Bugün Ondokuz Mayıs,
Mayısın ondokuzu!
Sen ey Türk istikbalinin koruyucusu,
Sen ey ülkemizin geleceği,
Ulusumuzun gözbebeği,
Sen ey demirparmaklıklarda barfiks yapan,
Ranzalarda parende atan
Sportmen ve kahraman Türk Gençliği,
Önünde senin bütün kilit-bahirler açık,
Ama herzaman Samsun'a çıkılmaz a,
Bu sabah da avluda volta atmağa çık!
Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdum-i dide-i ekvan olan ademsin sen
Kendine dikkatlice bir bak; sen alemin özüsün
Sen varlıkların gözbebeği olan insansın
Bir kent, benim kafamda kurduğum resme göre inşa edilebilir miydi? Hayali mimarım dünyanın gözbebeği bir kentten daha başarılı çalışmış olabilir miydi? Kim bilir...
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen
(Hoşça bir bak kendine, alemin özüsün sen
Varlıkların gözbebeği olan insansın sen)
*Şeyh Galip*
Sen bana yeni yılsın her dakika
Her dakika bir yaşıma daha giriyorum
Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni
Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın
Ben bin parçaya bölündüm her parçasında
Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk arkadaşlığın
Çalkantısız Üniversitenin yalnızlığın ve ağlamanın
Erkek ağlar mı diyeceksin
Hayberin kapısı ağlar mı
İnsan hiçbir şey değilken, merkezdir de. O her şeydir, çünkü ilahi Logos'u cisimleştirdiği ölçüde, yaratılmış diğer varlıklardan koparak yaratılışın gözbebeği olur.
Ordu milletimizin gözbebeği ise, adliye, üniversite, diyanet defterdarlık... vs. milletimizin nesidir? Bana sorarsanız, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, laiklik ve din gibi yapıları gereği "narin" değerler, korunmaya daha muhtaçtır.
Değişik erdemler, döndürdükleri değerli
Nesneyle değişik biçimde kaynaşırlar,
Tıpkı yaşamın sizinle kaynaşması gibi.
Nesneye karışan erdemin kutsal kökeni
Nesnenin ışımasını sağlar,
Sevinçten ışıyan bir gözbebeği gibi...