Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mem û Zîn'in Hikayesi
Cizre Beyi,Ebdal oğlu Mir Zeynuddin’in ZİN ve SİTİ adlarında çok güzel iki bacısı vardı.Zin beyaz tenli ve beyin canciğeri gibiydi,Siti ise,esmerimsi ve bir selvi gibiydi.Tacdin,Beyin Divan Vezirinin oğluydu.Tacdin’in babası İskender’in iki oğlu daha vardı.Bunlara Arif ve Çeko denirdi.Tacdin’in kardeşleri Çeko ve Arif,tıpkı şahinler gibi kuşları
hergiz: Asla
Ben seni sevdiğim için eger bahâ derler ise İki cihan mülkün verem dahı bahâsı yetmeye İki cihan (da) dopdolu bağ u bostan olur ise Senin kokundan iyi gül bostan içinde bitmeye Gül ü reyhan(ın) kokusu âşıklara ma’şuk yeter Âşık olanın ma’şûku hergiz önünden gitmeye
Reklam
Evliya Çelebi'nin Rüyası...
'' Daha sonra, mecliste bulunan herkesin mübarek elini öptüm. Her birinin hayır duasını aldım. Kiminin mübarek eli misk gibi, kimi amber, kimi sümbül, kimi gül, kimi reyhan ve kimi safran, kimi menekşe, kimi karanfil gibi kokardı. Bizzat Hazret-i Resul'ün kokusu, safran açılmış gül gibi kokardı.''
Sayfa 25 - Çamlıca Basım\Kitabı okudu
Ben seni sevdiğim için eger bahâ derler ise İki cihan mülkün verem dahı bahâsı yetmeye İki cihan (da) dopdolu bağ u bostan olur ise Senin kokundan iyi gül bostan içinde bitmeye Gül ü reyhan(ın) kokusu âşıklara ma’şuk yeter Âşık olanın ma’şûku hergiz önünden gitmeye .
Sayfa 193 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bu kokular şimdiye kadar kokladığın kokulardan farklıdır. Önceleri sen farkına bile varmadan koku azar azar gelir ve gider. Türbedeki Allah dostunun sana verdiği "Hoş geldin." kokusudur. Resûlullah'ımızın kokusu gül, torunlarının reyhan, Hazret Ali'nin kırmızı karanfil, Horasan Evliyalarının (Ahmet Yesevi Hazretlerinin Anadolu ya gönderdiği Evliyalarin) dağ çiçekleri, Meryem Annemizin ve Fatma Annemizin kokuları ise orkide gibi değişik değişiktir. İşte, artık senin sevildiğinin bir başka gösteriş şeklini sana yaşatırlar. Daha sonraları tespihin kokmaya başlar...
Apartmanların mağrur duruşlarına karşı bunlarda gizli bir istihza seziliyordu. Bu evlerin bahçelerinden yayılan ağır, baygın reyhan ve hanımeli kokuları uzaklardan başlıyor, sonra birden bire çoğalıyor, sonra yavaş yavaş kaybolsalar bile uzunca bir süre etkileri insanlarla birlikte oraya buraya dağılıyordu. Sonra ana cadde üzerindeki akasyaların kokusuyla karışıyordu. Yerlerde, ezilmiş bataklık çiçeklerine rastlanıyordu; sümbüller ve nergisler yani.. Bütün bunlara rağmen, belli bir nümayiş havası yoktu hiçbir şeyde: ne çiçek kokularında, ne insanların davranışlarında. Gül kokularını bastıran çimento harcının kokusu yavaş yavaş siniyordu.
Reklam
peygamberimizden(s.a.v) gelen rivayetlere göre bazı kokular melekleri çekerken habis ruhları kovarlar örneğin sandal misk amber gül gül yağı çörek otu üzerlik otu reyhan ve kına kokusu melekleri çeker bazı kokular ise hapis ruhları çekerken melekler onlara dayanamazlar alkol, sigara, idrar, dışkı, köpek kokusu, leş, kan gibi necis maddelerin ve bazı bitkilerin kokusu gibi.
Rabbin ve melekler geldi âyeti tecelli edince, her olmayacak şey mümkün olur gider; evet. Kapıları açılmıştır lûtfunun sayesinde, evet, bütün müşküller kolaylaşır sana. Evet a benim uykudan mahmur güzelim, bu gece uykuyu sür nerkislerinden. Evet, nerkis gözler uykudan vazgeçti mi bağdan, bostandan meyveler devşirir, yer. Evet, başından, gönlünden gafleti bir iyice silip süpürdün mü gül bahçesinden gül kokuları, reyhan kokuları alırsın. Evet; gündüzün geceye dek, gece de gündüze dek sarhoş bir halde yaşamak, bu devran pek tatlıdır, pek. A bülbül, gül fidanı minberine çık da de ki: Evet, ihsan sahibi, ihsanı miktarıncadır. Duyanın iştahı çoğalınca evet, taş bile dile gelir, Lokman kesilir. Evet, Mısır ülkesinden Ken’an iline, Yakub’a Yusuf’un kokusu geldi. Susar, sırrı gizlersen evet, sırrı o padişah açar. Susmak sabırdır, sabrın alâmetidir; evet, susmak her ferahlığı çeker, madenden çıkarır.
Sayfa 1149Kitabı okudu
256 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Reyhan kokululardan ;
Onlar Peygamber efendimizin "benim iki reyhanımdır" dediği torunları, canımın parçası dediği Hz FATIMA annemiz ile velayeti in kapısı HZ Ali'nin evlatları Hz Hasan ve Hz Hüseyin efendilerimiz..... "kapının açılışından bilirdim. Kokusu ile gelirdi. Toprak odamız gül kokardı. Gülümserdi, ışıl ışıl bakardı. Şefkat dolu bir ses ruhumu tutardı, nasıl da sevinir sevgi ile kanatlanırdım..........."
Dedem Hz. Muhammed (asm)
Dedem Hz. Muhammed (asm)Nuriye Çeleğen · Timaş Yayınları · 2020149 okunma
Bir gün yüzün gören kişi ömrünce hiç unutmaya Tesbihi sensin dilinde artık nesne ayıtmaya Tâata duran zâhidin gözleri seni görürse Tesbîhini unutup ol artık secde de etmeye Ağzına şeker alıban gözleri sana duş olan Unuda ol şekerini artık çiğneyip yutmaya Ben seni sevdiğim için eger bahâ derler ise İki cihan mülkün verem dahı bahâsı yetmeye İki cihan (da) dopdolu bağ u bostan olur ise Senin kokundan iyi gül bostan içinde bitmeye Gül ü reyhan(ın) kokusu âşıklara ma’şuk yeter Âşık olanın ma’şûku hergiz önünden gitmeye İsrâfil sûrun urıcak mahlûkat durugelicek Senin ününden artık hiç kulağım işitemeye
Reklam
Yeni yeni dikilmeye başlayan apartmanların yanında, eski, bahçeli, ahşap evler gene de çoğunluktaydı. Henüz iskelet halinde bulunan bu yeni yapıların, eski evlere tepeden bakan boş gururlarına rağmen, eski, bahçeli evler soyluluklarından bir şey yitirmemişti daha. Apartmanların mağrur duruşlarına karşı bunlarda gizli bir istihza seziliyordu. Bu evlerin bahçelerinden yayılan ağır, baygın reyhan ve hanımeli kokuları uzaklardan başlıyor, sonra birden bire çoğalıyor, sonra yavaş yavaş kaybolsalar bile uzunca bir süre etkileri insanlarla birlikte oraya buraya dağılıyordu. Sonra ana cadde üzerindeki akasyaların kokusuyla karışıyordu. Yerlerde, ezilmiş bataklık çiçeklerine rastlanıyordu; sümbüller ve nergisler yani.. Bütün bunlara rağmen, belli bir nümayiş havası yoktu hiçbir şeyde: ne çiçek kokularında, ne insanların davranışlarında. Gül kokularını bastıran çimento harcının kokusu yavaş yavaş siniyordu. Dondurmacılar, hâlâ o eski gazelleri çalıyordu gramofonlarında. O eski, alışılmış, geleneksel sesler haz veriyordu insanlara. Sarhoşların duyarlığı bu seslerle yükseliyor, doruk noktasına çıkıyordu. Bir de henüz koku alabiliyorlarsa o reyhan kokuları.. bu seslerle o kokular arasında garip, gizli bir bağdaşma, uyuşma vardı. Hissediyorlardı bunu. Ne ki, bu seslerle bu kokuların yavaş yavaş ortadan çekilmekte olduğunu, çekildiğini, başka kokuların, başka seslerin yerleştiğini en dikkatli olanlar bile başlangıçta ayırt edememişti. Gül yerine anason, ut yerine piyano.. bir arada sürüyorlardı. Birine alışılmıştı, ötekine alışılıyordu.
Sayfa 104 - İZ YAYINCILIKKitabı okudu
Kaşanlıyım fena sayılmaz yaşamım… bir parça ekmeğim, bir parça zeka, iğne ucu zevkim var bir anam var yapraktan daha iyi dostlarım var akan sulardan daha hoş ve bir tanrım var buralarda bir yerde bu şebboyların arasında, bu uzun çamın altında suyun bilinci üzerinde, yasasında bitkilerin. ben Müslümanım kıblem bir kızıl gül namaz yerim pınardır,
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.