Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

112 syf.
8/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Edebiyatta Soylu Vahşi, Yabancı Gözlerden Modern Distopyamız: Göğü Delen Adam
ㅤ ''Kötü olmamızın, karanlıkta olmamızın sebebi ışığı tanımıyor olmamızdı. Oysa Papalagi, ışığı tanımasına rağmen, karanlıkta ve kötülük içinde yaşıyor.'' (s. 98) Her şeyden önce kitabın ismiyle başlamak istiyorum: Der Papalagi. ‘’Papalagi’’ Samoa dilinde ‘’Göğü Delen Adam’’ anlamına gelmektedir. Papalagi denince akla beyazlar yani modern insan ya da ‘’outsider’’ denen ‘’dışarıdan gelen yabancı’’ anlamları gelir. Samoa, Okyanusya’da bulunan ve ilkel şekilde yaşayan bir ada ülkesidir. Kitapta anlatılana göre, Samoa’ya ilk misyoner bir yelkenliyle gelmiştir. Yerliler, bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak görmüş ve beyaz adamın o deliğin içinden geçip kendilerine doğru geldiğini öne sürmüşlerdir.
Erich Scheurmann
Erich Scheurmann
, Samoalı bir kabile şefinin Avrupalı beyaz insanı yani bizleri gözlemleyip, modern dünyamız hakkında kendi kabilesine anlatmak amacıyla tuttuğu notlarını tercüme ederek kitaplaştırmış. Kitapta yazılanların kurgu olmadığı ve gerçekten bir Samoalı kabile şefinin düşünceleri olduğu Scheurmann tarafından iddia edilse de burnuma buram buram kurgu kokuları geldi. Tabii ki kurgu olup olmaması anlatmak istediği şeylerin hissettirdiklerini ve gerçeklik payını katiyen azaltmıyor benim nazarımda. Bu konu hakkında da Alman araştırmacı ve yazar olan Günter Seft tarafından yazılmış olan harika bir eleştiri yazısı var: (pure.mpg.de/rest/items/item...) "Eğer insan çok fazla 'şey'e gereksinim duyuyorsa, bu büyük bir yoksulluğun göstergesidir." (s. 46) Edebiyatta Soylu Vahşi (Noble Savage) Soylu Vahşi, edebiyatta, medeniyetin yozlaştırıcı etkilerine maruz kalmayan birinin doğuştan gelen iyiliğini simgeleyen, medeniyetsiz insan için idealize edilmiş bir kavram olarak çıkar karşımıza. İlk örneği olarak,
İbn Tufeyl
İbn Tufeyl
’in 12. yüzyılda kaleme aldığı
Hay bin Yakzan
Hay bin Yakzan
adlı felsefi romanı ele alabiliriz. Eserin asıl vermek istediği mesaj ‘’İnsan kendi başına, hiçbir eğitim almadan sadece doğayı gözlemleyerek ve düşünerek ‘insan-ı kâmil’ seviyesine ulaşabilir’’ fikridir. Bu bir cümlelik fikir görünüşte basit dursa da koskoca bir Aydınlanma Çağı’na ve
Thomas Hobbes
Thomas Hobbes
,
John Locke
John Locke
,
David Hume
David Hume
,
Isaac Newton
Isaac Newton
ve
Immanuel Kant
Immanuel Kant
gibi fikir adamlarına ilham kaynağı olmuştur. Bu terimin edebiyattaki yerini biraz daha irdeleyecek olursak;
Aphra Behn
Aphra Behn
’in
Oroonoko
Oroonoko
’sunu ve
François-René de Chateaubriand
François-René de Chateaubriand
’ın
Atala-Rene: Çölde İki Vahşinin Aşkı
Atala-Rene: Çölde İki Vahşinin Aşkı
eserlerini de örnek olarak verebiliriz. Soylu Vahşi tanımına özellikle İtalyan düşünür
Montaigne
Montaigne
’in
Denemeler
Denemeler
adlı kitabının ‘’Yamyamlar Üzerine’’ kısmında ve Fransız düşünür
Jean-Jacques Rousseau
Jean-Jacques Rousseau
’nun
İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı
İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı
adlı eserinde denk geliriz. Soylu Vahşi, her şeyin özünde toplum eleştirmenlerinin, yazarların Avrupa kültürünü tersine çevirerek, kusurlu yanlarına işaret etmesine ve bu kusurlu yanların geliştirilebileceği yollar önermesine olanak sağlayan edebi bir aygıttır. Nitekim Scheurmann da bu edebi terimin sağladığı olanaklardan, modernizmin insanlığın üzerinde yarattığı etkiyi ve maruz kaldığımız yozlaşmışlığı göstermek amacıyla faydalanmıştır. ‘’Aklın kurallarına uyarak barbar diyebiliriz Yamyamlara, ama bize benzemiyorlar diye barbar diyemeyiz onlara; çünkü barbarlıktan yana onları her bakımdan aşmaktayız’’ – (s. 128) Denemeler,
Montaigne
Montaigne
“Tanrı elinden çıkan her şey iyidir, insan elinde her şey yozlaşır.” -
Jean-Jacques Rousseau
Jean-Jacques Rousseau
Kara Ayna Bu eserde ise Samoalı kabile şefi Tuivaii elimizden tutuyor ve bizi modernizm kisvesi altında yarattığımız distopyamıza bir yolculuğa çıkarıyor. Onun gözlerinden gelişmiş ve kültürlü Avrupalıyı, beyaz insanı, yani kendimizi görüyor ve her gün karşılaşmamıza rağmen ne kadar farkında olmadığımız, farkında olsak da görmezden geldiğimiz kusurlu yanlarımız var ise şahit oluyoruz. Tuivaii, beyaz insanlar olarak giydiğimiz kıyafetlerden barındığımız evlere, taparcasına el üstünde tuttuğumuz ‘para’ adlı kâğıt parçasına verdiğimiz değerden dini inançlarımıza, eğitim sistemimizden zamanı yönetimimize, birbirimize yabancılaşmamızdan insanları tek tipleştirmemize, meslekler yoluyla köreldiğimizden açgözlülüğümüze gibi birçok sosyal ve kültürel konuda kullandığı keskin ifadelerle bizi bize yeriyor, acizliğimizi ise suratımıza vuruyor. Sizleri bilemiyorum ama ben daha önce hiçbir kitaptan böylesine bir tokat yememiştim. En basit kelimelerle, bu kitap uyarıcı ve aydınlatıcı bir metin. Okurken her ne kadar büyük keyif alsam da tüm neşemi aldı götürdü en sonunda payıma düşen rahatsızlık oldu. Elimde tuttuğum kitap adeta bir Kara Ayna (Black Mirror) etkisiyle, benim bütün kötü huylarımı, özelliklerimi bana anlatıyordu. ‘’‘Bir Avrupalı’ya sevginin tanrısından söz edecek olsan, yüzünü buruşturur ve güler. Senin düşüncenin yalınlığıyla alay eder. Ama pırıl pırıl bir yuvarlak metal ya da koca bir ağır kâğıt uzatacak olursan, o an gözleri parıldar ve dudaklarının arasından salyalar akar. Onun sevgisi paradır, tanrısı paradır.’’ (s. 36) Tek Dişli Canavar: Medeniyet Biz Papalagiler, tüm masumiyetin katili ve kötücüllüğün vücut bulmuş hali olan biz, Papalagiler olarak medeniyetimizle, kültürümüzle, son derece ileri teknolojimizle övünmeyi severiz. Sosyal statüler her şeyimizdir, dışarıda yüzümüz gülerken evlerimizde ağlıyoruzdur. Modern yaşam, zenginlik, refah, mal-mülk, iktidar… her şeyimiz vardır. Peki ya işler sandığımız gibi ilerlemiyorsa? Adım adım her geçen gün insani gerçekliğimizden, özümüzden kopuyorsak... İlkel ve medeniyetsiz olarak bellediğimiz topluluklardan daha da medeniyetsiz ve ilkelsek. Bu noktada
Erich Scheurmann
Erich Scheurmann
’ın eserine yazmış olduğu önsözü paylaşmak istiyorum: ‘’… kendimizi bir kez olsun eğitilmiş ve kültürlü insanlar olarak görmeyi bir yana bırakalım. Tuiavii’nin, eğitim yüzünden sağlığını yitirmemiş ve henüz doğal duygularını koruyan hataya açık bu Güneydenizi yerlisinin basit düşüncelerine ve bakış açısına kulak verelim. O, bizim tanrılarımızı kendi ellerimizle yok edip yerine ölü tabular koyduğumuz dünyamızı tanımımıza yardım ediyor.’’ (s. 16, Önsöz) Modernitenin insanlığı nasıl boğazladığını fark etmemize yardımcı olan 100 sayfalık bu eseri, gayet sade ve anlaşılır bir dilde yazılmış olmasına rağmen bir oturuşta bitiremedim. Çünkü anlatılan gerçeklerin resmen kitaptan dışarı çıkıp vücut bularak beni boğazladığını hissettim. Bu nedenle okudukça kendimde nefes alma ve okuduklarımı düşünme ihtiyacı duydum. Kendimden, insanlardan, yaşadığım topluma kadar tanışıklığım olan her şeye daha da sorgulayarak bakmaya başladım artık. Güzellik… Rahatsız edici bir güzellik. Evet tam olarak bu kitabın benim için tanımı budur. ‘’Mutlaka Okunması Gerekenler’’ ve ‘’Tavsiye Edilecekler’’ listemde ilk sıralara layık gördüğüm bu kitabı sizin de okumanızı tavsiye ediyorum. Ayrıca bir karşı yapıt olarak, yine Scheurmann’ın kaleme aldığı ve bu sefer de Samoalılar’ı anlattığı
Göğü Delen Adam Samoa'yı Anlatıyor
Göğü Delen Adam Samoa'yı Anlatıyor
kitabını da merakla listeme ekledim. Şu anda bunu yazarken fark ettim, neredeyse aynı temalara sahip olan bir bilim-kurgu kitabı daha var, feminist bir ütopyayı anlatan:
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar Ülkesi
, yine orada anlatılan ütopyanın tam karşıtı olarak yine aynı yazar tarafından yazılmış ve bizim dünyamızı anlatan
Bizim Ülkemiz
Bizim Ülkemiz
adlı eseri. Benim fikrime göre bu bahsettiğim iki kitap da sosyoloji alanında oldukça değerliler. Eğer okumayı düşünüyorsanız onu da tavsiye ediyorum. (Kadınlar Ülkesi incelemesi için bknz: #128271298) "Ölü olmadıkları halde, yaşamaz onlar. Düşünme hastalığı galebe çalmıştır." (s. 70) Yabancıların gözünden, üçüncü şahsın bakış açısından kendimizi görebilmek iyidir. Kendine yabancılaşmak bazen iyidir. Bazen. Keyifli okumalar.
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,9bin okunma
··
10,6bin görüntüleme
zeynep okurunun profil resmi
dolu dolu, harika bi inceleme yazısı olmuş. birbirimizin kopyası olduğumuz şu zamanda kendimize biraz da olsa yabancılaşmak bence de herkes için iyi bi seçenek. kitabı listeme ekliyorum teşekkürlerr
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
kesinlikle, kendimize yabancı gözlerle baktığımızda gerçeği çok daha net bir şekilde görebiliriz. teşekkür ediyorum yorum için de, keyifli okumalar şimdiden. ^^
Neslihan okurunun profil resmi
Kitaplar hakkında yorumlarınızı okurken, "Ay hemen okumalıyım" düşüncesinden çıkamamam peki? 🌝👀
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
bu beni mutlu eder. ^^
Birisi okurunun profil resmi
İncelemenizi çok beğendim ve sormak istiyorum size: Bu kitaptan sonra hayatınızda ne değişti?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.