduk, özgürlüğü için savaştık, onlar da gelip üstüne oturacak ha? Meyvesini toplayacak!
🎬
Guillermo del Toro's Cabinet of Curiosities
Depo 36 - B1
Somalili şair Warsan Shire'nin, göçmenlerin verdiği yaşam mücadelesini anlatan “Yurt” (Home) adlı şiiri...
Yüreğimizle okuyalım. Önyargısız..
Sadece bir olan İnsanlığımızla.
...
kimse terk etmez yurdunu
yurdu bir köpekbalığının ağzı olmadıkça
kimse dönüp sınıra doğru kaçmaz
bütün şehir onlarla birlikte kaçmıyorsa.
komşuların senden hızlı
Her şeyden önce bir bilgi notu geçerek başlayayım. Kitap Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce olarak 4 dilde basılmış ancak alışılmış şekilde farklı dillerde ayrı ayrı değil tek bir baskıda toplanmış bir kitap. Kitap bilgilerinde 90 sayfa deme nedenim Türkçe olan kısmı 90 sayfaydı.
Bu önemli notun ardından incelememize geçebiliriz. Kitap HÊVÎ
Savaştan, yoksulluktan, cihatçılıktan kaçmış olan insanlarımızla dayanışmak ahlaki bir görevdir.
Göçmenlerin işlediği suçlardan yola çıkarak ırkçı saldırıda bulunmak son derece yersiz ve yanlıştır. Suç ülkelerin bütün fertleri tarafından işlenmektedir. Suçu işleyen göçmen olunca durumda bir farklılık söz konusu değildir.
Göçmenler bulundukları ülkede ucuz işgücü olarak kullanılmakta ve sermaye düzeninin ekmeğine bal sürmektedir. Bu sömürüye karşı çıkılacağına her fırsatta göçmenler suçlanmakta ve ırkçı saldırılara maruz kalmaktadır.
Göçmen sorunu göçmenlerin varlığından değil kapitalist iktidarların politikalarında yatmaktadır.
~Ruhu zedelenmiş, sesi kısılmış, kendisini ifade etmekte güçlük çeken insanların yazarı, sürgünün yarattığı bir edebiyatçı Mehmed Uzun.
"Siverek'te ilkokulun birinci günü bir tokat yedim, bugün bile aklımdan çıkmaz. Okul bahçesinde sıraya girmeye çalışırken aramızda Kürtçe konuşuyorduk. Bir tokat attı İstanbullu yedek subay öğretmen, Türkçe