Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" O bir kere gülümsedi mi, gökyüzü gerçekleşen bir hayal gibi yakınlaşır, ruhumun kelebekleri o yekpare atlasa doğru kanatlanıverirdi.. "
Sayfa 45 - Hep KitapKitabı okudu
"Kitabı okumadım. Aptal bir roman." Jim öfkeyle gülümsedi. "Öyle mi dersin? Şunu unutma; bir kitabı eleştiriyorsan o kitap da seni eleştiriyor demektir. Şimdi bana o iki çocuğun canavarın varlığı konusunda neden anlaşamadıklarını söyleyebilecek biri var mı?"
Reklam
Şaşkınlıkla bakarken "Gerçekten mi?" Diye sordum. Gözlerinde ciddi bir ifade vardı. Kafasını yere çevirip üzüntüyle konuştu. "Özellikle renkli gözlü siyahi insanları, birer canavar olduklarını düşünerek öldürürlerdi" Acıyla gülümsedi "Sonra sizler geldininz ve insanoğlu siyah bir tenden daha büyük problemlerle karşılaştı
— Nasıl başaracaktın, senden istenecek kanlı ödevleri? Emin Bey, gülümsedi. — O başka... Vuruşmaktan korkuyorum, demedim... Ölmekten de pek korkmam sanırım! Hakkından gelemeyeceğim sorumluluktan korkarım ben! — Peki... Mümkün mü insanoğlunun sorumluluktan kaçabilmesi?
Tek kişilik bir ayaklanma. Bir an gülümsedi ama kapatıldığı son hücrenin gerçekleri ona durumunu hatırlattı. Bir sıçan gibi duvarları tırmalıyordu. Tarlalarda, yeraltında veya çatı odasında, Amerika gardiyanıdı hâlâ.
Sayfa 190 - Siren YayınlarıKitabı okuyor
Hayal kırıklğı içinde gülümsedi. Yüzü, saçları ve ruhu o hafif yağmurun altında ıslandı, yıkandı, temizlendi. Zaten temizdi ama artık tertemizdi. Hayatındaki herkes için elinden gelen her şeyi yapmış olduğunu biliyordu ve bu Kumru'nun kalbinin güzelliğindendi ama bazen bazı şeyler olmazdı işte.
Reklam
Nasıl bu kadar soğukkanlı olabilirsin, o senin arkadaşın
Bunny "Söylesene," dedi, sesinde ilk defa küçük de olsa bir şüphe tınısı duyduğumu sandım. "Siz burada ne halt ediyorsunuz cidden?" Orman sessizdi, çıt çıkmıyordu. Henry gülümsedi. "Ne olacak canım, taze eğrelti otu topluyoruz," dedi ve ona doğru bir adım attı.
Keleş Adının anlamı.
- Yaşa be Sıfır (Sıfır Beşeri Şef'in, Hasan Ali Yücel'e koyduğu numaradır.)! Sen ne Keleş adamsın böyle! Hasan Ali’nin yüzü değişti ve yüreği hızla çarpmaya başladı. Bu korku keleş diye tahkik olunmaktan değil, şefin güvenini kaybetmiş olmak ihtimalinden doğuyordu Beşeri Şef, onun yüzündeki değişikliğin farkındaydı. Gülümsedi: Ne o Sıfırım! Keleşliği beğenmedin mi? Keleş bizim halkın dilinde güzel demek değil mi? Bizim altı kazıktan, şey altı oktan birisi halkçılık olduğuna göre halkın ağzını kullanmaya mecbur değil miyiz? Siz hepiniz bütün bakanlarım gayet yakışıklı adamlarsınız. Bu kadar yakışıklı olmak için şüphesiz anne ve babaların da güzel olması lâzımdır. Şu halde hepiniz keleşoğlu keleşsiniz; öyle değil mi?
Sayfa 117Kitabı okudu
İçine günah karışmamış bir sevinç gösterebilir misin, dedi.
Kadın parmaklarını birbirine doladı çözdü, doladı çözdü... Sevişmenin hemen ardından, insanın bütün damarlarını dolduran o bulantıya benzer pişmanlığa ne demeli peki, dedi. Bıçak gibi gülümsedi başucundaki adam. Bedenin doğası ile toplumun ahlakı arasında soluk almanın ete kemiğe bürünmüş zorluğuydu. İçine günah karışmamış bir sevinç gösterebilir misin, dedi.
Önümüzde çok vaktimiz olacak konuşmaya..." Yorgun yorgun gülümsedi. "Ölümden aman bulursak..."
Sayfa 239 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
BEYZA ALKOÇ - BUL BENİ
"Aziz," dedim, başını çevirdi, "Neden bana yazmadın? Üç ay boyunca.." Hüzünle gülümsedi. Dizlerinden birini kendisine doğru çekmiş, kolunu dizine yaslamış elindeki koparılmış çim tanesi ile oynuyordu. "Sen her şeyin çok üst üste geldiğini, annenin seni bu yüzden götürdüğünü söyleyince yazmamın seni rahatsız edeceğini düşündüm Derin." dedi, "Buraya dair her şeyden kopmak istediğini düşündüm..."' "Doğru. Kopmak istedim." dedim, "Ama sonra da geri dönmek istedim."
BEYZA ALKOÇ - BUL BENİ
"Ne oldu?" dedim, "Ne var? Saçım mı bozulmuş? Duvara sürtünmüştüm bahçeye çıkarken, elbiseme mi bir şey olmuş?" "Kumral olan çocuk bize doğru geliyor diyecektim..." diye fısıldadı Berfu. Sustum. Nefesimi tuttum ve yavaşça arkama döndüm. Bir elim otomatik olarak saçlarıma, onları düzeltmeye yöneldiği sırada gözlerim Aziz Ata'nn gözlerini buldu. Buradaydı, tam karşımda. "Elbisene bir şey olmamış," dedi, "Saçların da gayet güzel.'' "Kestirdim." dedim bir anda, niye böyle bir bilgi vermiştim ki şimdi? Aziz Ata gülümsedi ''Fark ettim. Güzel olmuş." "Teşekkür ederim..." diye mırıldandım ve Aziz Ata yanıma geçerken ben de önüme döndüm.
Beyaz Mantolu Adam
Beyaz mantosuyla topuklarının çevresinde döndü; ilk defa gülümsedi çevresine bakarak. Sonra, sanki bir daha hiç gülümsemeyecekmiş gibi mahzunlaştı birden.
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
-İleride ayı avına da veda edersin artık, karın izin vermez! Levin gülümsedi. Karısının izin vermeyeceği düşüncesi o kadar hoşuna gitmişti ki, ayı görmek mutluluğundan sonsuza dek vazgeçmeye hazırdı.
Sayfa 579
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.